Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/143 E. 2019/128 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/143 Esas
KARAR NO : 2019/128
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/02/2018
KARAR TARİHİ : 07/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle : Müvekkilİ ile ———— plakalı aracın ruhsat sahibi olan ———— arasında, araç değer kaybı ve kazanç kaybı hususunda temlik sözleşmesi imzalandığını,
Temliğe konu ————- plakalı araç ——— tarihinde ———- plakalı aracın şoförünün % 100 kusurlu olması sebebiyle oluşan kazada hasar gördüğünü,
Maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında trafik kazası tespit tutanağı sürücü beyanları incelendiğinde, davalı sürücü yazılı ve imzalı beyanıyla kazaya tam kusuruyla sebebiyet verdiğini açıkca ikrar ettiğini, söz konusu durum kaza yeri tetkiki ve sürücülerin beyanları kaza tespit tutanağı ile tespit edildiğini,
İşbu kaza sebebi ile temliğe konu araçta maddi hasar meydana gelmiş olduğundan ortaya çıkan hasar sebebi ile temliğe konu araç 9 gün onarımda kaldığını, bu süre içerisinde ticari işlevini yerine getiremediğinden kazanç kaybına ilişkin alacak oluştuğunu,
Nitekim Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ‘A-6 Teminat Dışı kalan Haller’ maddesinde kazanç kaybı teminat kapsamı dışında bırakıldığını, bu nedenlerle temliğe konu aracın uğradığı günlük 110 TL’den olmak üzere 9 günlük kazanç kaybının tahlisi ve borçlu itirazlarında haksız olduğundan İİK m.67/2 hükmü mucibince icra inkar tazminatına da hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı —————cevap dilekçesi özetle ; Alacaklının icra tedbir talebine konu ettiği ve ibraz ettiği tutanak ve bilir kişi raporuna sahsı tarafından tutulmadığını ve olay yerinde kendisi olmadan yazılan tüm tutanağa itiraz ettiğini, tutanakların kriminal incelenmesinin yapılmasını talep ettiğini, kaza esnasında gelen memurlar sadece tutanağa imza at biz daha sonra bu tutanağı doldurruz dediklerini, kendisinin ise boş tutanak evrağına imzamı attım ancak memurlar sen kamu aracı kullanıyorsun işinden geç kalma diyerek imza dan sonra kendisini gönderdiklerini ancak tutanağa içerik olarak ne yazdıklarını bilmediğini, söz konusu olayla ilgili tarafım suçlanmakta ve bu hususta mağduriyet yaşadığını, ilgili kurum aracı————Plakalı aracın şahsına ait olmadığı ve kesin ceza ve tutanağın ilglii resmi kuruma gönderilerek mağduriyetinin giderilmesini talep ettiğini,
Kazanın olduğu zamanda araçların yer değişikliği yapıldıktan sona kaza yerinin 50 metre ilerisinde polis ekibini bekleyerek sonrasında gelen ekibe olayı anlatıp konunun kendisi ile alakası olmadığı karşı tarafın ——— plakalı aracın kusurlu olduğunu söyleyip trafiği rahatlatmak için kendisini olay yerinden tutanak doldurulmadan imza attırılarak işine dönmesinin istendiğini, açılan olan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ———— Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesi özetle ;
Açılandavada sorumluluğun Belediyeye ait olmadığını, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, bahse konu yolda trafik kazası 19.02.2016 tarihinde meydana geldiğini, kazanın meydana geldiği tarih itibarı sürücü kusurun kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, dolayısıyla da sorumluluk müvekkili Belediyeye ait olmadığını,
Davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini, davanın görev yönü ile de reddi gerektiğini, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. Maddesinde kapsamında davanın reddi gerektiğini, yasal süresi içerisinde dava ikame edilmediğinden iş bu davanın süre aşımı nedeniyle de reddi gerektiğini, dava konusu kaza 19.02.2016 tarihinde olduğunu, davacı tarafça olayın üzerinden bir yıl gibi uzun süre geçtikten sonra açıldığını, süresinde olmadığını,
Kaza tesbit tutanağı Belediyeye tebliğ edilmediğini, kusur oranı ve hasar davacı vekilinin iddialarının aksine davacının aracın hızını ve sürüşünü yol durumuna göre ayarlaması gerektiğini, gerekli güvenlik tedbirlerini de kendisinin alması ve bu tedbirlerin alınmamış olmasından kaynaklanan tüm kazalardan da kendisinin sorumlu olması esas olacağını,
Kazanın meydana gelmesinin tüm nedeni Davacının 90 km gibi yüksek bir hızla böyle bir yolda hız yapmasından kaynaklandığını, araç sürücüsü hava ve yol şartlarına dikkat etmeyerek dikkatli kullanmadığından kaza meydana geldiğini, davacı aracını dikkatli sürerek aracın hızını ayarlamış olsa idi yoldaki mucur kaplı yüzeye daha vavas girmiş olacak ve aracın kontrolünü sağlayacağı için kaza meydana gelmeyecek veya daha az hasarlı bir kazaya neden olacağını, nitelendirilebilecek herhangi bir fiili söz konusu olmadığını,
Davacılar tarafından talep edilen maddi tazminat oranlan da çok fahiş olup olduğunu, olayın meydana gelmesinde davacının ağır kusuru bulunduğunu, bu nedenle özellikle talep edilen tazminat sebepsiz zenginleşmeye yol açacak miktarda olduğunu, müvekkili idarenin işbu davada hiçbir kusuru ve sorumluluğu da bulunmadığından davacının tazminat taleplerinin bu nedenlerle de reddini istediği,
Anayasanın 125.Maddesi kapsamında idarenin hukuki sorumluluğundan bahsedebilmek için ortada bir zararın oluşmasının yanında, bunun idareye yükletilebilecek bîr işlem veya eylemden doğması, başka bir deyişle zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulabilmesi gerektiğini, zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunmaması, zararın idari faaliyetten doğmadığını gösterdiğini, kimse kendi kusurundan kaynaklanan zararın tazminini isteyemez. Meydana gelen zararda zarar gören kişini kusuru varsa idarenin tazmin sorumluluğu tamamen ortadan kalkar.
Olay hukuken ve fiilen müvekkil idarenin sorumluluğunda olmayan bölgede meydana geldiğini, dolayısı ile illiyet bağı kurulamayacak bir olay nedeniyle müvekkili Belediyenin hizmet kusuru olduğundan bahisle açılan davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava ; hukuki niteliği itibariyle trafik kazasından kaynaklanan kazanç kaybının tahsili yönünde yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi isteğine ilişkindir.
HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. Taraflarda dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
HMK.nun 114/c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 26.06.2012 tarihli 6335 sayılı Yasanın 2.maddesiyle değiştirilen TTK.5.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanı belirlenmiştir. Bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olması gerektiği, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddede yer alan bazı hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticaret mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır.
Davacı şirket tarafından alacağı temlik alınan —————–ait araca, —— Büyükşehir Belediyesine ait olup, sürucüsü davalı Hannan Koç’un sevk ve idaresindeki —— plaka sayılı aracın çarpması sonucunda kazanç kaybı meydana geldiği belirtilerek, tahsili konusunda icra takibi yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ——— Ticaret Kanununda belirtilen mutlak ticari dava olmadığı gibi, her iki tarafta tacir olmayıp, ticari işletmeleri ile de ilgili değildir.
Davacı tarafından açılan davada trafik kazasından kaynaklı kazanç kaybının tahsiline yönelik dava olup, iş bu dava ticari nitelikte bir dava olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren bir davadır.
Dava şartları davanın her aşamasında denetlenip, dava şartının bulunmaması halinde HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Bu doğrultuda HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ————l Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine
2-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davada ilgili mahkemede devam edilmediği durumunda talep halinde bu konuda karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi. 07/02/2019