Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/993 E. 2018/565 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/993 Esas
KARAR NO : 2018/565
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe sigortalanan……Mah…….. Cad. No:……. adresinde bulunan ……. VE TİC. A.Ş. ‘de dahili su hasarı meydana geldiğini, bu hasar nedeni ile 13/07/2016 tarihinde sigortalıya 4.200,00 TL ödendiğini ve davalıya rücu için icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yapılan yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı iş yeri tavanından geçmekte olan AVM ye ait ısıtma soğutma sistemine ait drenaj hattının tıkanmasından dolayı meydana geldiğini, bu zarardan malikin sorumlu olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacı sigortalısının 02/06/2016 tarihinde AVM yönetimine iletilen talep üzerine AVM yönetiminin iş yerinde yapılan inceleme neticesinde fancoil cihazının drenaj hattında bulunan tavanın tıkanması sonucunda su sızıntısı olduğunun tespit edilerek çevreye daha fazla zarar vermemesi için geçici olarak tıkanıklığın giderildiğini, fancoil ve drenaj hattının bakımının yapılması için teknik servisin çağrılması gerektiği sigortalıya ihtar edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalının sorumluluğu nedeniyle sigortalı iş yerinde oluşan zararın tazmini nedeniyle davalıdan rücuen tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça hasardan sorumluluğun kabul edilmediği görülmüştür. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve 115.maddesinde de dava şartının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği hüküm altına alınmakla birlikte Mahkemenin görevi de dava şartı olarak belirlenmiştir. Mahkememizin görev alanı TTK’nın 4.maddesinde belirlenmiştir. Eldeki dava bakımından; dava itirazın iptali olmakla birlikte itirazın iptali davaları bakamından yargılama yapacak olan özel bir Mahkeme belirtilmemekle birlikte, takibe konu olan alacak hakkında yargılama yapma yetkisine sahip olan Mahkeme itirazın iptali davası bakımından görevlidir. Ayrıca eldeki dava dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili niteliğindedir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2016 tarihli 2016/18769 Esas ve 2016/12023 Karar sayılı ve benzer nitelikteki birçok ilamında; “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı … şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması…” gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Eldeki dava bakımından; davaya dayanak takip konusu alacak sigortalıya halefiyet ilkesi ile başlatıldığından dava dışı halef olunan kişi tarafından dava açılmış olsa idi söz konusu davaya bakmakla görevli olan Mahkeme eldeki davaya bakmakla da görevlidir. Dosyamız arasında bulunan kira sözleşmesinin incelenmesinde taraflarının dosyamız davalısı ve dava dışı sigortalı ……Kozmetik…A.Ş ve kiralanan taşınmazın da davaya konu sigortalı iş yeri olduğu, bu hali davacının dava dışı sigortalısı ile davalı arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 4-(a) maddesinde “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar..”ın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinin düzenlendiği, bu hali ile eldeki dava bakımından Mahkememizin görevsiz olduğu (Yargıtay 20. HD’nin 13/06/2016 tarihli 2016/4920 – 6859 Esas ve Karar ) ve davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK nın 115/2. Mad uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 17/05/2018