Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/880 E. 2019/448 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/952 Esas
KARAR NO : 2019/242

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/10/2013
KARAR TARİHİ : 28/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin teknik sünger ve yalıtım malzemelerinin üretimi ve satışı işleri ile iştigal ettiğini, davalının 25/08/2008 tarihinden 31/01/2013 tarihine kadar olmak üzere yaklaşık 4-5 yıl müvekkil şirket bünyesinde satış müdürü olarak görev yaptıktan sonra 31/01/2013 tarihinde müvekkil şirket tarafından haklı nedenlerle feshedildiğini, davalının müvekkili şirkette çalışmaya devam ettiği sırada eski fabrika müdürü olan —— isimli kişi ile birlikte, müvekkil şirket ile aynı iştigal alanında faaliyet gösteren ———- kurduğunu ve söz konusu şirketin ana sözleşmesinin tescil edildiği 17/01/2013 tarihinde davalının halen şirket çalışanı olduğunu, davalı ve eski fabrika müdürü olan ——————- müvekkil şirketin bir kısım müşterileri ile iletişime geçerek —————– şirketi ile çalışmayı bırakıp kendi şirketleri ile çalışmalarını istedikleri, fiyat kırdıkları ve bu yönde çalışmalar yaptıklarının müvekkili şirketin bir kısım müşterilerinin şifahi uyarıları üzerine öğrenildiğini, müvekkil şirket müşterilerinden —————ünvanlı firma tarafından müvekkil şirket yetkilisine 02/04/2013 tarihli e-mail içeriğinden de davalının müvekkil şirket bünyesinde satış müdürü sıfatı ile çalıştığı sırada müvekkil şirket müşterilerini haksız rekabet teşkil edecek şekilde ve özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak kendi şirketine yönledirdiği, müşterileri kendisinden mal almaya adeta zorladığının öğrenildiğinden bahisle 17.733,32-TL maddi ve 5.000-TL manevi olmak üzere toplam 22.733,32-TL tutarlı tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında alınan beyanında dava dilekçesini tekrar etmiş, Mahkememizin 28/02/2019 tarihli celsesinde alınan beyanında; davaya konu ettikleri maddi tazminatın 10.312,12 TL’lik kısmının davalının işten çıkartıldığı döneme ilişkin olduğu, geriye kalan kısmının ise davalının çalıştığı döneme ait olduğunu ifade etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili hakkında bir beyanda bulunmadığını, dava dışı ————– isimli şahıstan bahisle bu şahsın müşterileriyle görüştüğünden yakındığını ve iddia edilen maillerin davacının ricası ile yazıldığını, dava dışı ———- isimli kişinin eylemlerinin müvekkili bakımından bağlayıcılığı bulunmadığı gibi sorumluluğunu da doğurmayacağını, davacı tarafça işten çıkış olarak bildirilen tarihin doğru olmadığını 01/01/2013 tarihinde müvekkilinin işine son verilmesine rağmen kıdem ihbar tazminatı hesaplanması ve müvekkilinin işlerini bir başkasına devretmesi için bir ay daha gelmesinin rica edildiğini ve müvekkilinin işi niyetle kabul ettiğini, müvekkilinin fiili çalışmasının 01/01/2013 tarihinde sonlandırıldığını, davacının müvekkilini hiçbir usule uymadan hiçbir haklı nedeni yokken işten çıkardığını, davacının müvekkilinin işçilikten kaynaklı haklarının ödenmemesi için eldeki davayı açtığını ve davayı aça bilmek için müvekkilinin çıkışının geç yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırsında cevap dilekçesini tekrar etmiştir.
Taraf delilleri toplanarak taraf defterleri ve dosya üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ve dosya kapsamına alınan 15/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının, davacı şirkette hizmet sözleşmesi kapsamında satış müdürü olarak çalıştığı, taraflar arasında iş akdinin sona ermesine ilişkin olarak uyuşmazlık bulunduğu, dava dışı ——— şirketinin sicil kaydına göre 17/01/2013 tarihinde kurulduğu, davalının söz konusu şirketin kurucusu ve münferiden yetkili temsilcisi olduğu ve şirketin faaliyet alanında davacı şirketin faaliyet alanı olan teknik sünger ve yalıtım malzemelerinin üretimi ve satışının yer aldığı, her ne kadar davalı tarafça sözleşmenin 17/01/2013 tarihinde sona erdirildiği savunulmakla birlikte davalı tarafça gönderilen ihtarnamede iş akdinin 31/03/2013 tarihinde sonlandırıldığının kabul edildiği, dava dışı şirketin kuruluş tarihi itibariyle davalının rekabet yasağına aykırı davrandığı, davacının tazminat talebi bakımından dava dışı ————- şirketinin kayıtlarının incelenmesi gerektiği, dava dışı —- şirketi tarafından gönderilen elektronik postanın içeriği dikkate alındığında davalının eyleminin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davacının maddi zararı ve davacıya gönderildiği iddia edilen elektronik posta bakımından yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulan raporda özetle; davalının, 2013 yılı ve öncesinde davacının müşterisi olan 10 şirket ile ticari ilişki içerisinde bulunduğu, davalının davacı şirketin müşterileri ile ticari ilişki kurduğuna ilişkin suluna elektronik postanın davalı tarafça gönderildiği kanaatine varıldığı, 14/12/2018 tarihli ek raporda özetle, davalının çalıştığı döneme ilişkin olarak dava dışı şirketin kar toplamının 6.125,04 TL olduğu, davalının işten ayrıldığı günden sonraki dönem karının 10.312,12 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna binaen Mahkememizin 28/02/2019 tarihli celsesinde talep edilen maddi tazminatın 10.312,12 TL’lik kısmının davalının işten çıkartıldığı döneme ilişkin olduğu, geriye kalan kısmının ise davalının çalıştığı döneme ait olduğunu ifade etmesi nedeniyle çalışılan dönem bakımından taleplerin dosyamızdan ayrılmasına karar verilmiş, tefrik edilen dosyanın Mahkememizin ——————Esas sırasına kaydedilerek, Mahkememizin —–tarihli —- Esas ve Karar sayılı ilamı ile İş Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin rekabet yasağına aykırılık nedeniyle doğan maddi ve manevi zararın tazmini olduğu, davacı tarafça davalının müvekkili şirkette çalışırken dava dışı yetkilisi olduğu şirketi kurarak müvekkili ile aynı faaliyet alanında çalışmaya başladığı ve müvekkilinin müşterilerini dava dışı şirkete yönlendirdiğinden bahisle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Alınan bilirkişi raporları ile davacının aynı faaliyet alanında faaliyet gösteren dava dışı ————- şirketini davacı şirkette çalıştığı dönemde kurduğu, bu hali ile rekabet yasağına aykırı davrandığı, işten ayrıldıktan sonraki dönem bakımından davacı şirketin müşterine gönderdiği elektronik posta ile müşterileri kendi kurduğu şirkete yönlendirerek haksız rekabet yarattığı bu hali ile davacının işten ayrıldığı döneme ilişkin olan kısmı bakımından maddi tazminat talebine ilişkin davanın kabulüne karar vermek gerektiği, manevi tazminat bakımından ise davalının salt taraflar arasında yapılan sözleşme aykırı davranmasının manevi tazminat için yeterli olmadığı, davalının eylemlerinin davacı şirketin kişilik haklarını ihlal niteliğinde bulunmadığı ve manevi tazminata ilişkin davanın reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ ile 10.312,12 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Davacının açtığı manevi tazminat davasının REDDİNE,
3- Manevi tazminat talebi bakımından alınması gereken karar ve ilam harcı 44,40 TL olduğundan peşin alınan 388,25 TL harcın mahsubuna,
4- Maddi tazminat davası bakımından alınması gereken karar ve ilam harcı 704,42TL olduğundan peşin alınan (388,25 TL – 44,40 TL ) harcın mahsubu ile eksik kalan 360,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan———-‘ye göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan ———- 10/3.maddesine göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödensesine,
7- Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 1750,00 TL bilirkişi ücreti, 330,00 TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 2080,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1400,80 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, geriye kalan kısmının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
8- Davacı tarafça yatırılan 388,25 TL peşin harçtan manevi tazminat için alınması gereken 44,40 TL harcın mahsubundan kalan 343,85 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine,
9- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.