Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/770 E. 2018/456 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/770 Esas
KARAR NO : 2018/456
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 11/07/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirkete ait olan 2016 yılına ait ticari defterin zayi olduğunu ve bulunamadığını, çalınmış olması ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu belirterek, mahkemece ticari defterlerin ziyan olduğunun tespiti ile zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Feri Müdahil … vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketin eski ortağı ve alacaklısı olduğunu, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının bilinçli olarak yok edilmesi durumunun söz konusu olduğunu, davacı şirket yetkililerinden …………..’ın, şahsına ait icra takibine konu bir bono üzerinde tahrifat yapmak suretiyle 8.300 TL borcu 718.300,00 TL olarak gösterdiğini, bu hususta İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasında, yapılan sahteciliğin tespit edildiğini, davacı şirket ile müvekkili arasında devam eden birçok alacak davaları olduğunu, davacı şirket yetkilileri tarafından gerek müvekkilinin, gerekse vekili olarak kendisinin tehdit edildiğini, bu hususta da Cumhuriyet Başsavcılığında suç duyurusunda bulunduklarını, bu davalar devam ederken ticari defterlerin kaybolduğu şeklindeki beyanların tamamen alacakların tespitinin yapılmasının önüne geçmek amacıyla yapıldığını, mali müşavir ……. ile yapılan görüşmelerde davacı şirkete ait tüm ticari defterlerin ve kayıtların kendisinde olduğunun tespit edildiğini belirterek, davacı şirkete ait ticari defterlerin zayi olduğu hususunda verilecek bir kararın sonuç itibariyle müvekkilini telafisi mümkün olmayacak zararlara uğratacağından davanın reddi ile davaya müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 11/01/2018 tarihli celsede alınan beyanında; ”Dava dilekçemizi aynen tekrar ederiz, 2016 yılı tüm defterleri zayi oldu, dava açılmadan 8 gün önce müvekkil farketti, ne zaman zayi olduğuna ilişkin kaydı sunmak için tarafımıza süre verilsin, ayrıca müdahil talebi bizim aleyhimizedir, müdahaleyi kabul etmiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce davacı şirketin sicil kaydı dosya arasına alınmış ve tetkik edilmiştir.
Dava TTK’nun 82/7 maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi talebinden ibarettir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde, davacı şirket vekilinin, şirkete ait ticari defterlerin kayıp olduğu ve çalınmış olabileceklerini düşündüklerinden bahisle zayi belgesi verilmesini talep ettiği, ancak davacının zayiinin hangi tarihte gerçekleştiğine ilişkin beyanı haricinde bir delil sunmadığı bu itibarla davanın TTK’nun 82/7 maddesinde öngörülen 15 günlük süre içinde açıldığının kabulünün mümkün olmadığı gibi davacının kendi beyanı ile sabit olduğu üzere defterin muhafazası için gereken dikkat ve özeni de göstermediği kanaati ile ve bu hususta Yargıtay 11 . Hukuk Dairesinin 2015/5067 esas 2015/11533 karar ile 2015/2505 esas 2015/7418 karar sayılı ilamları gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Sübut bulunmayan davanın REDDİNE,
Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsiline,
Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından arta kalan tutarın davacıya iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Müdahil ve Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2018