Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/6 E. 2022/539 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/6 Esas
KARAR NO: 2022/539
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 03/01/2017
KARAR TARİHİ: 08/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil —- davalı —– hisseli olarak kurduklarını, davalı —– aksi bir karar alınıncaya kadar —– tarihinde şirket müdürü olarak atandığını, şirket kurulduktan sonra —– diğer ilgili bakanlık ve kuruluşlardan gerekli izinlerin alınarak,—– bulunduğu yer olan—— çalışma izni ve çalışma ruhsatı alarak —— tarihinde faaliyete geçirdiklerini, müvekkil ve davalı tarafından ——- açılış ve ruhsatlandırılması için gerekli donanım ve İnşaai faaliyetler için yaklaşık —–masrafa yaptıklarını, tüm prosedürler tamamlandığında ayda ortalama —– engelli bireye hizmet verebilecek hale geldiği ve aylık —— ödenek alır hale geldiğini, davalının, müvekkili mümkün olduğu kadar şirket faaliyetlerinden uzak tuttuğunu, müvekkiline hiçbir hesap vermediğini, şirketin sürekli zarar ettiğini, davalıya gönderilen —–yevmiye numaralı ihtarnamesi ile şirket faaliyetlerini ve harcama ve kazançlarını rapor halinde bildirilmesini talep ettiklerini ve görülen lüzum üzerine kendisine şirket müdürlüğünden azlettiklerini bildirdiklerini, davalının,——-, diğer davalı olan — kurduğu ———-müvekkile danışmadan, muvafakatini almadan, ortaklar kurulundan alınan bir karar olmadan, müdürlük görev ve yetkisini aşarak ve kötüye kullanarak müvekkilinden mal kaçırarak, —— devir ya da satışını yaptıklarını öğrendiklerini, yapılan satış/devir işlemimde bedelin düşük gösterildiğini, emsal değerin altında gösterildiğini, rehabilitasyon merkezinin gerçek satış veya devir bedelinin tamamının —- tarafından diğer davalılardan alındığını, davalının müvekkile ait payı vermediğini, devir sonrasında şirket adresini başka yere naklettiğini, davalının bu devir ile eş zamanlı olarak —- kurduğunu, muvazaalı ve hileli olarak yapılan satış ve devirin piyasa rayiç değerlerine göre——— civarında olduğunu, TTK 553. maddesi gereği şirket müdürünün ortaklara karşı sorumlu olduğunu, yeni TTK ile limited şirket müdürleri hakkında açılacak davalarda müdürün kusurlu hareket ettiklerini de ortaya koymaları gerektiğini, satış işleminin hileli ve müdürün sorumluluğunu, görev ve yetkisini de aşan bir şekilde, şirket karar defterinde ve ilgili evraklarında müvekkilinin de onayı, imzası ve bilgisi olmadığı için bu devrin iptalini talep ettiklerini, davalının yapmış olduğu muvazaalı işlerin müdürlük görevini kötüye kullanarak işlediği suçun dolandırıcılık olduğunu belirterek; ortaklık ve şirket müdürlüğü görev ve yetkisini aşarak şirkete ait olarak faaliyet gösteren ve para kazanan işletmeyi müvekkili olan ortağından mal kaçırma amacıyla muvazaalı – hileli bir şekilde yapılan devir ya da satış işleminin iptaline karar verilmesine, iptal talebi kabul edilmediği takdirde, müvekkilin ortaklık hissesine karşılık satış veya devir bedelinin şimdilik —–alacak miktarının davalı-davalılardan müştereken ve müteselsilen faizi ile tahsiline, davalı —– şahsi mal varlığına ve aynı işletme konulu—- hissesine tedbir konulmasına, diğer davalı —– tedbir konulmasına, ayrıca bu işletmenin —— dava sonuçlanıncaya kadar 3. kişilere devir ya da satışının engellenmesi için tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan———–tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kuruma müvekkilinin ——- devraldığını, söz konusu devri işlemi gerçekleşmeden —-karar metnine dayanarak satın aldığını, ilgili kararda şirket —–şirketimizle ilgili kurum açma, kurum kapatma, açılmış kurumları devralma ve devretme, ———- ilgili her türlü iş ve işlemleri yürütmesi konusunda aksi karar alınıncaya kadar münferit imzası ile yetki verilmesi oy birliği ile karar verilmiştir” ibarelerinin yer aldığını, yapılan devir işleminin muvazaalı olmadığını, müvekkilin şirket karar metnindeki yetkiye dayanarak davaya konu kurumu devraldığını, davacının — tarihli ihtarname ile diğer davalı—– azlettiklerini belirttiği ancak devir işleminin daha önce —— tarihinde yapıldığını ve hukuka uygun olduğunu bu sebeple davanın reddi gerektiğini, davacının müvekkilinin basiretli tacir gibi davranmadığı yönündeki iddiasına ilişkin olarak aksine, müvekkilin basiretli tacir gibi davranıp şirket yetkilisi ——- karar metnini talep ettiğini ve metindeki yetkiye dayanarak rehabilitasyon merkezini devraldığını, TTK 630/2 maddesine göre her ortağın, haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılması veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebildiğini, davacının böyle bir hamlesi olmadığını ve noterden azlettiğini öne sürmesinin hukuka aykırı olduğunu ve müvekkil açısından bağlayıcılığı olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan —-vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kurumu müvekkilinin —- devrettiğini, —- tarihli karar metninde şirket ortağı olan davacı —– olarak halen münferit imzası ile her türlü konuda temsil ve ilzam eden —— şirketimizle ilgili kurum açma, kurum kapatma, açılmış kurumları devralma ve devretme, —— ile ilgili her türlü iş ve işlemleri yürütmesi konusunda aksi karar alınıncaya kadar münferit imzası ile yetki verilmesi oy birliği ile karar verilmiştir” ibarelerinin yer aldığını, ilgili metinden de anlaşıldığı üzere davacının iddia ettiği gibi muvazaalı bir durumun mevcut olmadığını, davacının —- tarihli ihtarname ile diğer davalı —- azlettiklerini belirttiği ancak devir işleminin daha önce —— tarihinde yapıldığını ve ilgili devrin hukuka uygun olduğunu bu sebeple davanın reddi gerektiğini, TTK 630/2 maddesine göre her ortağın, haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılması veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebildiğini, davacının böyle bir hamlesi olmadığını ve noterden azlettiğini öne sürmesinin hukuka aykırı olduğunu ve müvekkil açısından bağlayıcılığı olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; davalı şirkete ait işletmenin muvazaalı – hileli bir şekilde yapılan devir ve satış işleminin iptaline aksi halde, davacının ortaklık hissesine karşılık satış veya devir bedelinin tahsili ile davalıya ödenmesine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce kısmen benimsenen bilirkişi raporları, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Dava dışı —– numarasında kayıtlı olduğu, sermayesinin —- olduğu, şirket adresinin —– olduğu, şirketin tescil tarihinin—- olduğu, şirket kurucu ortaklarının —– olduğu, sermeye paylarının —- karşılığı olduğu, kuruluş merkez adresinin —– karar alınıncaya kadar —- olduğu, şirketin merkez adres değişikliğini ———-değiştirilmiş olduğu belirlenmiştir.
—– numaralı —- arasında, ——-adresinde bulunan ——- hakkının tamamını, tüm işletme hakları ruhsatları dahil tüm malları——– uyarınca vadesi gelmemiş olanlar da dahil olmak üzere tüm borç ve alacakları ile birlikte ve içinde bulunan bilumum demirbaşların tamamını —–bedel karşılığında devir ve teslim edildiği, devir bedelini nakden ve tamamen alındığı hususlarının imza altına alındığı görülmüştür.
İş yerini devir alan —- tarihi ———adresinde kurulmuş olduğu belirlenmiştir.
Davalı —–olarak atanmış olduğu, ——–azli için ——kararı alınması gerektiği, bu nedenle davacı tarafından keşide edilmiş olan —- nolu ihtarnamesi ile davalı —— azlinin geçerli olmadığı ve görevinin devam ettiği belirlenmiştir.
—- yevmiye nosu ile tasdik edilen, —- tarihli ortaklar kurulu kararı ile,—— “açılmış kurumları devretme” yetkisinin verildiği ve söz konusu kararın altında davacı —-da imzasının bulunduğu, davalı —-söz konusu karara istinaden işletmeyi devretmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ————-çılmış kurumları devretme ” yetkisine dayanarak ———– devir aldıkları, ödenen devir bedeli ile mahkememizce belirlenen devir bedeli arasında misli aşan bir fark olduğu, ancak sadece bunun muvazaa iddiasının ispatı için yeterli olmadığı,
Davacı tarafın dava dilekçesinde muvazaa hukuksal nedenine dayandığı, kural olarak 3. kişilerin muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı taktirde işlemin iptalini talep edebileceğinden muvazaa iddia eden iddiasını ispatla yükümlüdür, ———– işlemin tarafı olması ve muvazaa hukuksal nedenine dayanılması halinde işlemin iptalinin şirket ortağı tarafından istenebileceği kabul edilmekle muvazaa ve hileli işlemler nedeniyle işlemin iptalini talep eden davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu ancak bilirkişi raporunun aksine bu iddialarını ispatlayamadığı,
Davalı şirket müdürünün, kendisine verilen yetkileri kullanırken, şirkete karşı özen ve sadakat yükümlülüğü altında bulunduğu ve TTK m. 553 uyarınca; kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusuruyla ihlâl ettiği takdirde hem şirkete hem paysahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdiği zarardan sorumlu olduğu,
Davalı —– devredilmiş olan işletmenin devir bedelinin — olarak belirlendiği, —–varlıklarının kullanım ve yıpranma miktarları dikkate alındığında, devredildiği — itibariyle değeri —-olup devredilen işletmenin, devir tarihindeki değerinin —- çok üzerinde olduğu ve gerçek değer ve devir bedeli arasındaki farkın, davalı şirket müdürünün sorumluluğunda olduğu, işletmenin devir tarihindeki gerçek bedeli ile, devir bedeli olan —— arasındaki farkın, TTK m. 555 hükmü kapsamında şirketin zararı olduğu ve davacı ortak bakımından “dolaylı zarar” olarak kabul edilebileceği, tazminatın ancak şirkete —- ödenmesini isteyebileceği —- davacının zararının kendisine ödenmesini isteyemeyeceği ve davacının bu talebini davalılardan sadece şirket müdürü davalı—-yöneltebileceği, diğer davalıların TTK 555. madde hükmü kapsamında pasif dava ehliyetlerinin olmadığı belirlenmekle; terditli olarak açılan ———- davalılara devrinin iptaline ilişkin davanın reddine, davalı —— aleyhine açılan sorumluluk davasının koşulları oluşmadığından reddine, diğer davalılar aleyhine açılan sorumluluk davasının ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Devir işleminin muvaza nedeniyle iptaline ilişkin davanın reddine,
2-Davalı—- aleyhine açılan sorumluluk davasının koşulları oluşmadığından reddine,
3-Davacının davalı—— aleyhine açılan sorumluluk davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
4-KARAR HARCI
Alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının 170,78 TL’si dava açılırken peşin olarak, 2.278,30 TL’si de yargılama evresinde 19.04.2022 tarihinde alınmış olduğundan ayrıca karar harcı alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 2.368,38 TL karar harcının, karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa yada yetkili vekillerine iadesine,
5-VEKALET ÜCRETİ
a-Terditli olarak açılan sorumluluk davasının reddine ilişkin dava yönünden; davada avukatla temsil edilen davalı —- yararına belirlenen 5.100 TL maktu avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalıya verilmesine,
b-Sorumluluk davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin dava yönünden; davada avukatla temsil edilen davalılar ——- yararına belirlenen 5.100 TL maktu avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından yatırılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
b-Davalılar tarafından yatırlan 15,60 TL vekaletname harcının davacı taraftan tahsili ile davalılara verilmesine,
c-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2022