Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/534 E. 2019/960 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1162 Esas
KARAR NO : 2019/963

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; davalının müvekkili firmada evvelce yönetim kurulu başkan yardımcılığı yaptığını, firmanın yetkililerinden ——– vefat ettikten sonra davalı bu durumdan istifade ederek bu görev süresi içerisinde 17/06/2016 tarihinden itibaren bir kısım bedelleri alarak kendi nam ve hesabına geçirdiğini, bu bedellerin haricinde müvekkili firmanın datalarının bulunduğu —– bilgisayarı aldığını,
Müvekkili firmaca iş bu bedellerin ve bilgisayarın tebliğden itibaren 7 gün içerisinde iadesi için davalıya ihtarname çektiklerini, ancak ihtarnameye herhangi bir cevap vermediğini, bedellerin ve bilgisayarın iadesini yapmadığını, bunun üzerine iş bu bedellerin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğundan bahisle haksız itirazın iptali ve takibin devamını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; öncelikle görev yönünden itirazlarının bulunduğunu, İstanbul Anadolu İş Mahkemelerinin görevli olduğunu, esasa ilişkin ise ; Müvekkilinin dava konusu dekontlar ve makbuz karşılığında almış olduğu bu meblağları elektrik mühendisi olarak yurt içi ve özellikle yurt dışı (——- —– bulunan) projelerde şantiye şefi sıfatıyla kullanılmak üzere avans olarak aldığını, hiçbir şekilde sebepsiz zenginleşme veya haksız fiil niteliğinde işlemler olmadığını, müvekkilinin davacı şirketin özellikle Irak’ta yer alan şantiyelerinde şantiye şefi olarak görev yapmış olduğundan, bu şantiyelerde çalışan işçilerin barınma ve iaşe gibi masrafları ve gerekli malzemelerin temini için harcanmak üzere dava konusu meblağlar müvekkile ödendiğini, söz konusu ödemelerin bu amaçla gerçekleştirildiği davacı şirket yetkilileri tarafından da çok iyi bir şekilde bilinmekte ve dava konusu dekontların açıklama kısmında da ayrıca ve açıkça yazdığını, dolayısıyla ödemelerin açıklama kısmında yer alan metinler gönderici yönünden bağlayıcı nitelik taşımakta olduğundan, bu ödemelerin başka bir amaçla gerçekleştirildiğini ileri sürmek de hukuken mümkün olmadığını, gerçekten de dekontlarda yazılı “—– ibareleri ödemelerin hangi amaçla yapıldığını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya koyduğunu,
Diğer taraftan müvekkilinin hiçbir şekilde bahse konu işlemleri tek başına yapmadığını, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarında bakıldığında zaten müvekkilinin şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olmadığını, söz konusu ödemelerin tamamı müvekkili ile birlikte şirket ortağı ve aynı zamanda finans işlerinden sorumlu müdürü ——–onayı ve müşterek imza ile muhasebe bölümünün bankaya verdiği talimat üzerine banka aracılığıyla veya doğrudan şirket kasasından ——————— tarafından makbuz karşılığında gerçekleşmiş işlemler olduğunu,
Tüm bu işlerin yapılabilmesi için davacı şirket finans bölümünden yönetim kurulu başkanı veya şirket sahiplerinin oluru ile iş avansları alınmakta, yapılan harcamalar faturalandırılarak finans bölümüne bildirildiğini, Yurt dışı projelerde bazı alımlar faturalandırılamasa bile tüm harcamaların bilgileri finans dairesine verilerek kayıtların tutulması sağlandığını, özellikle yurt dışı projeler için alınan avansların USD cinsinden olması gerektiğinden davacı şirket çok defa döviz cinsinden müvekkile avans ödemesi yapmıştır. Bu hususta aynı konuya sahip ancak TL cinsindeki avans ödemelerinin geri istendiğine ilişkin İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas sayılı dosyasında görüldüğünü,
Dolayısıyla dava konusu ödemelerin tamamı davacı şirket yetkililerinin onayı ve bilgisi dahilinde gerçekleşmiş olup tüm finansal işlemler şirketin onayı ile mümkün olabildiğini, bu maddi duruma rağmen, şirket ortaklık yapısındaki değişikliğin şirketin müvekkile maddi ve manevi zarar verme amacı uğruna hareket ettiğini gösterdiğini, davacı tarafın başlattığı icra takibindeki haksız iddiasını bu defa mahkeme huzuruna taşınması kötü niyetini gözler önüne serdiğini, davacının bu girişimleri kendisinin kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi ile sonuçlandırılması ve davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından uyap üzerinden ibraz olunan 12/09/2019 tarihli istem dilekçesi ile asıl dava ve birleşen —–Esas sayılı davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelemesinde feragate yetkisi olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili ise 12/09/2019 tarihli dilekçesi ile davacının hem asıl hemde birleşen davadan feragat ettiğini, kendilerinin de hem asıl hemde birleşen dava yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, yargılamı gideri ve vekalet ücreti taleplerinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
Feragat kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl ettiğinden ,feragat nedeniyle davanın reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-FERAGAT NEDENİYLE ASIL DAVA VE BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
2- Asıl dava olan —- Esas sayılı dosyada alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.748,33 TL harçtan mahsubu ile, fazla yatırılan 5703,93 TL harcın karar kesinleştikten sonra davacı tarafa iadesine,
3-Birleşen dava olan —– Esas sayılı dosyada alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 905,82 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 861,42 TL harcın karar kesinleştikten sonra davacı tarafa iadesine,
4-Davalı vekili yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadığından bu hususta bir ücret taktirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi