Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1127 E. 2018/1351 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1127 Esas
KARAR NO : 2018/1351

DAVA : Konkordato
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ———–sicil numarasına kayden olup,————– Tuzla İstanbul adresinde faaliyetine devam ettiğini, halı hazırda 170 çalışanı 250 ton üretim kapasitesi bulunan Türkiye’nin bu konudaki en büyük 5 şirketi içinde yer aldığını, borca batık olmadığını, ancak nakit sıkışıklığından dolayı ödemelerini zamanında yapamaz hale geldiğini, ülkemizin içinde bulunduğu nakit sıkışıklığından dolayı iç pazarın daralması, döviz kurlarındaki ani yükseliş tahsilatların zamanında yapılamaması bu süre zarfında bir kısım aksamaların meydana geldiğini, iç pazarın daralarak rekabette artmış olması nedeniyle konkordatonun isteminde bulunma gereği bulunduğunu, bu istem hem vade hem de tenzilat konkordatosu olduğunu belirtip öncelikle geçici, kesin konkordato mühleti sonucunda konkordatonun onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı kanun ile değişik icra iflas kanunu 285 ve devamı madde hükümleri gereğince konkordato geçici mühleti, kesin mühleti ve sonucunda konkordatonun onanmasına karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı şirket tarafından ibraz olunan konkordato projesinin incelenmesinde; konkortado ön projesinde belirtildiği üzere teminatlı banka borçlarını ve kamu borçlarının tenzilat yapılmaksızın vadeli olarak, teminatsız banka borçlarını % 5 ve cari borçlarını % 15 tenzilat yaparak ödemeyi taahhüt ettiğini, bu bağlamda şirketin hem vade hem de tenzilat konkordatosu isteminde bulunarak hali hazırdaki borçların % 98’ini ödemeyi taahhüt ettiği görülmüştür.
Konkordato talebi, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
Konkordato; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım İcra ve İflas Kanununda yer almamakla birlikte öğretide genellikle kabul edilen bir ayrımdır. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarını konkordatoda kabul edilen kısmını (yüzdesini) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister veya borçlarını taksitlendirir. Uygulamada borçlu tarafından hem vade, hem de tenzilat istemekte ve böylece karma konkordato teklif edilmektedir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi mümkündür. Diğer bir deyişle mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarını ödemesi mümkün değilse, o zaman borçlu borçlarını %100 yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir (———- konkordatosu )
Bu durumdaki bir borçlunun normal olarak tenzilat konkordatosu isteyebilmesi mümkün değildir. Zira böyle bir teklif ödenmesi “teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması” şartına uygun düşmez.
Nitekim İcra İflas Kanunu Konkordatonun tasdiki şartlarını içeren 305.maddenin a bendinde adi konkordato da teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması mal varlığının terki suretiyle konkordato da paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması, b bendinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması tasdik şartları içerisinde gösterilmiştir.
7101 sayılı kanun ile değişik 285.maddenin hükümet gerekçesi de bu yöndedir.
Davacı şirket için atanan komiser heyetinin raporlarında davacı şirketin borca batık olmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan davacı borçlunun düzenlemiş olduğu konkordato projesinde belirtildiği üzere teminatlı banka borçlarını ve kamu borçlarının tenzilat yapılmaksızın vadeli olarak, teminatsız banka borçlarını % 5 ve cari borçlarını % 15 tenzilat yapılarak ödemeyi taahhüt ettiği, bu hali ile davacı şirketin hem vade hem de tenzilat konkordatosu isteminde bulunduğu, komiser heyeti raporuna göre borca batık olmadığı, borca batık olmayan davacının tenzilat istemesinin teklif edilen tutar ile borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartını yerine getirmediği, mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan davacı borçlunun tenzilat konkordatosu isteyemeyeceği ve davanın koşullarının oluşmadığı ve reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Koşulları oluşmayan DAVANIN REDDİNE,
2-Mahkememizce 26/09/2018 tarihinde verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına, bu konuda ilgili yerlere müzekkere yazılmasına,
3-Kararın ilanına,
4-İcra İflas Kanunu 288 madde hükmü gereğince geçici mühletin kaldırıldığı hususunun Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumunun resmi ilan portalında ilan olunmasına ve bu kararın derhal ——— Müdürlüğüne, Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Dairesine,——– İdarelerine, ——–, —— Birliğine, Mahalli —— – Odalarına, Taşınır Kıymet Borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilmesine,
4-Alınması gerekli 35,90 TL maktu karar harcının dava açılırken peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde ve istem halinde yatırılan ve kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.