Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/735 E. 2018/613 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/735 Esas
KARAR NO : 2018/613
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/06/2017
KARAR TARİHİ : 29/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigortalısı olan ……….. ait olan …… plaka sayılı aracı davalı şirketin vale hizmeti dolayısıyla aracını şirket valesine teslim ettiğini, aracı alan valenin seyir halinde olan ….. plaka sayılı araca %100 kusuru ile çarpması sonucu sigortalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle 14/10/2015 tarihinde dava dışı sigortalıya 6.059,00 TL hasar bedeli ödendiğini, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısına ödediği hasar bedelini vale hizmeti verdiği sırada çalışanının %100 kusuru ile sebep olduğu kaza nedeniyle davalı şirketten rücuen tazmin edebilmesi amacıyla İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğü’nün……. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalının başlatılan ilamsız icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, tüm bu nedenlerle davalının borca ve ferilerine haksız itirazı nedeniyle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ”…… Köftecisi” isimli işletmenin sahibi ve işleticisi olduğunu, müvekkili şirket tarafından verilen herhangi bir vale hizmeti bulunmadığını, kaza tespit tutanağında belirtilen …..plaka sayılı aracın sürücüsünün müvekkili şirketin çalışanı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, dava dışı sigortalı arata meydana gelen zararın davalıdan rücuen tahsili talebi olduğu, davacı tarafça, davalının verdiği vale hizmeti sırasında dava dışı sigortalının aracına zarar verildiğinin iddia edildiği, davalı tarafça davanın reddinin talep edildiği görülmüştür. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş, Mahkemelerin görevi dava şartı olarak belirlenmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2016 tarihli 2016/18769 Esas ve 2016/12023 Karar sayılı ve benzer nitelikteki birçok ilamında; “Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı … şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması…” gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Eldeki dava bakımından da dava halefiyet ilkesi uyarınca başlatılan takibe itiraz olduğundan görev belirlenirken dava dışı halef olunan kişinin açtığı davaya bakmakla görevli olan Mahkeme eldeki davaya bakmakla da görevlidir. Davacı tarafça dava dışı sigortalıya davalı tarafça vale hizmeti verildiği iddia edilmekle birlikte dosya kapsamında yer alan sigorta poliçesinde de dava dışı sigortalı aracın hususi otomobil olduğu belirtilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1.madde ve fıkrasında tanımlara yer verilmiştir. Yasa maddesine göre satıcı; ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Dosyamız bakımından dava dışı sigortalı ile davalı şirket tarafından verildiği iddia edilen vale hizmeti ile kurulan ilişkinin tüketici işlemi olduğu, 6502 sayılı Yasa’nın 73/1.madde ve fıkrasında yer alan “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” düzenlemesine yer verildiği, dava dışı sigortalı tarafından davalı aleyhine açılacak dava bakımından Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle davacı sigortacı tarafından halefiyet esasına göre açılan eldeki dava bakımından da Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu dolayısıyla HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK nın 115/2. Mad uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 29/05/2018