Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1339 E. 2019/341 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1339 Esas
KARAR NO : 2019/341

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla
308/h))
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ : 20/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkili hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini dava ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir.
2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır.
Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu ve şirket ordağının ikamet adresindeki yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesin de konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Davacı borçlu şirket tarafından, 19.11.2018 tarihli ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesi ile iş bu dava açılmıştır. Mahkememizce, 21.11.2018 tarihli tensip ara kararının 6-a bendinde belirtildiği üzere, 7101 sayılı kanunla değişik İİK ‘nun 287. maddesi gereğince 286. maddede belirtilen belgelerin mevcut olduğuğundan, davacılar hakkında 21.11.2018 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, bir kısım ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile geçici konkordato komiseri oluşturulmasına ve ön rapor hazırlanmasına hükmedilmiştir.
Mahkememizce 20.02.2019 tarihli oturumda İİK.nun 287/4 madde hükmü gereğince davacılar yönünden verilen üç aylık geçicçi mühlet süresinin 21.02.2019 tarihinden itibaren bir ay süre ile uzatılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce konkordato komiseri olarak atanan ———- tarafından bu süreç içinde komiser raporları mahkememize ibraz edilmiştir.
28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış, İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur.
Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. fıkrada ,mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297’ nci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir.
Yasanın 288/1. fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağına yer verilmiş, İİK 294. maddesinde, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları, 297. maddesinde ise, kesin mühletin borçlu bakımından sonuçlarına ilişkin düzenleme yer almıştır.
Kanun koyucu, 7101 sayılı Kanunda, uygulama alanını genişleterek konkordatoyu, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulabilmek için başvurabileceği bir hukuki çare olarak betimlemiştir.
İİK 285. maddesinde konkordato talebi düzenlenmiştir. Konkordato öncelikle borçlu tarafından talep edilmektedir. Borçlu ise, iflasa tabi olan veya olmayan bir gerçek veya tüzel kişi olabilmektedir. 15.03.2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanunun 65. maddesi ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 179/ a,179/ b ,179/c, 298/a ve 329/a maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Konkordatoyu, konkordatonun yapılış tarzı, yapılış zamanı ve amacına göre üç kategoride sınıflandırabiliriz. Konkordato içeriğine göre;
1- ———– ( Vade) Konkordatosu,
2- ————-( tenzilat ) Konkordatosu,
3- ————-( bileşik ) Konkordatodur.
Tasdik İle hüküm ifade eden, borçluya, borçlarını tam olarak ödemesi için, uzun veya kısa bir ödeme süresi verilmesini ya da mevcut borçlarının yine tam olarak ödenmesi kaydıyla takside bağlanmasını öngören konkordato türüne, mühlet ya da vade konkordatosu denir. Bu genelde, geçici bir süre için ödeme yeterliliğini kaybetmiş olması yüzünden vadesi dolmuş olan borçlarını ödeyecek durumda olmayan borçluların, sabırsız alacaklıların takiplerini devam ettirmek suretiyle kendilerini güç durumda bırakmalarını ve özellikle iflaslarına sebebiyet vermelerini önlemek için başvurdukları konkordato türlüdür.
Yüzde (————– konkordatosu, elinde olmayan nedenlerden ötürü mali açıdan güç durumda bulunan borçlunun içine düştüğü bu durumdan kurtulabilmesi için, ona yeni bir ödeme süresi verilmesi (vade uzatımı) çoğu kez yeterli olmaz.Alacaklılarında bir takım şeylere katlanmaları gerekebilir. Bunun gerçekleştirilmesinde ve dolayısıyla borçlunun mali durumunu düzeltmesinde, kendisine başvurulacak olan araçlardan biri de, yüzde veya tenzilat konkordatosudur. Bu konkordato türünde, borçlu alacaklılarına belli bir yüzde ödemede bulunmayı garanti eder. Buna karşılık alacaklılarda, bu yüzdenin kapsamı dışında kalan alacak kesimlerinden feragat ederler.
Kombine ( bileşik ) konkordato, genellikle borçlunun, malvarlığı ilişkilerinin içinde bulunduğu durum, birden ziyade konkordato türünün ( vade+ tenzilat ) bir araya getirilmesini gerektirir. İşte böyle bir durumda, kendisinden yararlanılabilecek araç ise kombine konkordatodur. (Konkordatonun Tasdiki – Tanrıver- Deynekli ,sayfa 39 vd ).
2004 sayılı İİK 285. maddeye ilişkin hükümet gerekçesinde, konkordatonun vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrıldığı, bu ayrımın icra ve iflas kanununda yer almamakla birlikte öğretide genel olarak kabul edilen bir ayrım olduğu, tenzilat konkordatosunda alacaklıların, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçecekleri ve borçlunun borçlarını konkordato kabul edilen kısmını ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulacağı, vade konkordatosunda ise borçlunun borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade isteyeceği veya borçlarını taksitlendireceği, ülkemiz uygulamasında çok kere borçlu alacaklıların hem vade ve de hem tenzilat istediği ve böylece karma konkordato teklif ettikleri, borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesenin mümkün olduğu, diğer bir deyişle, mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçları ödemesi mümkün değilse, o zaman borçlunun yüzde yüz yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılardan kendisine bir mühlet verilmesini isteyebileceği, bu durumdaki bir borçlunun normal olarak tenzilat konkordatosu isteyebilmesinin mümkün olmaması gerektiği, zira böyle bir teklifin, ödenmesi teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartına uygun düşmeyeceği, fakat hazırlık çalışmaları sırasında, mahkemelerin somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapabilmeleri yolunu açık tutmak gerektiği ileri sürüldüğünden madde metninde bu konuda bir sınırlama getirilmesinden kaçınıldığı belirtilmiştir.
Keza yasa koyucu, 289. maddede, kesin mühlet kararı verilebilmesi için, geçici komiserin yazılı raporunu dosyaya sunması gibi emredici bir düzenlemeye yer vermiştir. Emredici hüküm üzerine hazırlanıp dosyaya ibraz edilen, geçici komiser raporunun kesin mühlet kararı için tek başına yeterli ve geçerli bir unsur olduğu kabul edilmemekle birlikte, sunulan belgeler birlikte değerlendirilmiştir.
Davacı şirket vekili tarafından 07/03/2019 tarihli dilekçesi ekinde revize konkordato projesi sunulmuştur.
Davacı şirket tarafından sunulan 31/01/2019 tarihli şirket bilançosuna göre davacı şirketin özkaynaklarının 1.080.336,18 TL rayiç değerlere göre 287.233,26 TL olduğu şirketin özenmemiş sermaye tutarı olan 466.459,05 TL nin 31/12/2019 tarihirne kadar ödenmesi ve 2020 yılı sonuna kadar ek 500.000,00 TL sermaye artırımı öngörüldüğü şirketin 2019 yılında 5.000.000,00TL net satış, 625.000.000,00 TL vergi öncesi kar, 2020 yılında 7.500.000,00 TL net satış, 960.000,00 TL vergi öncesi kar, 2021 yılında 8.500.000,00 tl net satış 1.094.000,00 TL vergö öncesi kar 2022 yılında 10.000.000,00 net satış, 1.295.000,00 TL vergi öncesi net kar hedeflendiği, şirket aktifinde kayıtlı araçlardan —————–aracın tahmini değerinin 50.000,00 TL ve aracın satılarak borç ödeme kullanılması öngörüldüğü 2019 yılında 2.668.500,00 TL kaynak 2020 yılında 1.248.800,00 TL kaynak yaratıp 3.873.744,00 TL borcun ödenmesi neticesinde 43.556,00 TL kaynağın şirkete kalacağı mevcut banka kredisi borçlarının ————– tarihler arasında eşit taksitler halinde, mevcut cari hesap borçlarının yine eşit taksitler halinde mevcut senetli borçlarının taksitler halinde ödenmesinin hedeflendiğini ileri sürerek konkordato isteminde bulunulmuştur.
İcra iflas kanununun 287. madde gerekçesinde, konkordatonun başarıya ulaşması ile kastedilen hususun konkordato talebinde bulunan mali durumunun mümkün olup olmadığı veya konkordato teklifinin tasdik şartlarının yerine gelip gelmediğidir. Benzer yönde icra iflas kanunu 292. Madde gereğince başarıya ulaşma ibaresi ile iyileşmenin veya konkordatonun tasdikinin hiç mümkün olmadığı hallerin kastedildiği belirtilmiştir.
Konkordato komiseri tarafından sunulan raporda davacı şirketin 30/09/2018 ve 28/02/2019 tarihli mali verilerin değerlendirilmesi ve maliyetlerin gözlemlenmesi neticesinde şirketin 30/09/2018 başvuru tarihinden 28/02/2019 tarihine kadar geçen 5 aylık sürede hiçbir aylık gelir elde etmediği şirketde bir personelin istihdam edildiği şirketin 31/12/2018 tarihi itibari ile 278.169,13 TL 28/02/2019 tarihi itibariyle 23.363,36 TL dönem zararının gerçekleştirdiği davacı şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinde özkaynakların (-) 1.897.429,58 TL olduğu diğer bir ifadeyle ile şirketin rayiç değerler üzerinden borça batık durumda bulunduğu,
Davacı şirket tarafından sunulan revize projenin konkordatonun tasdik edilmesi bakımından yeterli görülmediği, davacı —————- sahibi bulunduğu şirketin dışında başka bir şirkette 5.000,00 tl civarı ücretle çalıştığı sahibi olduğu şirketin gelir elde edemediği dikkate alındığı bu borçlu konkordatonun tasdik edilemediği bakımından yeterli görülmediğ belirtilmiş raporlar mahkememizcede benimsenmiştir.
Kaldı ki davcılardan ————- tarafından konkordato isteminin davacı şirketin başarıya ulaşması şartına bağlanmış davacı şirketinde sunduğu revize projenin borçlarını ödeyebilecek nitelikte olmadığı belirlenmiştir.
Davacı —————————Müdürlüğü’nde kayıtlı tacir olmadığı maaşla çalıştığı görülmüştür.
Bu itibarla davacı şirket ile davacı ————— koşulları oluşmayan konkordato tasdiki davasının REDDİNE, davacı ———————– borca batık olduğu tespit edildiğinden iflasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere ;
1-Davacıların koşulları oluşmayan konkordato tasdiki davasının reddine,
2————— Müdürlüğü’nün ———– sicil numarasına kayıtlı olup muamele merkezi —————– faaliyet gösteren Davacı —————————nin borca batık olduğu tespit edildiğinden iflasına,
İflasın —————— tarih ve saat 13:44 itibariyle açılmasına,
Bu dava ile ilgili verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına,
Geçici komiser heyetinin görevine son verilmesine,
Kararın ilanına,
İlgili yerlere hemen yazı yazılmasına,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile 8,50 TL harcın davacıdan tahsiline, hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasna,
4-Karar kesinleştikten sonra kullanılmayan gider avansının talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren on gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.