Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1396 E. 2021/1092 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1396 Esas
KARAR NO: 2021/1092
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—-aracın, müvekkili —— tarafından — numaralı —- sigortalandığını,— tarihinde—— mevkiinde seyir halinde iken aracının —– duraklama yapmakta olan—- aracın sol arka kısımlarına çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda kaza tespit tutanağına bakıldığında; —– maddesi gereği müterafik kusurlu sayıldığını, meydana gelen trafik kazasında; tam hasara uğramayan onarımı mümkün olan hasarlı aracın ekspertizinin yapıldığı serviste tespit edilen ve servisçe talep edilen onarım bedeli — olmakla birlikte, konu aracın mevcut hasarlı hali ile — değer arz ettiği ve piyasa değerinin — olması sebebi ile Müvekkil sigortalı araç sahibinin gerçek zararının —- olduğunun —— tarafından tespit edildiğini, kazanın meydana gelmesinde hem müvekkili şirket sigortalısı, hem de davalı şirket sigortalısının — kusurlu olması sebebi ile, müvekkili sigorta şirketinin — sigortalısına ödemiş olduğu — hasar bedelinden — plakalı araç sürücüsünün —-davalı sigorta şirketinden talep edilmiş fakat davalı sigorta şirketin işbu bedelin yarısı olan—- ise ödemekten imtina etmiş olması sebebi ile işbu davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu beyan ile, müvekkili şirketin sigortalısına ödemiş olduğu — hasar bedelinden davalı araç sürücüsünün — kusuruna tekabül eden—- davalı tarafından ödenmesi sonucu mahsubu ile bakiye — sigortalısına ödeme tarihi olan —- ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasını dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu aracın—— olduğunu, isabetli kusur tespiti doğrultusunda ödeme yapılarak tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, davacının müvekkili şirkete başvurusu üzerine —açıldığını, sigortalı araç sürücüsünün — tarihinde —- ödenerek tüm sorumluluğun yerine getirildiğini,—- açıkça anlaşılacağı üzere kazanın —- aracın sağ ön yan kısımları ile park halinde bulunan —- aracın arka sol kısımları ile çarpışması sonucu” meydana geldiğini, müvekkili şirketin dava konusu kazadan dolayı sorumluluğunun, her halükarda poliçe limiti dahilinde sigortalısının kusur oranıyla sınırlı olacağını beyan ile, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; —– kapsamında sigortalısına trafik kazası nedeniyle ödenen hasar bedelinin —- maddesi gereğince halefiyet ilkesi kapsamında kusurlu olduğu iddia edilen —- rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketince —— maddi hasarlı kazadan ötürü sigortalısı durumundaki sigortalı araç sahibi ile —ödeme için ibraname düzenlendiği görülmüştür.
Kaza tespit tutanağının polis memurları tarafından düzenlendiği, kazanın özetinde sürücü —aracın sağ ön yan kısımları ile park halinde bulunan—- plakalı aracın arka sol kısımları ile çarpışmaları neticesi meydana gelen hasarlı kazada sürücü —-park halindeki araç sürücüsünün ise aynı kanunun —- ihlal ettiği beliritlmiştir.
—— maddesi “Sigorta şirketi ödediği tazminat tutarınca sigortalıya halef olur. Sigorta şirketi ödediği tutar için rücu talebini, sigorta limitleri dahilinde, öncelikle ilgili risk için teminat sunan sigorta şirketine yöneltir. Sigorta şirketi ilgiliye karşı sahip olduğu rücu hakkını ilgili risk için sigorta teminatının bulunmadığı durumda kullanabilir. Sigorta ettiren ve sigortalı, sigortacının açabileceği davaya veya takibe yararlı ve elde edilmesi mümkün belge ve bilgileri vermeye zorunludur” hükmünü taşımaktadır. Bu maddeye göre sigortalısına ödeme yapan kasko sigorta şirketi, rücu talebini öncelikli olarak zarara neden olan aracın sigortacısına yöneltmek durumundadır. —-bu düzenleme—- olarak belirlenmiştir.
—–maddesinde ise; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmü yer almaktadır.
Sigortacının rücu hakkı, zarar sigortalarında geçerli olan halefiyet ilkesinden kaynaklanır. Halefiyet ilkesine göre sigortacı ödediği tazminat ölçüsünde sigortalının haklarına sahip olur ve 3. kişilere karşı doğrudan doğruya dava açabilir.
Mahkememizce alınan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dosyası kapsamındaki ——
— plaka sayılı aracın ön sağ muhtelif kısımlarında hasar oluştuğu hususu,—-aracın park halindeki kamyona çarptığı hususu, diğer —-
plaka sayılı —— sağ şerit üzerinde park halinde olduğu, olay mahallinin yerleşim
yeri olduğu ve vaktin gündüz olduğu hususu, davacı vekilinin tüm beyanları, davalı
vekilinin itirazları, tutanaklar, raporlar ve diğer tüm mevcut veriler kusur yönünden teknik
olarak birlikte değerlendirildiğinde; gereken dikkatini yola vermeyen,
mahal şartlarını ve yol özelliklerini ve görüş alanını dikkata alarak hızını tedbir
alabilecek düzeye düşürmeyen ve park halindeki kamyona tedbirsizce çarpan —–
sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, olay mahallinin yerleşim yeri olduğu ve
vaktin gündüz olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın sürücüsünün %25 kusurlu olduğunu
belirttiği hususu ve —— de dikkate alındığında nizamlara aykırı olarak
kamyonu sağ şerit üzerine bırakan ve gelen araçlara tehlike ortamı yaratan—–
sürücüsünün kusurlu davranışının sonuç üzerine %25 oranında etken olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
— düzenlenen raporda özetle; —tarihinde — sıralarında sürücü — plaka sayılı —— yönüne seyir halinde iken kaza mahalline geldiği esnada aracının sağ ön kısmıyla; seyir istikametine göre yolun sağ şeridi üzerinde park halinde bulunan —- plakalı aracın sol arka kısımlarına çarpması ile neticelenen dava konusu trafik kazası meydana geldiği, mahal özellikleri dikkate alındığında — tarihli bilirkişi raporuna iştirak edilmediği, —— sevk ve idaresindeki otomobil ile gündüz vakti meskun mahaldeki üç şeritli yol üzerinde seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi gerekirken bu hususa riayet etmediği, sevk ve idare hatası ile yolun sağ şeridinde park halinde bulunan araca çarptığı anlaşılmakla % 100 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için —- oluşturulacak — kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
— tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; sürücü —- yönetimindeki —– meskun mahal içindeki bir bulvarı takiben taşıt yönettiği, ilerlediği yol üzerinde görüşe mani bir hal bulunmadığı, belirtilen durumda kendisinin toplu dikkat halinde olması, seyir sırasında yol içinde her an ve her türlü engel veya tehlike hali ile karşılaşabilmesinin olası olduğunu nazara alarak, zamanında tedbir alabilmek bakımından planlı ve hazırlıklı bulunması; taşıt hızını, bu gibi durumlarda aracını kendi şeridi içinde kalarak tamamen durdurabilmesini veya şartlar müsaitse, bir diğer şeride salimen geçebilmesini mümkün kılacak seviyeye ayarlamış olması cari trafik kurallarının gereği olduğu, mevcut bilgiler ve olayın cereyan tarzından, anılan sürücünün, belirtilen hususlara uygun davranmadığı kendisinin, aracının hasar durum ve derecesinden de açıkça anlaşıldığı üzere, olay yeri hakim şartlarına göre yüksek hızla taşıt yönettiği, dikkatini yola gereğince teksif etmediği, dağınık dikkat halinde bulunduğu ilerlediği yol üzerinde sağ şerit dahilinde duran kamyonun yol içindeki konumunu, yol genişliği, aralarındaki mesafe vo hızı ile birlikte değerlendiremeyip, şartlar müsaitse sol şeride geçmek veya frenleme ile aracını bulunduğu şerit dahilinde kalacak biçimde durdurmak biçimindeki etkin tedbiri zamanında planlayıp uygulayamadığı ve bunun sonucunda kazaya karıştığı sürücü —–, trafik kurallarına da aykırı biçimde, dikkatsiz vc tedbirsizce davranışı nedeniyle olayda kusurlu sayılmasının yerinde olduğu, kazaya karışan —- plaka sayılı—– meskun mahal içinde yer alan bir cadde üzerinde park edilmesi kurallara uygun olmayan ve trafik cezasını gerektirir bir durumdur. Ancak, belirtilen durum olayın meydana gelişine neden olacak nitelikte, olayla illiyetli bir durum olarak değerlendirilemediği, —-sürücüsünün sağ şeritte herhangi bir —–edilen ve cesamet bakımından gözden kaçırılması mümkün görülmeyen ağır taşıtı emniyetli mesafe önceden fark etmesinin mümkün olduğu, o halde bu sürücünün, seyir yörüngesini, bu taşıtın dışındaki kalan diğer şeritleri esas alarak tertiplemesi, bu mümkün olamadı ise aracını kamyonun arkasında salimen durdurup, müsait bir anda diğer şeride geçmesi gerektiği, —- sürücüsünün belirtilen davranışı gerçekleştirmesine mani hiç bir durum bulunmadığı, kendisinin, gündüz vakti nasıl ki haklı bir nedenle mücbir olarak sağ şeritte duran/park edilen bir ——çarpmaması gerekiyor ise; durma’park etme nedenini bilmediği —– plaka sayılı kamyonada çarpmaması gerektiği, sürücünün duran/park edilen araca çarpmama mükellefiyeti, aracın durmasının/parkedilmesinin kurala uygun olup olmadığından ve nedeninden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği, belirtilen hususlar nazara alındığında —– plaka sayılı —- sürücünün, kural ihlal etmekle birlikte; olayın meydana gelmesi ile illiyetli olacak tarzda hatalı davranışı sabit görülmediği cihetle kusursuz sayılmasının yerinde olacağı, davacıya —- araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Somut olayda: Davacı sigorta şirketine kasko poliçesi ile sigortalı—- plakalı aracın seyir halindeyken aracın sağ ön kısımları ile duraklamakta olan davalıya trafik sigortası ile sigortalı—– plakalı aracın sol arka kısımlarına çarptığı, meydana gelen kazada davalıya sigortalı aracın % 50 oranında kusurlu olduğu iddiası ile —– plakalı araç hasarı için hak sahibine ödenen miktarın, davalı sigortadan % 50 kusur nispetinde rücuen tahsili için dava açılmıştır. Mahkememizce alınan —– tarihli bilirkişi raporunda davalıya —- sigorta poliçesi ile sigortalı —- plakalı araç sürücüsü % 25 oranında kusurlu bulunmuş ise de, ———- oluşturulan bilirkişi heyet raporlarında davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusursuz bulunduğu, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için —— oluşturulan bilirkişi heyet raporunun ayrıntılı olarak ve önceki bilirkişi raporlarının değerlendirilerek düzenlendiği, söz konusu bilirkişi raporuna göre —- poliçesi ile sigortalı araç sürücüsü yönetimindeki —– vakti, meskun mahal içindeki bir bulvarı takiben taşıt yönettiği, ilerlediği yol üzerinde görüşe mani bir hal bulunmadığı, belirtilen durumda kendisinin toplu dikkat halinde olması, seyir sırasında yol içinde her an ve her türlü engel veya tehlike hali ile karşılaşabilmesinin olası olduğunu nazara alarak, zamanında tedbir alabilmek bakımından planlı ve hazırlıklı bulunması; taşıt hızını, bu gibi durumlarda aracını kendi şeridi içinde kalarak tamamen durdurabilmesini veya şartlar müsaitse, bir diğer şeride salimen geçebilmesini mümkün kılacak seviyeye ayarlamış olmasının trafik kurallarının gereği olduğu, mevcut bilgiler ve olayın cereyan tarzından, anılan sürücünün, belirtilen hususlara uygun davranmadığı, sürücünün duran/park edilen araca çarpmama mükellefiyeti, aracın durmasının/parkedilmesinin kurala uygun olup olmadığından ve nedeninden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği, ——– kural ihlal etmekle birlikte; olayın meydana gelmesi ile illiyetli olacak tarzda hatalı davranışı sabit görülmediği, davalı sigorta şirketine trafik sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, haksız fiilden sorumlu tutulabilmesi için olayın meydana gelmesinde kusurlu olmasının zorunlu olduğu, bu unsurun gerçekleşmediği, davacı tarafa —- ile sigortalı —— plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL maktu harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 121,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 62,25 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıda alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarfedilen giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/10/2021