Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1420 E. 2019/924 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1056 Esas
KARAR NO : 2019/967

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2017
KARAR TARİHİ : 03/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ———davalı —— —– ürününü sattığını ve teslim ettiğini, 16.02.2017 tarih —– yevmiye numaralı 7.306,56 TL tutarlı faturanın düzenlendiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün 2017/22078 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itirazı üzerine takibin durdurduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle usul yönünden itirazlarının bulunduğunu, takibin Ankara İcra Müdürlüklerinde başlatılması gerekirken İstanbul’da başlatıldığını, gerek yetkili icra müdürlüğü yönünden gerekse de yetkili asliye Ticaret Mahkemesi yönünden yetkili yerlerde işlem başlatılmadığını beyanla, usulden ve esastan davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini vekaleten talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, 1 adet faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. Davacı vekili her ne kadar icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de alacağın faturaya dayalı para alacağı olduğu gözetilerek davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 07.09.2017 tarihinde faturaya dayalı olarak 7.306,56 TL asıl alacak ve 333,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.640,31 TL üzerinden icra takibi başlatmış olduğu, davalının yasal sürede borca itirazı ile takibin durduğu, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 09/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin kanuni ticari defterleri delil vasfına haizdir, taraflar arasındaki yazışmalarda, davalı tarafından fiyat teklifi istendiği, davacı tarafından yapılan fiyat teklifinin 30 gün olan vadeyi 60 gün olarak düzeltilerek kabul edildiği ve davacının kestiği faturaya davalı tarafından itiraz edilmemiş olduğu görüldüğünü, davacı tarfından gönderilen 28.02.2017 tarighli mutabakat formunun mutabıkız ibaresinin altına şirket kaşesiüzerine imza edildiği görüldüğünü, davacı tarafından keislen fatura üzerinden, son ödeme tarihinin 18.03.2017 yazılmasına rağmen, davalının onayladığı, fiyat teklifindeki 30 günlük vade tarihinin 60 gün olarak değiştirilmesine davacı tarafından yazılı bir itirazın olmaması nedeniyle davacının faiz isteminin fatura üzerindeki ödeme vadesi olarak yazılı olan 18.03.2017 tarihi değil fatura tarihinden 60 gün sonra 16.04.2017 tarihinden itibaren talep edebileceği, icra inkar tazminatı isteminin sayın mahkemenizin takdirinide olduğunu, davacının, davalıdan asıl alacak talebi olan 7.306,56 TL alacağının yerinde olduğu yönündeki kanattini bildirmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davanın, faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalı tarafın fatura içeriği emtianın kendisine teslim edilmediğini savunduğu görülmüştür. Bu durumda davacı tarafın faturaya konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerekmektedir. Mahkememizce taraf defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Belirlenen inceleme günü davacı defterlerini incelemeye sunduğu, davalı tarafın ise ihtaratlı davetiye tebliğine rağmen ticari defterlerini sunmadığı, ancak bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurmasının, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak buna dayanmasına bağlı olduğu (Emsal: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 tarihli 2014/11-1159 E., 2016/967 K. sayılı kararı), davacının ise davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmadığı, yine raporda e-posta yolu ile gönderilen hesap mutabakatı (28/02/2017 tarihi itibariyle hesaba ilişkin) sunulmuş ise de söz konusu e-posta davalı tarafın açık kabulünde olmadığından delil olarak dikkate alınmadığı, ayrıca takip dayanağı faturaya ilişkin sevk irsaliyesinin teslim alan kısmının boş olduğu, dolayısıyla davacının uyuşmazlık konusu faturaya konu malı teslim ettiğini ispat edemediği, davanın sübuta ermediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
KARAR HARCI
3-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 92,28 TL harçtan mahsubu ile kalan 47,88 TL’nin istem halinde davacıya iadesine ,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4—————tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
6-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.