Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/904 E. 2020/284 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/904 Esas
KARAR NO: 2020/284
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2017
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin——- genelinde ilaç dağıtımı yapan bir şirket olduğunu, bu kapsamda davalı ile aralarında hukuki ilişki bulunduğunu, bu ilişkiden kaynaklı olarak davalı adına 4 adet fatura düzenlendiğini, fatura bedellerinin bir kısmının ödendiğini, bakiye ——— ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine——— İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini, davalının borca itiraz dilekçesinde müvekkilinden ————– isimli ilacı temin ettiğini beyan ederek taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kabul ettiğini, davalı tarafça süresi içerisinde faturalara itiraz edilmediğini, davalının ilaç bedellerinin müvekkilimce ——— alındığına ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, fatura bedellerini ödeme ediminin davalı borçluya ait olduğunu, davalı tarafça müvekkili şirketin ortağı ve yetkilisi olarak belirttiği ———– isimli kişinin müvekkili şirket ile herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, davalının yetkiye ilişkin itirazının TBK’nun 89. Maddesi uyarınca yerinde olmadığını, belirterek; davalı tarafça yapılan itirazın iptalini ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelini ———–belli ilaçlarla ilgili olarak eksik ödeme yapmasından kaynaklandığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, yetkili mahkemenin ise ———- Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığını, takibe konu edilen ve sözleşmeye dayanmayan faturaların kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğini, müvekkili tarafından davacı yana herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı tarafça belirtilen ödemelerin——– tarafından yapılan ödemeler olduğunu, davada husumetin ——–karşı yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu ihtilafın yurt dışından getirtilen ———-isimli ilaç ile ilgili olarak ——– tarafından yapılan eksik ödemelerden kaynaklandığını, uygulamada hastalara reçete ile verilen ilaçların——- nezdindeki takibi için hastalardan vekaletname alındığını, bu vekaletnamelerin somut olayda davacı şirket çalışanı ——— adına düzenlendiğini, vekalet verilen tarafın —— nezdindeki tüm işlemleri takip ettiğini ve ilaç bedellerini tahsil ettiğini, süreç sonunda da müvekkilinin tahsil edilen miktarın %10’unu aldığını, ancak —— tarafından reçete tarihlerinden sonra değiştirilen bedeller üzerinden ödeme yapılması nedeniyle eksik ödeme yapıldığını, dava ve takip konusu edilen bedelin de ———– tarafından karşılanması gerektiğini ve sürecin takibinin de davacı yanın sorumluluğunda olduğunu, savunarak; öncelikle görev, yetki ve husumet itirazları doğrultusunda davanın usulden reddine, aksi halde esasa yönelik itirazları doğrultusunda davanın reddine ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olduğunu, bu nedenle Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığını, müvekkilinin muhatabının davalı olduğunu, faturaların davalı adına düzenlendiğini ve davalı defterlerine de bu faturaların işlendiğini, bu nedenle husumet itirazının yerinde olmadığını, icra takibine konu fatura bedelinin ———— olduğunu, —— ödendiğinden bakiye ——- icra takibine konu edildiğini, eczaneden ilaç alan hastalara ilaç bedellerinin ——– tarafından bildirdikleri hesaplara ödendiğini, ancak hastaların ——– isimli kişiye vekaletname verdiklerini, bu kişi tarafından tahsil edilen ilaç bedelleri olan ————— asıl borçtan düşüldüğünü, bakiye borç ödenmediğinden ve muhatapları davalı eczane olduğundan icra takibinin eczaneye karşı başlatıldığını, faturaların eczane adına kesildiğini, ———– isimli kişinin müvekkili şirketi çalışanı olmadığını, hastalar tarafından ilaç bedelini tahsil edip müvekkiline ödemekle yetkilendirildiğini, belirterek; davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekilince sunulan ikinci cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözleşme bulunmadığından TBK 89. Maddesinin uygulanamayacağını, yetki itirazını yenilediklerini, faturalarla ilgili olarak yapılan ödemelerin müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, dava konusu ihtilafın ——– tarafından yapılan eksik ödemelerden kaynaklandığını, bu işlemlerin takibinin davacının sorumluluğunda olduğunu, ———-isimli şahsın davacı şirket adına hareket ettiğini, hastalardan vekaletname alınarak ilaç bedellerinin ———– tahsilinin sağlandığını savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, ———İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı dosyası, mahkememizce ve talimat yoluyla alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
——– İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine — asıl alacak ve — işlemiş faiz olmak üzere toplam ——alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ve değişen oranlarda uygulanacak faizi ile birlikte tahsili amacıyla ———– tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğine ilişkin tebligat parçası dosyada bulunmamakla birlikte, davalı borçlu vekilince sunulan ———— tarihinde sunulan itiraz dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz edilerek takibin durduğu, eldeki davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı yana ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi için —- Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimat mahkemesince alınan ——- tarihli raporda özetle; davalı yanın ——– yıllarına ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasında mal alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan——- alacaklı olduğu, davalı tarafından davacı şirkete toplamda ——– ödeme yapıldığı,———— tarafından hastalara reçete edilen ilaçların tedariki konusunda davalı eczaneye hastalar tarafından müracaat edildiği, davalı tarafından reçeteye konu ilaçların davacı şirketten temin edildiği, temin edilen ilaçların üzerine kar konularak hastalara fatura edildiği, hastalar tarafından ————-adına verilen vekaletname ile ilaç bedellerinin kurumca ödenen kısmının tahsil edildiği, bu bedelin toplamının ————- olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı yana ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi ve uyuşmazlık konularının değerlendirilmesi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ——tarihli rapor ile özetle; davacı yanın —– yıllarına ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı yana —- adet toplam ——— tutarında fatura düzenlendiği, davalı tarafından – farklı tarihte toplam —- ödeme yapıldığı, davacının davalıdan—— alacaklı olduğu, taraf defterleri arasındaki ——— tutarlı cari hesap farkının davalı tarafından ——- tarihinde yapılan ödemenin davalı tarafça —— olarak kayıt edilmesine rağmen davacı tarafça —– olarak kayıt edildiği, dosyada mevcut dekontlar üzerinde yapılan incelemede ödeme miktarının ——– olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından icra takibi ile toplam alacağın ——— talep edildiği, bu alacağın takibe konu -adet toplam —— bedelli faturalardan, davalı tarafça toplam ——— bedelli kısmi ödemenin düşülmesi sonucu kalan bakiye olduğu, ithal edilen ilaç bedellerinin ———————- tarafından karşılanması gerektiği, ——– ödemeler konusunda muhattabının hak sahibi hastalar olduğu, davalı tarafından da ilaç bedellerinin hastalara fatura edildiği, davacının davalı yandan ———- alacağının bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekilince dava konusu faturalara ilişkin olarak ——— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———- Esas sayılı dosyası ile de dava açıldığı belirtilerek derdestlik itirazında bulunulmuş ise de; mahkememizce anılan dosyanın incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine açılan dava konusunun, mahkememiz davasına konu edilmeyen alacak miktarına ilişkin olduğu, aynı fatura alacağından kaynaklanmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilince—— Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——— Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmesi üzerine mahkememizce, anılan dosya —– üzerinden celp edilmiş, dosyanın incelenmesinde; davacısının —- olduğu, davalısının ——- olduğu, davanın ———–tarafından eksik olarak ödenen ilaç bedellerinin tahsiline ilişkin olduğu, iş bu ilaçların arasında mahkememiz dosyası ile dava konusu edilen ilaçların da bulunduğu anlaşılmış, ancak anılan dosya ile mahkememiz dosyasının taraflarının farklı olması, dosyalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunmaması nedeniyle, davalı yanın bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebi yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, davalı yan adına düzenlenen fatura bedellerinden bakiye kalan miktarın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, görev, yetki ve husumet itirazlarında bulunularak, kendilerinde talep edilen bedellerden ———- sorumlu olduğundan bahisle davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı yanın görev itirazı bakımından; her iki tarafın tacir olduğu, dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesinden kaynaklandığı, bu hali ile davanın nisbi ticari davalardan olduğu anlaşılmakla, davalı yanın mahkememizin görevine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı yanın mahkememizin ve icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı bakımından; uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu ödenmeyen fatura bedellerinden kaynaklandığı, TBK’nun 89. Maddesi uyarınca para alacaklarına ilişkin davalarda alacaklının yerleşim yeri mahkemelerinin ve icra dairelerinin de yetkili olduğu, bu hali ile davalı yanın yetkiye ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında alınan ve hüküm kurmaya elverişli olan bilirkişi raporları ile takip ve dava konusu faturaların ve bu faturalara yönelik olarak yapılan kısmi ödemelerin her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, bu hali ile taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğu, fatura konusu ilaçların davalı yana teslim edildiği anlaşılmıştır.
Esasen taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğu ve fatura konusu ilaçların davalı yana teslim edildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın söz konusu fatura bedellerinden davalı eczanenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
——- ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin—- tarafından finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinden yararlanma esas ve usulleri———- tarafından belirlenmektedir. —- madde —- temini halinde bedeli ödenecek olan ilaçların ———— belirtileceği düzenemiştir. Dava konusu faturalara konu ——-adlı ilacın da bu listede yer aldığı anlaşılmıştır. ———— temin edilerek tedavide kullanılan ilaçların ülkemizde ruhsat alarak satış izni alması durumunda; EK-4/AListesine giriş talebinden itibaren, “Ödeme Komisyonunun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönerge” gereği talebin sonuçlandırılacağı maksimum süresi içerisinde, —- eki listelerde yer alan özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, uzman hekim raporuna dayanılarak uzman hekimlerce en fazla birer aylık miktarlarda reçete edilmesi ve bu reçetelerin —— onaylanması koşuluyla, ——– ilaca verilen perakende satış fiyatı üzerinden standart kamu kurum iskontosu olarak oranı ——– 4.4.1 maddesinde tanımlı baz iskonto uygulandıktan sonra kademeli eczane iskontosu uygulanarak sözleşmeli eczanelerden şahıslara düzenlenecek faturalara dayanılarak ödemesi yapılacaktır.” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan bu hükme göre ————- tarafından yapılacak ödeme konusunda muhatabın hak sahibi hastalar olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; dava dışı hastalar tarafından davalı eczaneye başvurularak dava konusu ilaçların talep edildiği, davalı tarafından da davacı şirketten iş bu ilaçların temininin sağlandığı ve bedellerinin davacı tarafça davalıya fatura edildiği, davalı tarafından da ilaç bedellerinin üzerine kar konularak dava dışı hastalara fatura edildiği, hastalar tarafından da —–nezdindeki işlemlerin takibi ve ödemelerin tahsili için dava dışı — ———- vekaletname çıkarıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça; hastalar tarafından adına vekaletname verilen dava dışı — isimli şahsın davacı şirketin çalışanı/yetkilisi olduğu iddia edilmiş, yapılan ödemelerin de—– tarafından bu kişiye yapılarak davacı şirkete ödendiği, kendileri tarafından yapılan herhangi bir ödemenin bulunmadığı savunulmuştur. Her ne kadar, davacı şirket tarafından dava dışı ——– ile herhangi bir ilişkilerinin bulunmadığı beyan edilmiş ise de; ——– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— Esas sayılı dosyasında, —- tarihli celsede davacı şirket vekili tarafından dava dışı ——– davacı şirket çalışanı olduğu beyan edilmiş olduğu, yine —– Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava dışı —- tarafından sunulan dava dilekçesinden kendisinin davacı şirketin ortağı ve yetkili olduğu ifade edilmiştir. Kaldı ki; her iki taraf ticari kayıtlarında yer alan ödemelerin —— tarafından yapılan ödemelere ilişkin olduğu davacı yanın da kabulündedir. Bu hali ile, dava dışı ———– davacı şirket adına hareket ettiği kanaatine varılmıştır.
Ancak; somut olayda, davacı ile davalı arasında dava konusu ilaçların temini hususunda anlaşma kurulduğu, taraflar arasında ticari ilişki kurulduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların her iki tarafın da ticari defterlerine kayıt edildiği, bu nedenle fatura bedellerinin ödenmesi hususunda asıl muhatabın, davacı ile ticari ilişkide bulunan davalı taraf olduğu, davalı yanın ödenmeyen ilaç bedelleri hususunda muhatabının ise ilaçları temin eden hastalar olduğu, —–tarafından ödenmeyen fatura bedellerinin davalı yandan tahsilinin talep edilebileceği, alınan bilirkişi raporları ile de her iki taraf defterlerine göre takip konusu faturalara istinaden davacı alacağının ————- olduğunun sabit olduğu anlaşılmakla; davalı yanın husumet itirazı yerinde görülmemiş ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar icra takibi ile davacı tarafça ——- tutarında işlemiş faiz isteminde bulunulmuş ise de; davacı tarafça dava açılırken dava değeri olarak ———— gösterildiği, yapılan ön inceleme duruşmasında da davanın asıl alacağa yönelik itirazın iptali davası olduğunun ve işlemiş faize yönelik yapılan itirazın iptalinin talep edilmediği belirtilmiş olduğundan, bu hususta herhangi bir inceleme yapılması gerekli görülmemiştir.
Tarafları tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediği anlaşılmakla; davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ———–gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
Sabit olan ——– alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının ——- İcra Müdürlüğü’nün ——— esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 3.728,82 TL’den, davacı tarafça dava açılırken yatırılan 622,72 TL peşin harç ve icra dosyasında peşin alınan ve dava açılırken mahsup ettirilen 309,49 TL peşin harç olmak üzere toplam 932,21 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.796,61 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça icra dosyasından ve iş bu dosyadan alınan toplam 932,21 TL peşin harç ve 31,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 963,61 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan toplam 1.900,00 TL bilirkişi ücreti ve 161,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.061,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 7.896,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ————– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 16/06/2020