Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1265 E. 2021/375 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1265 Esas
KARAR NO : 2021/375
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —ayı başlarında davalının sahibi olduğu —— firmasında asansör ustası olarak aylık ücret karşılığında çalışmaya başladığını, işe girerken müvekkiline davalı tarafından teminat senedi olarak miktarsız, tarihsiz, boş bir bononun imzalatıldığını, müvekkilinin — emeklisi olduğu için davalı tarafından yeniden sigorta yapılmadığını, müvekkilinin işten ayrıldığı ——-tarihine kadar davalının yanında sigortasız olarak çalıştığını, çalıştığı süre içinde müvekkilinin ücretini düzenli olarak alamadığını, davalının bugün vereceğim, yarın vereceğim diyerek müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin en son alması gereken ——– ücretini ve geçmiş aylara ve yıllara ait birikmiş ücretini alamadığını, toplam alacağının—-olduğunu, müvekkilinin alacağını alamadığı için işten kendi isteği ile ayrılmak zorunda kaldığını, davalının müvekkiline imzalamış olduğu bonoyu üzeri yazılı ve —- olarak düzenlenen bir adet imza yeri yırtık bonoyu iade ettiğini, müvekkiline—————- şubesinden protesto çekildiğini, müvekkilinin davalının kendine karşı kurduğu tuzaktan bu şekilde haberdar olduğunu, üzerinde müvekkilinin imzası olan, gerçek olup olmadığını bilmedikleri bononun davalının ortak iş yaptığı müvekkilinin önceden bildiği ——- gerçek olduğunu sandıkları takibe konulan bononun davalı tarafından ciro edilerek boş yerleri doldurulmak suretiyle bankaya verildiğini, davalının bedelsiz olan müvekkiline işe girdiğinde imzalattığı bonoyu avukatı vasıtasıyla——— sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, davalının müvekkiline gerçek senedi iade ettiği inancını oluşturarak suç işlediğini, bu konuda suç duyurusunda bulunulduğunu, beyan ederek, öncelikle —- sayılı dosyasındaki takibin tedbiren durdurulmasına, dava değerinin %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davacının davalıya borcunun olmadığının tespiti ile haksız ve kötü niyetli takibin iptaline, ayrıntısı yazılı bedelsiz senedin iptaline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Mahkememiz tarafından davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ——- sayılı takip dosyasına dayanak davacı tarafından davalı lehine düzenlenen, —— bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup mahkemenin görevinin dava şartı olduğu belirtilmiştir. Dava şartları yargılamanın her aşamasında Mahkemece resen değerlendirilmelidir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (A) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Eldeki dava bakımından; davacı vekili, müvekkilinin –yılı ——ayı başlarından davalının sahibi olduğu ———————–firmasında asansör ustası olarak çalışmaya başladığını, işe girerken davalıya imzalı olarak boş teminat senedi verdiğini, emekli olduğu için — girişinin yapılmadığını, ücret alacağını alamadığı için işten ayrıldığını, işten ayrılmadan önce davalının imza yeri yırtık olan bir adet bonoyu iade ettiğini ancak daha sonra —–şubesinden protesto çekildiğini, davalının hileli davranışlarla müvekkilinin imzasını taşıyan bonoyu iade etmesi gerekirken iade etmediğini bu nedenle bono nedeniyle borçlu olmadığını talep ettiği, davalı tarafça davaya süresinde cevap vermemekle birlikte —-tarihli beyan dilekçesi ile müvekkili tarafından kurulan —— davalının ortak olmak istediğini ancak borcu olması sebebiyle eşini ortak yaptığını, alacaklılarda mal kaçırmak gerçekte ortaklık payı —- olmasına rağmen kağıt üstünde eşinin — ortak gösterildiği, ortaklık karşılığında ——–bedelli iki adet bono alındığını, davacının şirket işlerinde müvekkili ile birlikte çalıştığını, davacının borçları olması sebebiyle sigorta girişinin yapılmasını istemediğini bu nedenle sigorta girişinin yapılmadığını ancak her ay ücretinin ödendiğini, davacı ile———– tarihinde anlaşmazlık çıktığını, aralarındaki ilişkinin sonlandığını, aralarındaki iş ilişkisinin sona ermesinden sonra davaya konu senet bedelinin ödenmesi istenmesine rağmen ödenmediğini beyanla davanın reddini savunduğu görülmüştür. Davalı vekili her ne kadar dava konusu senedin davacının eşinin——- ortaklığı için aldığını savunmuş ise de buna ilişkin yazılı delilin dosyaya sunulmadığı, davacının şirket işlerinde müvekkili ile birlikte çalıştığını, davacının borçları olması sebebiyle sigorta girişinin yapılmasını istemediğini bu nedenle sigorta girişinin yapılmadığını ancak her ay ücretinin ödendiğini beyan ettiği buna göre taraflar arasındaki iş sözleşmesinin hukuken değerlendirilmesinin gerektiği, davalının çalıştığı şirket ile bir ilgisinin bulunmadığı, taraflar arasındaki temel ilişkinin sona ermiş olsa dahi işçi – işveren ilişkisi olduğunu ortaya koyduğu, 7036 sayılı İş mahkemeleri Kanunu 5.maddesi gereğince “5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,” iş mahkemelerinde bakılması gerekmektiği, Davaya konu bononun işe girerken işverence boş olarak imzalatıldığı öne sürüldüğüne göre uyuşmazlığın işçi işveren ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli —– İş Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi. 18/03/2021