Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/579 E. 2018/351 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/579 Esas
KARAR NO : 2018/351
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/05/2017
KARAR TARİHİ : 27/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/09/2007 tarihinde saat 18:50 sularında sürücü ………. sevk ve idaresindeki …….. plakalı aracı ile Gürgentepe ilçesi istikametinden….. ilçesi istikametine seyir halinde iken kontrolsüz kavşağa geldiğinde karşıdan karşıya geçmek isteyen ve geçişini tamamlamak üzere olan yaya … ‘ye aracının sol ön tampon kısmı ile çarpması soncu tek taraflı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve yaya müvekkil … ağır şekilde yaralandığı, Konya Numune Hastanesinden alınan engelli sağlık kurulu raporu ile engeli sağlık oranının %10 olduğunun tespit edildiği, kazaya ilişkin Gürgentepe Asliye Ceza Mahkemesi’nin …… Esas ve ….. Karar sayılı dosyasında kazaya ilişkin tüm belgelerin mevcut olduğu, davalı … şirketi tarafından dava açılmadan evvel …………. nolu hasar dosyası ile 23/08/2016 tarihinde 53.596 TL tazminat ödemesi yapılmış ise de ödemenin yetersiz olduğundan bahisle doğan maddi zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yapılan yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının 16/07/2007 tarihinde meydana geldiğini ve kazada davacı dışında başkaca birinin yaralanmamış ve vefat etmemiş olması nedeniyle ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olmasına rağmen davanın ceza zamanaşımı dolduktan sonra açıldığından bahisle davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının maluliyet oranının ve zarar miktarının tespit edilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle yaralanmadan doğan maddi zararın tazmini talebi olduğu, davalı tarafça öncelikle zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davalının zamanaşımı itirazı bakımından yapılan incelemede; KTK’nın 109.maddesinin 1.ve 2. Fıkralarında “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60/1.madde ve fıkrasında “Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz” düzenlemesine yer verilmiş, 2918 sayılı KTK’nun 109.maddesinde ise söz konusu süre iki yıla çıkarılmıştır. Her iki Kanun maddesi zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbiriyle uyumlu olmakla birlikte, zamanaşımı süresi yönünden birbirlerinden ayrılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/II. maddesine göre, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebiyle açılacak davalarda uygulanabilmesi için, sadece eylemin “cezayı gerektiren fiilden” doğmuş olması gerekli ve yeterlidir. Zarar doğuran eylem aynı zamanda cezayı gerektirir nitelikte ise; eğer ceza kanunundaki ya da ceza hükümlerini taşıyan özel kanunlardaki bu eylem için kabul edilen zamanaşımı süresi, BK’ndaki 1 yıllık süreden daha kısa ise, o zaman yine BK. m. 60/I (TBK m. 72) olaya uygulanacak; ceza kanunundaki zamanaşımı süresi BK. m. 60/I’deki süreden daha uzun ise, o zaman bu uzun süre tazminat davaları için de uygulama yeri bulacaktır. Böyle bir durumda uygulanması söz konusu olan ceza davası zamanaşımı süresi ise, fiilin gerçekleştiği tarihte ve halen yürürlükteki 5237 sayılı TCK’nun 66. maddesine göre belirlenecektir. Somut olay bakımından davacının yaya olduğu, eylemin TCK’nın 89.maddesinde yer alan taksirle yaralama suçunu oluşturduğu, suçun türüne göre TCK’nın 66.maddesinde belirlenen zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, kazanın 12/09/2007 tarihinde meydana geldiği, 8 yıllık zamanaşımı süresinin 12/09/2014 tarihinde dolmasına rağmen eldeki davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, her ne kadar davadan önce davalı … şirketi tarafından kısmi ödeme yapılmış ise de ödemenin zamanaşımının dolduğu 12/09/2014 tarihinden sonra 23/08/2016 tarihinde yapıldığı, dolayısıyla dolan zamanaşımının kesilemeyeceği anlaşılmakla davanın zamanaşımı süresinden sonra açılması nedeniyle reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı dolmuş olması nedeniyle REDDİNE,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL olduğundan peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 1.090,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davaya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/03/2018