Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1195 E. 2021/1115 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1195 Esas
KARAR NO : 2021/1115

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2018
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasındaki —– cari hesap ilişkisi nedeniyle ihtilaf olduğunu, müvekkilinin cari hesaptan kaynaklanan — olduğunu, taraflar arasında —— vadeli çekler ile ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak çekler teslim edilmediği gibi ödeme de yapılmadığını, bunun üzerine—- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, davalılar tarafından borç ilişkisinin doğmadığına ve borcun sona erdiğine dair itirazda bulunulmadığını, yapılan itirazın usulüne uygun olmadığını, borçluların yetki itirazının da yerinde olmadığını, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi 02/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, süresinde yapılan talep ile cevap süresinin 2 hafta süre ile uzatılmasına karar verildiği, davalılar vekilince işbu sürelerin bitiminden sonra 28/12/2018 tarihinde sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerince oluşturulan —- yükümlülüklerini süresinde, eksiksiz ve hatasız olarak yerine getirmediğini, teslim edilen bir çok malzemenin kendilerine tutanak ve iade faturalarıyla iade edildiğini, işin gecikmesine sebebiyet verildiğini, bu nedenle müvekkillerinin idare karşısında zor duruma sokulduğunu, — yılından devreden bir borçlarının bulunmadığını, alacağın likit olmadığını, davalı yanın kötü niyetli olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüş ve davalıların işbu beyanları HMK md. 128 uyarınca inkar kapsamında değerlendirilmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; davacı vekilinin vermiş olduğu—–, bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
——– sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından faturalardan—- tarihinden itibaren uygulanacak ticari faizi ile birlikte tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara 25/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar tarafından 02/10/2018 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar—- incelenmesi neticesinde; sözleşmenin davalıların oluşturduğu adi ortaklık tarafından işveren sıfatıyla, davacı tarafından işi yapan sıfatıyla imzalandığı,— şeklinin — kararlaştırıldığı, ödeme şeklinin irsaliye—- içinde üretilip teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, geri kalan kısmın—– edileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 13/07/2020 tarihli raporda özetle; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı yanın kayıtlarına —-, davalı yanın dosyaya sunduğu tutanaklarda davacı yana — davacı kayıtlarında yer alan iade faturalarında——— birbirinden farklı olduğu, davalı —- tutarında fark oluştuğu, anılan faturaların —– kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalıların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere talimat yazılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesince aldırılan —— davalıların adi ortaklığına ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, bu kayıtlara göre davalıların davacı yana 74.720,18 TL bakiye borcunun bulunduğu, davalıların adi ortaklığı tarafından davacı adına —- kayıtlarında yer almadığı, bunun dışında tarafların ticari defter ve kayıtlarının örtüştüğü kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, faturalardan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalılar tarafından, davacının edimlerini süresinde yerine getirmediği, eksik ve ayıplı olarak yerine getirdiği savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından her ne kadar icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazda bulunulmuş ise de, TBK md 89/1 uyarınca alacaklının yerleşim yeri icra dairelerinin de yetkili olduğu dikkate alınarak; davalı—- itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Davalılar tarafından her ne kadar malların süresinde teslim edilmediği ve malların ayıplı olduğu iddia edilmiş ise de, davalılar tarafından dosyaya yasal süresi içinde sunulmuş bir cevap dilekçesi bulunmamaktadır. HMK’nun 128. Maddesi uyarınca süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılır. Yasal süreden sonra sunulan beyan ve iddialar ise ancak inkar kapsamında değerlendirilebilecektir. Davalılar tarafından yasal süresinden sonra sunulan dilekçe ile taraflar arasındaki ticari ilişki inkar edilmemiş, malların süresinde teslim edilmediği ve ayıplı olduğu iddia edilmiştir. Davacı tarafından da sunulan beyanlara açıkça muvafakat edilmediğinden ve malların süresinde teslim edilmediği ve ayıplı olduğu iddiaları inkar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, işbu savunmaya itibar edilmemiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı kayıtlarına göre davacının —-davalıların kayıtlarına göre ise davacının 74.720,18 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki cari hesap arasındaki — davalıların oluşturduğu—- faturalarından kaynaklandığı, bu faturaların davacı kayıtlarında yer almadığı, bu faturalar haricinde tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbiriyle uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar alınan ilk bilirkişi raporu ile davacı tarafından —- bedelli faturaların davalı tarafından davalılar tarafından — kanaatine varılmış ise de, alınan talimat raporu ile anılan faturaların davalıların kayıtlarında yer aldığı tespit edilmiştir. Bu durumda anılan iade faturasına konu malları davacı yana teslim edildiğinin davalılar tarafından ispatı gerekmektedir. Ancak davalılar tarafından dosyaya bir kısım tutanaklar haricinde herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Sunulan tutanaklardan bir kısım malların davacı yana iade edildiği görülmekte ise de, yapılan iadelerin hangi—- anlaşılamamaktadır. Alınan ilk bilirkişi raporu ile sunulan tutanaklarda ——, davacı kayıtlarında——- Davacı kayıtlarındaki iade miktarlarının davalılar tarafından sunulan tutanaklarda belirtilen miktardan fazla olduğu, yapılan iadelerin hangi faturaya ilişkin olduğunun belirsiz olduğu dikkate alındığında, davalılar tarafından düzenlenen —–ispat edilememiştir. Bu hali ile davacı yanın davalılarda 131.360,18 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki işin ticari iş olduğu, davalıların başlatılan icra takibi ile temerrüde düştüğü dikkate alınarak, tespit olunan alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi yerinde görülmüştür.
Takip konusu alacağın faturaya dayalı olduğu, alacağın belirlenebilir olduğu dikkate alınarak, davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile,
131.360,18 TL alacağın, takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte borçlu davalılardan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalıların—- sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 8.973,21 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 1.586,51 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 7.386,70 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 1.586,51 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.622,41 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 1.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 242,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.542,00 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan — ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.