Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/666 E. 2020/174 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/666 Esas
KARAR NO: 2020/174
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/06/2017
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı asıl borçlu ————- diğer davalı ——– müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ———– istinaden kullandırılan krediden dolayı davalının borçlu bulunduğunu, borçlulara ihtarname keşide edilerek temerrüde düşürüldüğünü, borç ödenmediğinden dolayı —– tarihinde kredinin —-.Noterliğinin ————- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kat edildiğini,——- tarihinde— —-.İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini takibe ve borca itiraz nedeniyle bu davanın açıldığı belirtilerek itirazın iptaline %20 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın asıl borçluya kullandırdığı kredinin müvekkilin imzaladığı kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ispatlaması gerektiğini, dosyaya ibraz edilen——— tarihli —- ibraz edildiğini, müvekkilinin şirket ortağı olduğu dönemde imzalamış olsa bile, müvekkilinin ——— tarihinde tüm şirket hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığını, sözleşmenin hükümsüz hale geldiğini, müvekkilin ortaklıktan ayrılmasından sonra banka ile şirket arasında ——— tarihinde ——– TL tutarında yeni kredi sözleşmesi imzalanmış olduğunu, işbu yeni sözleşmede müvekkile ait imza bulunmadığını, daha evvel açılmış kredilerin de ödenerek tasfiye edildiğini, yeni sözleşmeye istinaden açılan kredilerden müvekkilin sorumlu olmadığını, bankanın icra takibine konu ettiği ———TL kredinin müvekkilin kefil olduğu —- tarihli Sözleşmeye istinaden açılmış olduğunu ispat etmesi gerektiğini, Yeni TBK nun kefalete ilişkin 583. maddesi hükmüne göre kefilin kendi el yazısı ile kefil olduğu tutar ile kefalet tarihinin yazılı olmasının geçerlilik şartı olduğunu, yeni sözleşmede yasaya uygun şekilde müvekkili ilzam edecek kefalet imzasının bulunmadığını, ortada hukuken geçerli kefalet sözleşmesi bulunmadığından dolayı davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davacının ; ——– icra Müdürlüğünün — esas sayılı icra dosyası ile — asıl alacak, — kat öncesi işlemiş—-gecikme faizi, — TL kat öncesi işlemiş gecikme faizinin — gider vergisi, ——— – gider vergisi olmak üzere toplam ———–TL’nin tahsili için ilamsız icra takibine başladığı , davalının süresinde itiraz ettiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporları ve ek raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporları ve ek raporu, tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davaya konu icra takibinde talep edilen alacak, davacı banka tarafından dava dışı ———— kullandırılan Kredili Mevduat Hesabına ilişkindir.
Davacı banka tarafından dava dışı firmanın banka nezdindeki ——- numaralı ——– aynı zamanda borç bakiyesi verebilecek şekilde tanımlandığı, bu hesapta oluşan borç bakiyelerinin, bakiyenin oluştuğu tarihte, dava dışı firma adına açılan ————borç verdirilmek suretiyle kapatıldığı,
Dava dosyasına sunulan — numaralı ———- tarihleri arasındaki hesap hareketlerini içeren ekstrelerin incelenmesinden,
Hesabın geçmiş dönemlerde sık sık sıfırlanmak suretiyle tasfiye edilmesine karşın son olarak —- tarihinde gerçekleştirilen ———– TL ödemeyle tasfiye durumuna getirilen hesabın bundan sonra hiçbir zaman sıfırlanmadığı,
Hesabın ——— tarihindeki borç bakiyesi olan—- TL ‘nin herhangi bir faiz tahakkuku yapılmaksızın —- tarihinde Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabına aktarılarak kapatıldığı,
Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabında takibin ———— numaralı hesap üzerinden yürütülerek aynı tarihte ——- bu hesaba borç kaydının gerçekleştirilmesinden sonra tahakkuk eden—- TL faiz ile birlikte ulaştığı—- olarak Takip Hesaplarına devredildiği,
Takip ve dava konusu kredi dışında, mevcut ekstrelerin incelenmesinden, dava dışı şirket lehine verilen ——- TL tutarlı bir teminat mektubunun nakde dönüşmesi sonucunda ——— tarihinde Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabına aktarıldığı tespit edilmiştir.
Davacı banka tarafından dava dışı ————– Noterliğinin ———– yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek,
Şubeleri ile muhataplardan—————-arasında tanzim ve imza olunan ——— kredi kartı/krediler açılarak kullandırıldığı, —– ihtarname tarihi itibariyle; — TL anapara olmak üzere toplam ———-TL———– anapara olmak üzere toplam —– karnesinden toplam ——— TL kredi hesaplarının kat edildiği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde kredinin kapatma tutarı olan ———TL ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağı,” ihtaren bildirilmiştir.
Davalı ————– tarihinde muhtara bırakılmak, kapısına haber kağıdı bırakılmak ve komşusuna haber verilmek suretiyle tebliğ edildiği,
Davalının şirket ortaklığından ayrılma nedeniyle kefalet ilişkisinin sona erdiğini iddia ettiği ancak şirket ortaklığından ayrılma, kefalet ilişkisinin sonlandırılması için yeterli bir gerekçe değilse de, Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin muhtelif kararlarında2 belirtilen, davalının kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu sözleşmelerden sonra düzenlenen ve kefilin imzasının bulunmadığı sözleşmelerin varlığı halinde, banka alacağının kredi borçlusu ile düzenlenen hangi sözleşmeden doğduğunun saptanması, şayet davalının imzasını taşıyan ya da daha eski tarihli sözleşmelerden doğduğu belirlenirse kefalet sorumluluğunun devam ettiği, gözetilerek karar verilmesi gerektiği, husus dikkate alındığında davalının kefaletten kaynaklanan sorumluluğunun belirlenmesinde takip ve dava konusu kredinin hangi sözleşme kapsamında verildiğinin belirlenmesi önem taşımaktadır.
Davacı banka ile dava dışı şirket arasında – tarihleri arasında————– —akdedilmiş olup, bu ————–sadece ———- TL tutarlı Sözleşmede davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzası bulunmaktadır.
Davalı —, dava dosyasına ibraz edilen ————— sayılı nüshasında yayımlanan duyuruya göre dava dışı asıl borçlu————— TL tutarındaki hissesinin tamamını — tarihinde dava dışı ———— devretmek suretiyle şirket ortaklığını sonlandırmıştır.
Davacı banka tarafından dava dışı şirketle akdedilen sözleşmelerden sadece ————tarihli sözleşmede, davalı —- kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu,
Davalının dava dışı şirket ortaklığından ayrıldığı ————– tarihinden sonra, davacı banka ile dava dışı şirket arasında — adet kredi sözleşmesinde kefil olarak, davacının hisselerini devrettiği ———– sıfatıyla imzasının bulunduğu davalının imzasının bulunmadığı,
Davacının ortaklıktan ayrıldığı tarihte takip ve dava konusu krediden doğan herhangi bir borcunun bulunmadığı, kefalet imzasının bulunmadığı, davalının ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra düzenlenen sözleşmelerden kaynaklanan dava dışı şirketin nakit, kredi çekme, ticari ve çek ödemeleri nedeniyle takip ve dava konusu borç miktarına ulaşıldığı,
Sonuç olarak; takip ve dava konusu borcun, davacı banka ile dava dışı firma arasında akdedilen ve davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu tek sözleşme olan ——— tarihli sözleşmeden sonra akdedilen davalının kefil olarak imzasının bulunmadığı sözleşmelerden kaynaklandığı, —— tarihli sözleşmeden kaynaklanan borcun ——— tarihinde ödenmek suretiyle kapatıldığı, bu tarihten sonra düzenlenen sözleşmeler nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunmadığı belirlenmekle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-KARAR HARCI
Alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının 31,40 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan geriye kalan 23,00 TL karar harcının davacıdan alınmasına,
4-AVUKATLIK ÜCRETİ:
Tümü reddedilen davanın değeri olan 20.684,48 TL üzerinden davada avukatla temsil edilen davalı yararına belirlenen 3.400,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ:
a-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
b-Davalı tarafından yatırılan 4,60 TL vekaletname harcı, 500 TL ek bilirkişi inceleme gideri ve 50,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 554,60 TL’nin davacı tarafa yükletilmesine,
c-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—————-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.20/02/2020