Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/975 E. 2018/260 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/975 Esas
KARAR NO : 2018/260
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2013
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkili tarafından borçlu ….. Kuyumculuk Saatçilik İnş. Mad. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. adına Pendik 1. İcra Dairesinin ….. E. sayılı takip dosyasında takip yapıldığını, takibe ilişkin ödeme emrinin 18.05.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini ve davalı borçlu tarafından ödeme emrine itiraz edildiğini, davalının yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, Davalı ile müvekkili şirketin çeşitli dönemlerde ticari faaliyetlerde bulunduğunu ve bu nedenle cari hesap ilişkisinin doğduğunu bu ilişkiden dolayı iki ayrı fatura düzenlendiğini ve bu faturaların bir kısmının davalı tarafça ödendiğini, ödenmeyen kısmın ise dava konusu yapıldığını, davalı tarafın yaptığı kısmi ödeme ile taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini, buna rağmen davalının borca itiraz etme yolunu tercih ettiğini, bunun sebebinin, davalı tarafın malvarlığını tasfiye etmesi olduğunu, adına kayıtlı araçları ve gayrimenkulleri satışa çıkardığını iddia ederek ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarının üzerine tedbir konulmasına ve davalının Pendik 1. İcra Müdürlüğünün …….E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu borca, faize ve borcun tüm ferilerine itirazlarının iptali ile %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili firma ile olan ticari ilişkileri sebebiyle davalı müvekkilinden alacaklı olduğu gerekçesiyle önce müvekkili firmaya İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyası üzerinden takip yaptığını, müvekkili firmanın itirazı üzerine davacı tarafın işbu davayı ikame ettiğini, davacı tarafın davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin firma defter ve kayıtları ile makbuzları incelendiğinde davacı tarafın iddiasının aksine müvekkili firmanın davacı taraftan alacaklı olduğunun açık ve net şekilde ortaya çıkacağını, davacı tarafın müvekkili firmaya cari hesaptan halen ödenmemiş 20.894,04 TL borcunun bulunduğunu, davacı tarafın dosyaya ibraz ettiği cari hesapların çarpıtıldığını ve gerçeği yansıtmadığını, söz konusu firmanın müvekkili davalıya nakliye işi yapmakta iken Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması süren gasp, darp ve mala zarar verme suçunu müvekkili firma sahibi ……..’e karşı işleyen davacı firma yetkilileri ve akrabalarının çıkan bu husumet sebebiyle yaptıkları ve parasını dahi aldıkları işleri yarım bıraktıklarını, söz konusu firma hakkında icra takibinin de başlatılacağını, davacı firma yetkilisi ve müvekkili firma yetkilisinin aralarında var olan husumet sebebiyle Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. E. sayılı dosyasından da haksız ve hukuksuz şekilde açtığı davanın yargılamasına devam edildiğini, davacı tarafın devamlı bir takım sebepler uydurarak Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasından müvekkili ……’in şikayetinin geri alınması için müvekkili baskı altına almaya çabaladığını ve müvekkili zarara uğratma amacı güttüklerini, davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği %40 icra inkar tazminatının yasada yapılan değişiklik ile %20’ye indirildiğini, huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olduğunun yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını ve sonuç olarak davanın reddi ile davacı taraf aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
İLK KARAR :
Mahkememizin 2013/367 Esas- 2016/57 Karar sayılı 28/01/2016 Tarihli kararı ile Kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI :
“Davacı, davalı tarafından her biri 50.000 TL tutarlı iki adet çekin davalının kendisine olan borcunun ödenmesi amacıyla verilmesi üzerine, çekler karşılığında düzenlenen tahsilat makbuzunun da davalıya verildiğini, ancak çekler bankaya ibraz edilmeden ve çeklerin tahsili için herhangi bir girişimde bulunulmadan çeklerin davalıya iade edildiğini, bu iade üzerine davalının da elinde bulunan tahsilat makbuzunu kendisine geri verdiğini, dolayısıyla çek tutarlarının davalının borcundan düşülemeyeceğini iddia etmiştir. Davalı ise çeklerin kendisine iade edilmediğini savunmuştur. Her ne kadar davalı tarafından sunulan cari hesap dökümüne göre çeklerin davacıya ödeme amaçlı olarak verildiği kayıtlı ise de, 28.02.2012 ve 30.01.2012 ödeme tarihli bu çeklerin davacıya veya bir başka kişiye ödendiği savunulmadığı gibi, davacı tarafından düzenlenerek davalıya verilen diğer çeklere ait tahsilat makbuzları dosyaya ibraz edilmiş olmasına rağmen dava konusu iki çeke ait tahsilat makbuzu davalı tarafça ibraz edilememiştir.
Bilirkişi raporuna göre, bu iki çek davalı defterlerinde ödeme olarak kayıtlı olup, davacı defterlerinde ise kaydı bulunmamaktadır. Tahsilat makbuzunun iptal edilmek suretiyle davacının elinde bulunmasına ve bu iki çekin davacı tarafından bankaya ibraz veya tahsil edildiğine dair herhangi bir delil de olmamasına göre çeklerin davalıya iade edildiği kabul edilerek bir değerlendirme yapılması gerekirken, davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulma karar verilmiştir.”
DELİLLER VE GEREKÇE :
Usulüne uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve davalı tarafından davacıya ödeme olarak verilen iki çekin davalıya iade edildiği kabul edilerek ; davalıya ödeme iddiası yönünde tüm yazılı delillerini hasretmesi aksi halde yemin delilini kullanıp kullanmayacağını açıklaması için kesin süre verilmiştir. Davalının yemin delilini kullanacağını açıklaması üzerine davacı asile tebligat yapılmış ve davacı şirket yetkilisi duruşmaya katılarak teklif edilen yemini eda etmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde ; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının bakiye 79.105,96 TL alacağı olduğu davalının ödeme iddiasını kanıtlayamadığı, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği belirlenmekle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile ;
İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün …….. Esas asyılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Davacının alacağı likit olduğundan 79.105,96 TL davacı alacağının % 40’ı inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 5.403,72 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 955,45 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye harç 4.448,27 TL’nin davalıdan tahsiline,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 9.051,66 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 983,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 1.000 TL bilirkişi ücreti ve posta ücreti olarak kullanılan 322,95 TL’nin toplamda 1.322,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve temyiz harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile Yargıtay yolunun açık olmak üzere karar verildi.08/03/2018