Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1173 E. 2020/555 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1173 Esas
KARAR NO : 2020/555

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- iştigal ettiğini, davalının müvekkili şirkete iş yaptırdığını, söz konusu iş muhteviyatının müvekkili tarafından eksiksiz olarak hazırlanarak davalı şirkete teslim edilmesine rağmen fatura bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, davalı aleyhine başlattıkları icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğinden Beykoz İcra Dairesi’nin ——Esas sayılı icra takibinin durduğunu, davacı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin varlığı, müvekkilinden istenen siparişlerin kendilerine eksiksiz olarak teslim edildiği ve kesilen faturalara herhangi bir itirazda bulunmadıkları, aralarındaki cari hesap ve alacak-borç ilişkisi ticari defter kayıtları üzerinde yapılacak inceleme neticesinde ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle davalının kötü niyetli itirazının iptalini, takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra takibini ——— İcra Müdürlüğünde başlattığını fakat itirazın iptali davasını İstanbul Anadolu Adliyesinde açtığını, itirazın iptali davalarında yetkili mahkemenin takibin yapıldığı yer mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin merkezinin —-Adliyesi yetki çevresinde kaldığını, işbu davaya bakmaya —- mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemede açılmadığından davanın usulden reddini, borcu kabul etmemekle birlikte var olsa bile borcun zamanaşımına uğradığını, davaya konu icra takibinde ödeme emrinin geçersiz olduğunu, alacaklının ödeme emriyle beraber borca müsnet belgelerini müvekkiline göndermediğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete ulaştırılan herhangi bir fatura bulunmadığını, davacının öncelikle borç konusu akdi ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafından iddia edilen akdi ilişkiyi inkar ettiklerini, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, tüm bu nedenlerle mahkemenin yetkisine ilişkin itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili —- Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, haksız davanın reddine, davacı tarafından icra takibine geçilmesinde haksız ve kötü niyetli olunması nedeniyle davacı şirket hakkında alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya dayanak —-İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine 204.986,20 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafça süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Taraf delilleri toplanmış ve tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek alınan 03/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı taraflara ait ticari defterlerin mevzuata ve usule uygun düzenlenmiş olduğu, davacı tarafa ait ticari defter incelemesine göre davalı tarafa ait borç bakiyesinin 204.986,20 TL olduğu, davalı tarafa ait ticari defter incelemesine göre davacı tarafa ait alacak bakiyesinin 204.986,20 TL olduğu görülmekle cari hesaplar yönünden taraf defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davacı şirketin davalı şirkete düzenlemiş olduğu faturalar dolayısıyla 2018 yılı içinde 18 belge karşılığı toplam 171.956,00 TL’lik (KDV dahil 202.908,08 TL) satış işlemini, davalı şirketin davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar dolayısıyla —– alım işlemini beyan etmiş olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket namına toplam 19 satış faturası düzenlenmiş olduğu, 19 satış faturası toplam bedelinin 205.506,11 TL olduğu, taraflarca —- formları ile beyan edilen tutardan kalan fark bedelin ise 07/2018 dönemine ait olduğu görülen 20/07/2018 tarih 2.596,00 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, sözkonusu döneme ait faturanın—-beyan haddi altında kaldığından beyan edilememiş olduğu, tarafların — formlarının uyumlu olduğunu, her iki taraf ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacı tarafın cari hesap bakiyesinden kaynaklı 204.986,20 TL alacaklı olduğu, söz konusu tutarın ——- İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı dosyası ve 13/09/2018 tarihli ödeme emri ile takibe geçilen asıl alacak tutarı ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı taraf, davalıya—– yaptığından bahisle ticari ilişkileri olduğunu ve cari hesap alacağına istinaden başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiş, davalı taraf ticari ilişkiyi kabul etmemiş, borcu olmadığını ileri sürmüştür.
İncelenen taraf defterleri ve taraflara ait vergi dairesi kayıtları (——–formları) uyarınca; taraflar arasında ticari satım ilişkisi olduğu, satım ilişkisinin TBK.’nın 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, dava ve takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davacı ve davalı tarafa ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, icra takibine konu cari hesap bakiyesi olan 204.986,20 TL nin davacı ve davalı defter kayıtlarında birbiri ile örtüştüğü, faturaların davalı tarafından vergi dairesine BA formu ile bildirildiği, fatura kapsamındaki hizmetin davalıya verildiğinin sabit olduğu, tarafların usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerine göre davacının davalıdan 204.986,20 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından dava konusu borca yönelik ödeme savunması bulunmadığı gibi borcun ödendiğine dair belge de ibraz edilmediği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, her ne kadar davalı tarafça rapora itiraz edilmiş ise de bilirkişi raporu yeterli, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan itibar edilerek hükme esas alınmış, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davaya konu icra takibinde takip tarihinden tahsil tarihine kadar istenen faizin türü belirtilmediğinden yasal faiz uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının ——– Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 204.986,20 TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9 yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 14.002,61 TL nisbi karar harcının 2.475,73 TL si davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılmış olduğundan, geriye kalan 11.526,88‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.475,73 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı ile davacı tarafça yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti ile 77,70 TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 3.344,53 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —– göre belirlenen 22.799,03 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.