Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1161 E. 2019/230 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1161 Esas
KARAR NO : 2019/230
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 02/10/2018
KARAR TARİHİ: 27/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün———-E. Sayılı dosyası ile hakkında takip başlattıklarını, gönderilen ödeme emri tebliği üzerine borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiğini, itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu,
Davalı Müvekkil firmada evvelce Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı yaptığını, davalı firmanın yetkililerinden ——–vefat ettikten sonra davalı bu durumdan istifade ederek, bu görev, süresi içerisinde —— tarihinden itibaren detayları yazılı bedelleri alarak kendi nam ve hesabına geçirdiğini,
—– tarihinde —–TL bedelindeki tutarı ———– Şubesinden alarak imzalamıştır.
——- tarihinde —-TL bedelindeki tutarı ————-aracılığı ile Müvekkil firma hesabından kendi şahsi —-hesabına havale/eft etmiş ve firma adına bu dekontu imzalamıştır.
Davalı, bu bedellerin haricinde ayrıca Müvekkili Firmanın datalarının da bulunduğu 1 adet ————– Bilgisayarı aldığını,
Müvekkili firmaca bu bedellerin ve bilgisayarın tebliğden itibaren 7 gün içerisinde iadesi için Davalıya ———–tarih ve ———yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini, işbu ihtarname de Davalıya ——tarihinde tebliğ edildiğini, ancak işbu ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi, işbu bedeller ve bilgisayarın iadesi yapılmadığını,
Davalı avans adı altında bedelleri Müvekkili firmadan ve Müvekkili firma adına Bankadan aldığını, ancak bu bedelleri söz konusu işler için kullanmak yerine kendi şahsi nam ve hesabına geçirdiğini,
İşbu bedellerin tahsili amacı ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve takibin devamını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : öncelikle uyuşmazlığın iş hukukundan kaynaklandığını, bu sebeple görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğnu, esasa ilişkin beyanlarında ise ;
Esas sermayedar müteveffa —————- tarihinde vefat etmesi ile davacı şirketin yönetiminde söz sahibi olan ———- mirasçıları, müvekkil ile belli bir süre çalışmaya devam etseler de müvekkili Yönetim Kurulu üyeliğinden çıkarmak için ——- tarihinde şirket genel kurulunu olağanüstü biçimde toplamış ve bu toplantıda yeni yönetim kurulunu belirleyerek müvekkilin davacı şirketteki ——sıfatını ortadan kaldırmıştır. Hemen akabinde de —– tarihinde müvekkilin —- çıkışını gerçekleştirmiş ve iş sözleşmesini de bu suretle tek taraflı olarak feshettiğini,
Bu şekilde çalıştığı şirketten haksız yere uzaklaştırılan müvekkil, üstüne üstlük ——— vefatından faydalanarak —- tarihinde davacı şirketten haksız ödemeler aldığı yönündeki ithamlara maruz bırakılarak, icra takipleri ve davalara muhatap olmak zorunda kalmıştır. Halbuki söz konusu işlemler ————- vefatından önce ve sonra da (müvekkilin iş sözleşmesi feshedilinceye kadar) aynı şekilde devam ettiğini,
Müvekkilinin dava konusu dekont karşılığında almış olduğu bu meblağları elektrik mühendisi olarak yurt içi ve yurt dışı projelerde şantiye şefi sıfatıyla kullanılmak üzere avans olarak almış olup hiçbir şekilde sebepsiz zenginleşme veya haksız fiil niteliğinde işlemler değildir. Müvekkil, davacı şirketin yurt içi ve ayrıca özellikle Irak’ta yer alan şantiyelerinde şantiye şefi olarak görev yapmış olduğundan, bu şantiyelerde çalışan işçilerin barınma ve iaşe gibi masrafları ve gerekli malzemelerin temini için harcanmak üzere dava konusu meblağlar müvekkile ödenmiştir. Söz konusu ödemelerin bu amaçla gerçekleştirildiği davacı şirket yetkilileri tarafından da çok iyi bir şekilde bilinmektedir. Müvekkil hiçbir şekilde bahse konu işlemleri tek başına yapmadığını, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarında bakıldığında zaten müvekkilin şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olmadığı görüleceği, söz konusu ödemelerin tamamı müvekkille birlikte şirket ortağı ve aynı zamanda finans işlerinden sorumlu müdürü ————–onayı ve müşterek imza ile muhasebe bölümünün bankaya verdiği talimat üzerine banka aracılığıyla gerçekleşmiş işlemler olduğunu,
Bu kapsamda elektrik mühendisi olarak görev yapmakta olan müvekkilinin iş tanımında, davacı şirketin taahhüdünü üstlendiği projelerin şantiyelerinin kurulması, şantiyelerde çalışacak tüm personelin ulaşım, konaklama, yemek ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirlerin alınması, işin yapımı için gerekli olan malzemelerin satın alınması, işin yapımı için gerekli el aletlerinin ve diğer yardımcı malzemelerin temin edilmesi bulunmaktadır. Özellikle yurtdışı —– projelerinde yukarıda sayılan işlemler için şantiye şefi olarak müvekkile avans ödemesi yapılması bir zorunluluktur. Aksi halde işin yürütülmesi mümkün olmayacağını,
Tüm bu işlerin yapılabilmesi için davacı şirket finans bölümünden yönetim kurulu başkanı veya şirket sahiplerinin oluru ile iş avansları alınmakta, yapılan harcamalar faturalandırılarak finans bölümüne bildirilmektedir. Yurt dışı projelerde bazı alımlar faturalandırılamasa bile tüm harcamaların bilgileri finans dairesine verilerek kayıtların tutulması sağlanmaktadır. Özellikle yurt dışı projeler için alınan avansların USD cinsinden olması gerektiğinden davacı şirket çok defa döviz cinsinden müvekkile avans ödemesi yaptığını, bu hususta aynı konuya sahip ancak USD cinsindeki avans ödemelerinin geri istendiği İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——— Esas sayılı dosyası da dosyamızla bağlantılı olup incelenmek üzere Sayın Mahkemenizce celp edilebilecektir. Zira söz konusu dosyada iadesi istenen ödemelerin açıkça yurt dışı projeler için avans olarak verildiğinin açıklama olarak banka dekontlarına yazıldığını,
Dolayısıyla dava konusu ödemelerin tamamı davacı şirket yetkililerinin onayı ve bilgisi dahilinde gerçekleşmiş olup tüm finansal işlemler şirketin onayı ile mümkün olduğunu, bu maddi duruma rağmen, şirket ortaklık yapısındaki değişikliğin şirketin müvekkile maddi ve manevi zarar verme amacı uğruna hareket ettiğini gösterdiğini, davacı tarafın başlattığı icra takibindeki haksız iddiasını bu defa mahkeme huzuruna taşınması kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacının bu girişimleri kendisinin kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi ile sonuçlandırılmalı ve davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava ; hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün ——— Esas sayılı takip dosyasından yapılan icra takibine vakı itirazın iptali ile, takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Celp edilen Mahkememizin ———- esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememizin —- esas sayılı dosyası ile tarafların ve dava konusunun aynı olduğu, davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK 166.maddesi uyarınca; aynı yargı çevresi içinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde davalar arasında bağlantı var sayılır.
Tüm dosya kapsamına göre, Mahkememizin———- esas sayılı dava dosyası ile Mahkememizin ———- esas sayılı dava dosyası arasında HMK’nun 166. maddesinde ön görülen hukuki bağlantının bulunduğu, usul ekonomisi gözönüne alındığında davaların birleştirilmesi gerektiği, birleştirme koşullarının gerçekleştiği belirlendiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi,
1-Mahkememizin——– esas sayılı dosyasının aralarındaki hukuki ve fiili bağlantısı nedeniyle yeni mahkememizin ——— esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine yargılamaya mahkememizin———esas sayıl dosyası üzerinden devam edilmesine,
Kararın hemen yazılıp dosyanın diğer dosya içine konulmasına,
Harç ve yargılama giderlerinin birleşen dosyada değerlendirilmesine,
Hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/02/2019