Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1439 E. 2019/178 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1439 Esas
KARAR NO : 2019/178

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ : 19/02/2019 – (Yazılma Tarihi) 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının iş yerinin mutfak bölümünden sızan sular nedeniyle sigortalının emtialarının hasar gördüğü ve hasar bedelinin ödendiğinden bahisle sigortalıya ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı ile aralarında kira ilişkisi bulunması nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle davanın öncelikle usulden reddine, kabul görmediği takdirde hasarın meydana gelmesinde dava dışı sigortalının kusurlu olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıya rücu olduğu, davalı tarafça öncelikle görev itirazında bulunulduğu ve davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve 115.maddesinde de dava şartının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği hüküm altına alınmakla birlikte Mahkemenin görevi de dava şartı olarak belirlenmiştir. Mahkememizin görev alanı TTK’nın 4.maddesinde belirlenmiştir. Eldeki dava, dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili niteliğindedir. Yargıtay ———— Hukuk Dairesi’nin 28/12/2016 tarihli ————— Esas ve ——Karar sayılı ve benzer nitelikteki birçok ilamında; “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması…” gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Davanın sigortalıya halefiyet ilkesine dayanılarak açıldığı, dava dışı halef olunan sigortalı tarafından dava açılmış olsa idi söz konusu davaya bakmakla görevli olan Mahkeme eldeki davaya bakmakla da görevlidir. Dosyamız arasında bulunan eksper raporunda dava dışı sigortalının kiracı olduğu ve mülk sahibinin davalı olduğunun belirtildiği, davalı tarafça da taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunduğunun savunulduğu, bu hali davacının dava dışı sigortalısı ile davalı arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 4-(a) maddesinde “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar..”ın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinin düzenlendiği, bu hali ile eldeki dava bakımından Mahkememizin görevsiz olduğu (Yargıtay ——– HD’nin 13/06/2016 tarihli ——- – ———- Esas ve Karar ) ve davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 115/2 Mad. Uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Yargılama gideri ve harçın görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- Vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.