Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/539 E. 2020/202 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/539 Esas
KARAR NO: 2020/202
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/07/2016
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ——— Asliye Hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin dava dışı ——— ve —- imzaladığını ve bu sözleşme ile ———— parselde inşaat yaptığını, sözleşme konusu gayrimenkulün müvekkili şirkete ait, ————– parselde kayıtlı gayrimenkul ile komşu taşınmazlar olmakla söz konusu inşaatın sınır duvarlarının inşa edilmesi sırasında davalı tarafın, müvekkili şirkete ait arsa üzerine hafriyat ve toprak dökümü yaptığını, müvekkil şirket ile davalı arasında söz konusu inşaattaki faaliyetlerden ötürü ortaya çıkacak hafriyatın kendi arsasına boşaltılması konusunda izin yahut icazet verildiğine dair herhangi bir anlaşma bulunmadığını, davalı yana ————– Noterliğinden ihtarname gönderilerek hafriyat ve toprağın kaldırılmasının talep edildiğini ancak davalının haksız fiilini sonlandırmaya yanaşmadığını, ——-. Sulh Hukuk Mahkemesinin ———-D. İş sayılı dosyasıyla delil tespiti yaptırdıklarını, huzurdaki davada taraflar tacir olsa da davaya konu haksız fiilin müvekkili şirketin ticari işletmesini değil, mülkiyet hakkını ilgilendirdiğini bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu beyanla davalının haksız eyleminden doğan zarar sebebiyle müvekkili şirkete ait arsanın eski hale getirilmesi için yapılacak masraflar ve yine davalının aynı haksız eylemi sonucu meydana gelen müvekkili şirketin zararının tazmini için şimdilik —– tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davalı müvekkilinin, ————– yılında tamamladığını ve teslimlere başladığını, sınır duvarının inşa tarihinin ise ———– olduğunu, davacının yaptırmış olduğu tespit tarihinin ise ——–olduğunu ve BK m.72 uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının tespit isteminde bulunduğu da gözönüne alındığında 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağını davanın dinlenemez hale geldiğini ve usulden reddinin gerektiğini, davacıya ait gayrimenkulün, müvekkilinin proje inşaatını gerçekleştirmiş olduğu ——— parsele komşu taşınmaz niteliğini haiz olmadığını, iki parsel arasından ——— belediyesine ait yolun geçtiğini, davalının yol olarak ayrılan kısımla ilgili dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının iddialarının aksine ———– parsel üzerinde mevcut gecekondu ve hafriyatın inşaat esnasında projenin gerçekleştiği alana taşma yaptığını, arsanın müvekkiline gecekondu ve hafriyat taşmaları ile teslim edildiğini gösterir işyeri teslim tutanağını dilekçe ekinde olduğunu, dolayısıyla davacının iddia ettiği hafriyat ve toprağın kendi arazisinde mevcut gecekonduların yıkımından oluşan hafriyat olduğunu, müvekkilinin gerçekleştirdiği proje alanından çıkan hafriyatın toprağının ise ———- gerekli izin ve belgeler alınarak gösterilen yerlere taşındığını beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın ilk tevzi edildiği ——– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——- Esas ve ——– Karar sayılı sayılı ilamı ile; davacı … davalı tarafın ticari faaliyetle uğraşıyor olması ve dava konusunun ticari faaliyetle ilgili olması nedeniyle dava konusu uyuşmazlığın TTK nın 3. 4. ve 5. maddeleri gereğince Asliye Ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce alınan ——— tarihli fen bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu üzerine hafriyat döküldüğü iddia edilen pasif kayıtlı ————parsel nolu —– mesahalı taşınmazın ——- tarihli ———– kararı çerçevesinde İmar Kanunu 11.,15.,16. ve 17. madde uygulamasıyla yapılan ifraz ve tevhidden sonra ——— mesahalı arsa vasıflı ——— parsel olduğu, ayrıca üzerinde inşaat projesi yapılırken üretilen atığın geldiği davacı tarafından iddia edilen komşu parselin tapu kayıtlarında ———- parsel nolu taşınmaz olduğu, dava konusu taşınmaz olan —— parseli de içeren ve bu parselin ifraz/tevhidiyle oluşan ——– parselin topoğrafik yapısında araziye temel kazısı yapılması suretiyle gözle görülür değişim olduğu tespit edildiğinden sahada zemin ölçüsü, yüzölçümü ve kübaj hesabının yapılmasının gerekli olmadığını mütalaa etmiştir.
Mahkemizce alınan ———tarihli fen bilirkişi ek raporunda özetle; dava konusu üzerine hafriyat döküldüğü iddia edilen pasif kayıtlı———— mesahalı taşınmazın —- tarihli ———— sayılı kararı çerçevesinde İmar Kanunu 11.15.16 ve 17.madde uygulamasıyla yapılan ifraz ve tevhidden sonra —— mesahalı arsa vasıflı —- parsel olduğu, ayrıca üzerinde inşaat projesi yapılırken üretilen atığın geldiği, davacı tarafından iddia edilen komşu parselin tapu kayıtlarında——– parsel no’lu taşınmaz olduğunu, —– tarihli keşif esnasında dava konusu taşınmazın dava konusu yer olduğunun anlaşıldığını, üzerine hafriyat döküldüğü iddiasının tespiti adına ölçüm, hesap ve değerlendirme yapabilmesi için keşif gününden sonra sunduğu ön raporla celbi istenen gerekli dökümünlarının incelenmesinin tamamlanması akabinde ——— tarihinde keşif mahaline yeniden gidilip tespit yapılarak dava konusu taşınmaz olan ——–parseli de içeren bu parselin ifraz/tevhidiyle oluşan ——–parselin topografik yapısında araziye temel kazısı yapılması suretiyle 1.keşif tarihine göre gözle görülür değişim olduğu tespit edildiğinden sahadaki delil olan hafriyat atığının kaldırılmış olması, sahada topografik yapının değiştirilmesi yoluyla deliller yok edildiğinden herhangi bir karşılaştırıcı zarar ve tazmin hesabına altlık olacak hafriyat/kübaj hesabının yapılmasının mümkün olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, davalının haksız fiili nedeniyle davacının gayrimenkulünün eski hale getirilmesi için yapılacak masraflar ve haksız fiil sonucu meydana gelen davacının zararın tazmininin istendiği, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup mahkemenin görevinin dava şartı olduğu belirtilmiştir. Dava şartları yargılamanın her aşamasında Mahkemece resen değerlendirilmelidir.
6102 sayılı TTK nın 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Eldeki dava ise, dava konusu taşınmazın aynına yönelik eski hale getirme ve tazminat isteğine ilişkin olup her ne kadar taraflar tacir ve dava konusu taşınmaz üzerinde ticari faaliyet yapıyor yada yapacak olsalar dahi uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisi bulunmamaktadır.Dava dilekçesinde bu yönde bir iddiada bulunmamaktadır.Davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiği ———— anlaşılmakla, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK nın 115/2. mad uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ———- Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde görev uyuşmazlığı doğması nedeniyle görevli yargı yerinin belirlenmesi için ———– ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
4-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ———–nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 27/02/2020