Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1045 E. 2018/1016 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1226 Esas
KARAR NO : 2018/938

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/08/2014
KARAR TARİHİ : 27/09/2018 (Tefhim Tarihi) – 26/10/2018 (Yazılma Tarihi)

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/09/2010 tarihinde sürücü ….. yönetimindeki …. plakalı aracın müvekkiline çarptığı, müvekkilinin kaza sonucu %8 oranında özürlü olduğunun sağlık kurulu raporu ile tespiti edildiği, müvekkilinin kaza tarihinde …. Belediyesinde temizlik işçisi olarak asgari ücretle çalıştığı, olay günü öğle molasında yemek yemeye giderken araç sürücüsünün bir anlık dalgınlığı sebebi ile müvekkiline çarptığı, müvekkilinin kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun olmadığı, davalı … şirketinin herhangi bir ödeme yapmadığı ancak müvekkilinin maddi zararının olduğundan bahisle maddi zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;…… plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına alındığı, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maluliyet oranının tespiti bakımından Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, davacı tarafa….Devlet Hastanesinden verilen engelli sağlık kurulu raporunun kesin rapor olmayıp süreli olarak verildiğini bu rapora dayanılarak tazminat talep edilmesinin mümkün olmadığı, davacının maluliyetinin geçici olduğunun tespiti durumunda 6111 sayılı Yasa gereği geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderleri teminat dışı olduğu, zira geçici iş göremezlik tazminatının tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği, keza kusur oranlarının tespiti bakımından da Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiği, kabul manasında olmamak üzere faiz başlangıç tarihinin temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının maluliyetinin tespitine ilişkin olarak İstanbul ATK tarafından düzenlenen raporda özetle; davacının geçirdiği kaza nedeniyle iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 ay kadar uzayabileceği ve sürekli maluliyet oranının %12,2 olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Kazadaki kusur durumuna ilişkin olarak yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulan raporda özetle; davacı yaya …. un ve dava dışı sürücü …..’ ın beyanları, kaza yerinin konumu ve mahal şartlan dikkate alınarak yapılan değerlendirme neticesinde davacının kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı, dava dışı sigortalı araç sürücüsü ……. ise tamamen kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacının maddi zararına ilişkin olarak Mahkememizce 07/11/2016 tarihli raporda maddi zarar toplamının 67.174,70 TL olduğu bildirilmiş, alınan bilirkişi raporundan sonra aradan geçen süre ile birlikte 2017 yılındaki asgari ücrette meydana gelen değişiklikler nedeniyle alınan ek raporda ise zarar miktarının toplam 71.694,28 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili alınan bilirkişi raporundan sonra Mahkememize sunduğu dava değerini 71.694,28 TL’ye yükselttiğini bildirmiş ve eksik kalan harcı tamamlamıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan maddi zararın tazmini olduğu, davacı tarafça davalıya sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle maddi zararının bulunduğunun iddia edildiği, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Dosyamız kapsamına alınan bilirkişi raporu ile sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bu hali ile davalının kaza nedeniyle davacının doğan maddi zararından sorumlu olduğu, maddi zarar miktarına ve davacının maluliyetine ilişkin olarak alınan raporların denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmakla, davacının değer artırım dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ,
Davacının geçici iş göremezliği için 2.412,92 TL tazminatın sürekli iş göremezliği için 69.281,36 TL olmak üzere toplam 71.694,28 TL tazminatın 28/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 4897,44 TL olduğundan peşin alınan harç ile tamamlama harcı toplamı 490,46 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.406,98 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …….ye göre belirlenen 8.236,37 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 490,46 TL peşin ve tamamlama harcı, 600,00 TL ATK rapor bedeli, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti, 221,30 TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 2.661,76 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. .
.