Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1292 E. 2021/25 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1292 Esas
KARAR NO : 2021/25

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin——— bedelli faturanın müvekkili tarafından mükerrer ödendiğini, müvekkilinin faturayı——- yoluyla ——– yaptığını, fazla ödeme davalı taraftan istense de ödemenin geri alınamadığı,—— tahsili için İstanbul Anadolu ———.İcra müdürlüğünün——esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından İstanbul Anadolu——-.İcra Müdürlüğünün ——-esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davaya konu alacağın likit olması ve davalının kötü niyetli olması nedeniyle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmeni, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ———– —– gönderilmek üzere ——— alınan bedel,— ödeme sebebiyle, müvekkili şirketin hesabına dahi geçmeden, ———- müşterinin kartına iade edildiğini, bu bağlamda müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davanın reddini, kötü niyetli takip alacaklısı aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; davacının—————- bahisle fazla ödenen ———- tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—————————— unvanlı gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunduğu bildirilmiştir.
——- Vergi Usul kanunun 177/1 ve 177/3 fıkralarında belirtilen ——– bildirmiş —— beyannamesini göndermiştir.
Davacının ———— gelir beyan ettiği görülmüştür.
Görevle———- düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler.
Türk Ticaret Kanunun 5.maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne aittir. Aynı yasanın 4.maddesinde ise ticari davalar düzenlenmiş olup, buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda ve yasa maddesinde sayılan yasal düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olacağı öngörülmüştür.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanun’un 11.maddesinde ticari işletme şu şekilde tanımlanmıştır. “(1) Ticari işletme, ————– gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. (2) ———–işletmesi arasındaki sınır,—- çıkartılacak kararname ile belirlenir.” Yine aynı yasanın 12.maddesine göre tacir, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişidir. 15.maddesinde ise; “——- sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11.maddenin 2.fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve ———- düzenlemesi bulunmaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’un 3/a maddesine göre; “Esnaf ve sanatkâr: —————–belirlenen—— birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler”dir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanun’un gerek 11.gerekse 15.maddesinde öngörülen sınırı belirleyen——–kararı ise ————kararı olup, söz konusu ———- MADDE 1 – (1) 5362 sayılı—– Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63 üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12 nci ve 17 nci maddelerinin uygulaması bakımından;a)—– yayımlanacak ————dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların —– —-dolayısıyla——- kaydedilmeleri,
Ancak,——-siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış —- ya da—aşanların kendileri istemedikçe ————— aşanların ise kayıtlarının,—- aktarılması,
b) 213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve —- defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların— ————————- kararlaştırılmıştır.”şeklindedir.
Yukarıda belirtilen——-kararında—– belirlenmesinde gözetilecek değerler yönünden—– 177.maddesine atıfta bulunulmuş olmakla dava tarihi itibariyle bahsi geçen yasa maddesindeki düzenleme; “Aşağıda yazıl——- lirayı veya satışlarının tutarı ——- olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri———– lirayı aşanlar; —– numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı——- aşanlar…”şeklindedir.
Yargıtay —–.Hukuk Dairesi’nin — Karar sayı —– içtihatlarında öngörüldüğü üzere;”— — göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. —- olmamak tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.”
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; davacının,———-kişi —– bulunmakta ise de, ——– kayıtlı olmanın tacir sayılmak için kesin bir ölçüt olmadığı—–göre davacının Vergi Usul kanunun 177/1 ve 177/3 fıkralarında————– beyan ettiği, davacının —– aştığına dair delil olmadığı, buna göre davacının—–, bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için TTK 4. Madde hükümlerinde belirtildiği üzere her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerektiği, bu hali ile eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.