Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/936 E. 2019/401 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/936 Esas
KARAR NO : 2019/401

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/08/2017
KARAR TARİHİ : 09/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle;dava dışı ——————– —————– adresinde———— vade tarihleri arasında ———————— nolu —– Sigorta Poliçesi ile müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, ———- tarihinde davalı ——————–maliki olduğu binanın çatısında yağan yağmurlar neticesinde bina çatısındaki gizli dere oluklarının tıkanması ile zeminde göllerenek alt kattakı 3. Kat içinde tavandan sirayet ederek, sigortalı firmanın ——— bölümünde bulunan ————içindeki malları üstten ve tabandan meydana gelmesine sebep olduğunu, söz konusu hasarla ilgili olarak müvekkil şirket tarafından yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde 3.731,00 TL hasar tespit edildiini, ve hasar tazminatı olarak bu miktarın 01.12.2016 tarihinde müvekkil şirket tarafından sigortalasına ödendiğini, ödenen hasar miktarından davalının hasara neden olan işyerinin maliki olması nedeniyle sorumluluğu bulunduğundan, hasar tazminatının rücuen tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü 2017/956 E sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takip durdurduğunu, takip konusu alacağın likit olması nedeni ile davalılar aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda müvekkiline yüklenebilecek hiç bir kusur bulunmadığını, kiralanantaşınmazın bakım ve onarımı kiracı ———————– Üzerinde olduğunu, müvekkilinin sorumluluğu olmamasına rağmen bir yıl önce çatı bakım ve onarımını yaptırdğını, söz konusu taşınmazın dört katlı bir bina olduğunu konmple dava dışı şirkete kiralandığını, uzun yıllardır aynı şirket tarafından kullanılmakta olan binada müvekkilin kendisine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, müvekkilin elinde olmayan nedenlerle oluştuğunu, kastı yada ihmali olmadığı durumlardan kaynaklanan zararların tahsili talebin hukuken mümkün olmadığnı, ayrıca zamanaşımı itirazınında bulunduğunu, izah ettiği nedenlerden dolayı haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davalının maliki ve kiralayanı olduğu ———— ile sigortalı bulunan işyerinde bina çatısındaki gizli dere oluklarının tıkanması ve zeminde göllerenerek alt kattaki 3. Kat içindeki tavandan sirayet su basması sonucu oluşan ve sigortalıya ödenen hasarın rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti dikkate alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
6100 Sayılı HMK’nun “Sulh Hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh Hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine dair hükümler ayrık olmak üzere,kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine dair davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacının sigortalısının kira sözleşmesi kapsamında kullandığı taşınmaz için, sigortalı ile davalı arasında 01.06.2008 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi akdedildiği görülmektedir. Bu durumda davacının sigortalısı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira ilişkisi olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu açıktır.
Görev kuralları, kamu düzenine dair olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkememizce, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c maddesine göre, görevsizlik sebebiyle aynı Yasa’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.