Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/869 E. 2018/381 K. 02.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/869 Esas
KARAR NO : 2018/381
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/08/2017
KARAR TARİHİ : 02/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait çekicinin müvekkili şirkete kasko sigortalı aracı çekerken verdiği hasar nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmış ve davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava dışı davacıya sigortalı araca müvekkili tarafından hasar verildiğinin sabit olmadığını ve zararın dahi ne şekilde verildiğinin belirli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, dava dışı sigortalı araca davacı tarafça verilen hasar nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili talebi olduğu, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve Mahkemenin görevi dava şartı olarak belirlenmiştir. Dava rücuan tazminat davası olması nedeniyle halefiyet esasına dayalı olarak açılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2016 tarihli 2016/18769 Esas ve 2016/12023 Karar sayılı ve benzer nitelikteki birçok ilamında; “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. …” hükmüne yer verilmiştir. Eldeki dava bakımından değerlendirildiğinde; dava halefiyet ilkesi ile açıldığından görev belirlenirken dava dışı halef olunan kişinin açtığı davaya bakmakla görevli olan Mahkeme eldeki davaya bakmakla da görevlidir.
Sigorta sözleşmesine bakıldığında sigortalının gerçek şahıs olduğu, sigortalı aracın hususi otomobil olduğu, bu hali ile dava dışı sigortalı ile davalı arasında sigortalının malik olduğu hususi otomobilin çekilmesine ilişkin hukuki işlem oluştuğu anlaşılmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1.madde ve fıkrasında tanımlara yer verilmiştir. Yasa maddesine göre satıcı; ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Dosyamız bakımından dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu, 6502 sayılı Yasa’nın 73/1.madde ve fıkrasında yer alan “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” düzenlemesine yer verildiği, dava dışı sigortalı tarafından davalı aleyhine açılacak dava bakımından Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle davacı sigortacı tarafından halefiyet esasına göre açılan eldeki dava bakımından da Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu dolayısıyla HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin HMK 115/2 Mad. Uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama gideri ve harçın görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/04/2018