Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/679 E. 2018/1010 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/679 Esas
KARAR NO : 2018/1010

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/01/2015
KARAR TARİHİ : 11/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesi’ne hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı distribütör firmadan satın alınan …….. nolu blackberry …. marka ve model cihazın tüketici …. satıldığını, satılan cihazın ayıplı mal olması nedeniyle dava dışı tüketici tarafından yapılan başvuru neticesinde … Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 2012/1203 sayılı kararı ile tüketici lehinde ücret iadesine karar verildiğini, verilen karara karşı yaptıkları itirazın Diyarbakır …… Asliye Hkukuk Mahkemesinin 2012/384 Esas 2013/98 Karar sayılı kararı ilamı ile reddedildiği ve müvekkilinin bedeli icra takibi neticesinde dava dışı tüketiciye ödediği ve ödenen bedelin iadesine ilişkin olarak davalı aleyhine başlattıkları takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olması sebebiyle dava Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, davacının ihbar yükümlülüğüne uymadığı, Tüketici Hakem Heyetine karşı açtıkları davayı ihbar etmedikleri gibi dava dışı üçüncü kişiye yapılan ödemenin de bildirilmediği, ihbar yükümlülüğüne uymuş olsa idi lehlerine karar verilebileceğini, Diyarbakır …….. AHM kararının hukuka uygun olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında cevap dilekçesini tekrar etmiştir.
Davaya dayanak İstanbul Anadolu…… İcra Müdürlüğü’nün 2014/16905 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesi neticesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine, Diyarbakır ……. AHM’nin 2012/384 Esas sayılı kararı nedeniyle dava dışı ….. ödenen bedelin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ettiği ve eldeki davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İcra takibine dayanak yapılan Diyarbakır ………..AHM’nin 2012/384 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dava dışı ……….aleyhine …. Tüketici Hakem Heyeti tarafından verilen kararın iptali için dava açıldığı, yapılan yargılama sırasında dosyamız davalısına herhangi bir ihbar yapılmadığı, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının sattığı cep telefonun ayıplı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalının ithalatçısı olduğu ve sattığı cep telefonunun ayıplı olması nedeniyle dava dışı tüketiciye ödenen bedelin rücuan tahsiline ilişkin olarak ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği, davanın ilk açıldığı İstanbul Anadolu ………. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/151 Esas ve 2016/327 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği ve görevsizlik ilamının kesinleşmesi üzerine talep nedeniyle dosyanın Mahkememize gönderildiği görülmüştür. Dava dışı tüketici tarafından cep telefonunun ayıplı olması nedeniyle iadesinin talep edildiği, iadeye ilişkin olarak verilen kararın kesinleştiği, Diyarbakır ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile cep telefonunun ayıplı olduğunun tespit edildiği, bu hali ile davalının ayıptan doğan zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafça davanın ihbar edilmediği ve davacının rücu hakkını kaybettiği savunulmuş ise de, ayıbın bilirkişi raporu ile saptandığı dikkate alındığında ihbar edilmediğine ilişkin savunmanın HMK’nın 69/2.maddesi kapsamında kalacağının kabulünün mümkün olmadığı, bu hali ile davalının dava dışı üçüncü kişiye yapılan ödemeden sorumlu olduğu ve davanın kabulü gerektiği, alacağın likit olması nedeniyle talep dikkate alınarak icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafın İstanbul Anadolu ……… İcra müdürlüğünün 2014/16905 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,
2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile kabul edilen alacak miktarının %20’si oranında belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- Alınması gereken karar ve ilam harcı 151,72 TL olduğundan peşin alınan 37,93 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 113,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan ….’ye göre belirlenecek olan nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinin altında olamayacağından 2180.00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yapılan 37,93 TL peşin harç, 106,80 TL posta ve tebligat giderinden ibaret toplam 144,73 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı dava değeri dikkate alındığında kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı..