Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/953 E. 2020/684 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/953 Esas
KARAR NO : 2020/684

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında süregelen ticari ilişki içerisinde cari hesap üzerinden alacak ilişkisi yürütüldüğünü, davalı şirkete ürün satışı yapıldığını, faturaların düzenlendiğini, davalı şirket tarafından da ödemelerin yapıldığını, ancak en son gelinen aşamada davalı şirketin borçlarını ödemeyi aksattığını, ekte sunulan cari hesap ekstresinden görüleceği üzere ————bedelli faturasının 6.085,65 TL kısmına tekabül eden bakiye alacaklarının ödenmediğini, bakiye fatura alacağının davalı tarafça ödenmemesi üzerine alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul Anadolu ————–Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibinin 1.070,64 TL’lik kısmının kabul edildiğini, kalan kısmına davalı borçlu tarafından haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, tüm bu nedenlerle davalı tarafın İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasına yaptığı kısmi itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkilinin davacı şirkete ——— numaralı faturaya istinaden fiyat farkı faturası kesip e-fatura sistemi üzerinden gönderdiğini, davacı tarafın müvekkili tarafından gönderilen —————-numaralı faturaya süresi içerisinde itiraz etmediğini, buna rağmen icra takibi başlatılması ve işbu davanın açılmasının davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacının icra dosyasına dayanak gösterdiği faturaya istinaden fatura ettiği ürünlerin birçoğunu müvekkiline teslim etmediğini ve müvekkiline teslim edilen ürünlerin ise kusurlu ve ayıplı çıktığını, bu durumun davacıya bildirilmesine rağmen herhangi bir değişiklik yapılmadığını ve ürünlerin gönderilmemesi üzerine iade faturası kesildiğini, davacının bu durumu bildiğini ancak kabul etmediğini, davacının icra takibine dayanak gösterdiği faturanın kesinleştiğinden bahisle alacak iddiasını ispat ettiğini iddia ettiğini, ancak faturaların kendinden —————-olup süresi içerisinde itiraz edilmemesi halinde ispat—– yönünden sonuç doğurduğunu, bunun dışında HMK uyarınca kesin delil niteliğinde olmayıp başka deliller ile desteklenmeye muhtaç olduğunu, hem davacı—————-yukarıda ileri sürülen iddialar doğrultusunda davacının iddialarını ispatlamakla yükümlü olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura alacağından kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
Davaya dayanak İstanbul Anadolu —————— Esas sayılı takip dosyası getirtilerek dosyamız içine alınmıştır. İcra takip dosyası incelendiğinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine 6.085,65 TL asıl alacak, 372,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.458,40 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 03/08/2017 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 04/08/2017 tarihinde 1.070,64 TL dışında borca, takibe ve faize itiraz ettiği, süresi içerisinde yapılan kısmi itiraz nedeniyle takibin 5.387,76 TL yönünden durduğu, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Taraf delilleri toplanarak tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan ——–tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tarafların — yıllarına ait ticari defterlerinin TTK ve VUK na göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından VUK 215-216 m. hükümleri ile muhasebe sistemi uygulama tebliğlerine uygun olduğu, tarafların ticari defterlerinin şirketlerin adına delil vasfına haiz olduğunu, davacı kayıtlarında davalıdan 2017 yıl sonu itibariyle 6.085,65 TL alacak kaydı görüldüğünü, davalı kayıtlarında 2017 yıl sonu itibariyle davacıya 908,80 TL borç kaydı gözüktüğünü, taraflar arasında yapılmış bir sözleşme olmadığını, davacının 6.085.65 TL. asıl alacak ve 372,75 TL geçmiş gün faiz olmak üzere toplamda 6.458.75 TL’lik takip talebine, davalının 1.070.64 TL’sini kabul ederek geriye kalan kısım için itiraz ettiğini, taraflar arasındaki ihtilafın 5.015,00 TL ———–olduğunu, tarafların kayıtlarının incelenmesinde söz konusu ihtilaflı tutar ile ilgili; davalı tarafın————— nolu fatura ile davacıya ———fatura ile davacıya —- bedelli fiyat farkı faturasını tekrar keserek davacıya gönderdiğini, davalının kestiği söz konusu fatura incelendiğinde fatura altında davalı tarafından ——–nolu faturaya istinaden” yazısı bulunduğunu, davacının ———- tarihinde Üsküdar —–.Noterliğinin ——- yevmiye ihbarnamesiyle kabul etmeyeceğini beyan ederek davalıya iade ettiğini ve kayıtlarına almadığını, TTK 21.maddesinin ikinci fıkrası “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” denildiğini, davacının ——– tarihinde Üsküdar ——– yevmiye ihbarnamesiyle kabul etmediğini beyan ederek iade ettiği faturayı ne zaman tebliğ aldığının ve noter ihbarnamesinin dosya içerisinde bulunmadığını, ———– formlarının incelenmesinde ——– kesildiğinin görüldüğü, ( ————– —————— bildirilen davalının———– formlarının incelenmesinde, ——— ayında alınan fatura tutarı 16.959,21 TL (KDV Hariç tutar 14.372 TL), 2016 Temmuz ayında alınan fatura 11.675,58 TL (KDV hariç tutar 9.894 TL) ve 2016 Kasım ayında alınan fatura tutarı 94.056,06 TL (KDV hariç tutar 79.708 TL) olmak üzere toplam alınan fatura tutarı 122.690,85 TL,(KDV hariç tutar 103.974,00 TL) olduğunu, taraflar arasındaki ticari işlemlere bakıldığında ihtilaflı 5.015 TL tutarındaki fatura ve davalı tarafından davacıya borç kaydedilen 161,85 TL tutarındaki avukat masrafı hariç hesapların tuttuğu, davalı tarafından kesilen ihtilaflı 5.015 TL tutarındaki fatura ile davacıya borç kaydedilen 161,85 TL avukat masrafının izaha muhtaç olduğunu, davalı tarafından davacıya ———— tarihinde kesilen ve davacı tarafından 01/02/2017 tarihinde Üsküdar ——–. Noterliği’nin —- yevmiye numaralı ihbarnamesiyle kabul etmediğini beyan ederek, iade ettiği fatura süresi içerisinde iade edildiği takdirde davacının 6.085,65 TL alacağının yerinde olduğu, davacı talebinin yerinde görülmesi halinde takip tarihinden itibaren yasal faiz isteminin yerinde olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalıya satılan mal nedeniyle bakiye alacağın bulunduğundan bahisle başlatılan takibe yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça, davacı tarafın fatura ettiği ürünlerin birçoğunun teslim edilmediği gibi teslim edilen ürünlerin ise ayıplı olduğundan bahisle davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde ile atıf yapılan 6098 sayılı TBK’nun 223/2. Maddesinde ise “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan düzenlenmelere göre; mal alımında bulunan bir tacirin, aldığı malı, kanunda belirtilen süreler içerisinde inceleyip, ayıp var ise yine bu süre içerisinde, satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Aksi takdirde malı o şekli ile kabul etmiş sayılacaktır. Bu husus basiretli bir tacir gibi hareket etmemenin de bir sonucudur.
Her ne kadar davalı tarafça ayıp iddiasında bulunulmuş ise de, davacı taraf ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılmadığını beyan etmiş, davalı tarafça ayıp iddiasına yönelik olarak dosyaya sunulan herhangi bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, bu hali ile davalının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ve malların ayıplı olduğu iddiasını ispatlayamadığı, taraf defterlerinin incelenmesine ilişkin olarak alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davalı adına düzenlenen faturanın davalı tarafça BA formu ile bildirildiği, bu hali ile davacının edimini yerine getirdiği, davacı 6.085,65 TL davalıdan alacaklı ise de davalının takibe itirazında borcun 1.070,64 TL lik kısmı yönünden borcu kabul ettiği ancak davalı tarafça davaya konu bedelin ödendiğinin ispat edilmediği bu hali ile davacının 5.015,01 TL alacaklı olduğu, takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin de haklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının İstanbul Anadolu ———– Esas sayılı takip dosyasına yaptığı kısmı itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 5.015,01 TL asıl alacak üzerinden devamına, bu miktara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin Reddine,
2-Asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 342,58 TL’den dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,72 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 282,86 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 59,72 TL peşin harç, 4,60 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 95,72‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 150,20 TL posta gideri olmak üzere toplam 750,20 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre belirlenen 698,30 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 51,90 TL bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan ————– göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan ——————— göre belirlenen 372,75 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.