Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/715 E. 2018/439 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/715 Esas
KARAR NO : 2018/439
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/06/2017
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 15/12/2014 yılında davalıdan araç kiraladığını, kiraladığı aracı vukuatsız olarak teslim ettiğini, aracı kiralarken davalı ile sözleşme yaptığını, söz konusu sözleşmede arkadaşını kefil olarak gösterdiğini, arkadaşı ile davalının kendi kimlik bilgilerini kullanarak sanki kendisi kiralamış gibi araç verdiğini, arkadaşının kiraladığı araç ile kaza yaptığını ve kaza tutanağını kendi bilgilerini kullanmak suretiyle arkadaşı tarafından imzalanarak evrakta sahtecilik yapıldığını, tüm bu nedenlerle kendi adına sahtecilik yapılarak şahsı adına düzenlenen kaza tutanağının haksız ve yersiz olduğunu, kendisi ile herhangi bir bağlayıcılığı olmadığından ödeme emrine borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, takibin dava sonuna kadar durdurulmasını, davalı tarafa borçlu bulunmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmış, herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin araç kiralama sözleşmesi kapsamında verilen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebi olduğu, davacı tarafça davalıya araç kiralarken verdiği senet nedeniyle borçlu olmadığının iddia edildiği, davalı tarafça davaya ilişkin cevap dilekçesi sunulmayarak davanın inkar edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve Mahkemenin görevi dava şartı olarak belirtilmiş, 115.maddesinde de dava şartı yokluğu halinde davanın usulden reddedileceği hükmüne yer verilmiştir. Menfi tespit talepleri bakımından özel görevli Mahkeme düzenlenmediğinden görevli Mahkeme belirlenir iken taraflar arasındaki temel ilişkiye bakılmalıdır. Eldeki dava bakımından taraflar arasında takibe konu senedin, davacı tarafça davalıdan kiralanan aracın kiralanması sırasında kira ilişkisi nedeniyle verildiğinin ve davacının kiraladığı araç ile kazaya karışmadığının bu nedenle de senet nedeniyle sorumlu olmadığının iddia edildiği, 6100 sayılı HMK’nın 4-(a) maddesinde “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar..”ın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinin düzenlendiği, bu hali ile eldeki dava bakımından Mahkememizin görevsiz olduğu (Yargıtay 20. HD’nin 13/06/2016 tarihli 2016/4920 – 6859 Esas ve Karar ) ve davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK nın 115/2. Mad uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacının yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.
12/04/2018