Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/503 E. 2018/1108 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/503 Esas
KARAR NO : 2018/1108

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı———— nin İstanbul ———— ilçesinde tekstil kumaş örme ve satışı ile ihracat işleri İle uğraşmakta olduğunu, davalı ———-nin ise davacıdan aldığı kumaşların imalatını yaparak yurt dışma ihracat yaptığını, davalının, davacıdan satın aldığı örme kumaşlarının bakiye kısmı olan 38.749,18 TL.’sini tüm ısrarlara rağmen ödemediğini, bakiye borcun Ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün 2016/23749 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının davacı tarafından yapılan icra takibine 17.11.2016 tarihli dilekçesi ile borcunun olmadığını bu nedenle takibin durdurulmasını talep etmiş olduğundan takibin durduğunu, davalı ile yapılan harici görüşmelerden hiçbir sonuç alınamadığından davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi için Sayın Mahkemede iş bu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, davalı tarafça haksız ve kötü niyetle yapılan takibe itirazın iptaline ve takibin devamına, %25 icra inkar tazminatına hükmolunmasına, Mahkeme harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili tarafından 17.07.2017 tarihinde verilen dilekçesinde özetle; Davacının davalıya karşı yapmış olduğu İstanbul Anadolu ———İcra Müdürlüğünün 2016/23749Esas sayılı icra takibine 17/11/2016 tarihinde itiraz ederek takibi durdurmuş bulunduklarını, daha sonrasında davacının işbu davayı açmış bulunduğunu, davalı ile davacı arasında gerçekleşen eser sözleşmesi niteliğinde ki ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan bazı sıkıntıların varlığı ve bu sıkıntılı durumların davalıya vermiş olduğu zararların mevcut olduğunu, davalının yurtdışına ihracat yapan bir firma olup tedarikçilerden ihraç edeceği tekstil ürünlerini imal etmek için mal satın aldığını, davacının davalının yurtdışına ihraç edeceği tekstil ürünlerini imalatında kullanılacak kumaş tedarikinden sorumlu olduğunu, davalının kendisine gelen siparişleri kendisine verilen süre içerisinde yapmakla mükellef olduğunu, kendisine verilen süre içerisinde malların ihracının gecikmesi halinde kendi yada tedarikçilerin hatalarından kaynaklanması durumunda bu gecikmeden sorumlu tutulduğunu, davalının işte böyle bir durum içerisinde kendisine gelen siparişin yapılması maksadıyla davacı ile bu malların yapımında kullanılacak kumaşların temini noktasında anlaştıklarını, fakat davacının kendisine verilen kumaşların temin süresini geciktirerek malların zamanında yapılmasını engellediğini, davalının, davacı ile mail aracılığı ve telefonla yapmış olduğu görüşmelerde bu durumun ortaya konduğunu ve çözülmesinin beklendiğini, çözüm noktasında davacı tarafından herhangi bir girişim olmadığı gibi davalının mümessil firma ile arasında sıkıntılar hasıl olduğunu, 16 Mart 2016 tarihinde davalını yönetim kurulu başkanı olan ———— tarafından davacı çalışanı ve yetkilileri olan ——- ———— göndermiş olduğu mailde bu durumun davacıyı ihbar niteliğinde şu şekilde bildirildiğini, ‘Tarafınıza 25 gün önce verilmiş olan siparişlerin temini noktasında herhangi bir girişim olmadığı gibi herhangi bir sevkıyatın da yapılmadığı ortadadır. Ödemenin askıya alındığı kumaşların temini noktasında malların teslimi gecikir ise oluşacak zararlardan sorumlu olunacağı bildirilmiştir.’ Malların davacının kumaşları geç temin etmesinden kaynaklı olarak 24 Mart 2016 tarihinde ihraç edilen malların sahibi şirketin yetkilisi olan —— tarafından mümessil firmaya gönderilen ve daha sonrasında mümessil firmanın davalıya yönlendirmiş olduğu mailde gecikmeden kaynaklı olarak %10 kesinti yapılacağı taraflarına bildirildiğini, davacı ile davalı arasında husumetli alacak dava dilekçesinde belirtildiği üzere 38.749,18 TL olmayıp 29.629,47 TL’dir. Davacının dava dilekçesinde istemiş olduğu kötü niyet tazminatının yukarıda anlatılanlar noktasında kabulünün mümkün olmadığını, çünkü davalının uğramış olduğu zararlar noktasında davacının sorumlu olduğunu, herhangi bir borcun ortada olmadığını, davacının davalı aleyhine açmış olduğu davanın reddedilmesi gerekliliği ile beraber haksız ve kötü niyetli dava nedeni ile de kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerekliliğinin ortada olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine, %25 kötü niyet tazminatına hükmolunmasına, mahkeme harç ve masrafları ile beraber vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İstanbul Anadolu ——— İcra Dairesinin 2016/23749 Esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 11.05.2018 tarihli bilirkişi raporu ile; Davacı şirketin 2015-2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerin açılış onayları yasal sürelerde yaptırıldığı, 2015-2016 yılı kapanış tasdiklerinin yasal sürede yaptırıldığı, 2017 yılı yevmiye defteri kapanış tasdik süresinin inceleme tarihinde süresinin dolmadığı, bu sebeplerle davacı ticari defterlerinin HMK’ nın 222. Maddesi çerçevesinde davacı lehine delil teşkil edeceği kanaatine varıldığını, davacı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 10.11.2016 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 38.740,18 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın tarihinden sonra 14.11.2016 tarihinde 9.111,10 TL tahsilat yaptığını 14.11.2016 tarihi itibari ile davalı taraftan 29.629,32 TL alacaklı olduğunu, davalı şirketin 2015-2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerin açılış onayları yasal sürelerde yaptırıldığı, 2015-2016 yılı kapanış tasdiklerinin yasal sürede yaptırıldığını, 2017 yılı yevmiye defteri kapanış tasdik süresinin inceleme tarihinde süresinin dolmadığı, bu sebeplerle davalı ticari defterlerinin HMK’ nın 222. Maddesi çerçevesinde davacı lehine delil teşkil edeceği kanaatine varıldığını, davalı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 10.11.2016 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 38.740,18 TL borçlu göründüğünü, davalı tarafın tarihinden sonra 14.11.2016 tarihinde 9.111,10 TL ödeme yaptığını 14.11.2016 tarihi itibari ile davacı tarafa 29.629,32 TL borçlu göründüğünü, davacı ve davalı taraf defterlerinin birbirini teyit ettiğini ve aynı kayıtları içerdiğini, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı tarafın, davalı taraftan 10.11.2016 takip tarihi itibarı ile 38.740,32.TL asıl alacak ve 1.564,15.TL işlemiş faiz alacağının olduğu, davacı tarafın icra takibinde 882,62.TL işlemiş faiz talep etmiş olduğu, davacı tarafın asıl alacak ve talep etmiş olduğu faiz toplamının 39.622,94.TL olduğu, davalı tarafça takipten sonra 14.11.2016 tarihinde 9.111.TL ödeme yapılmış olduğu, bakiye borcun hesaplanmasında takipteki ferilerinde hesaba katılması gerektiği için ödemenin icra dairesince dikkate alınması gerektiği, davacı tarafça faiz türü belirtilmeksizin %20 faiz istenmiş, faiz oranı hususunda anlaşma ibraz edilmemiş ve davalı tarafça “dosyanın tamamına itiraz ettiğimizi” demek sureti ile itiraz edilmiş olduğu için yasal faiz oranı üzerinden hesaplama yapıldığı kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takiben yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalının davacıdan satın aldığı örme kumaşlarının bakiye kısmı olan 38.749,18 TL.’nin tahsilinin talep edildiği, davalı tarafça davacı şirketin kendisine sipariş verilen kumaşların temin süresini geciktirerek malların zamanında yapılmasını engellediğini, mevvekkili firmanın davacı şirketle mail aracılığı ve telefonla yapmış olduğu görüşmelerde durumu ortaya koyduğunu ancak sorunun çözülmediğini 16 Mart 2016 tarihinde davalını yönetim kurulu başkanı olan—— tarafından davacı çalışanı ve yetkilileri olan —————- , ——- göndermiş olduğu mailde bu durumun davacıyı ihbar niteliğinde şu şekilde bildirildiğini, ‘Tarafınıza 25 gün önce verilmiş olan siparişlerin temini noktasında herhangi bir girişim olmadığı gibi herhangi bir sevkıyatın da yapılmadığı ortadadır. Ödemenin askıya alındığı kumaşların temini noktasında malların teslimi gecikir ise oluşacak zararlardan sorumlu olunacağı’ bildirildiğini, malların davacı şirketin geç teslim etmesiden kaynaklı olarak 24 Mart 2016 tarihinde ihraç edilen malların sahibi şirketin yetkilisi olan ———— tarafından mümessil firmaya gönderilen daha sonrasında ise mümessil firma tarafından kendilerine yönlendirmiş olduğu mailde gecikmeden kaynaklı %10 kesinti yapılacağının taraflarına bildirildiğini, müvekkili şirketin uğramış olduğu zaralar noktasında davacı şirketin sorumlu olduğunu, davacıya herhangi bir borçları olmadığından bahile davanın reddini talep etmiştir. Davalı tarafça her ne kadar fatura konusu kumaşların geç teslimden dolayı müvekkili şirketin uğradığı zarardan davacı şirketin sorumlu olduğunu belitmiş ise de davacı tarafça gönderilen faturaları herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden ifayı kabul ettiği, faturaları defterlerine işlediği, herhangi ibir iade faturası düzenlemediği bilirkişi incelemesi ile anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda da belirttiği üzere,davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı tarafın, davalı taraftan 10.11.2016 takip tarihi itibarı ile 38.740,32.TL asıl alacak ve 1.564,15.TL işlemiş faiz alacağının olduğu, davacı tarafın icra takibinde 882,62.TL işlemiş faiz talep etmiş olduğu, davacı tarafın asıl alacak ve talep etmiş olduğu faiz toplamının 39.622,94.TL olduğu, davacı tarafın takipten sonra 14.11.2016 tarihinde 9.111,10 TL tahsilat yaptığını 14.11.2016 tarihi itibari ile davalı taraftan 29.629,32 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda her ne kadar işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılmış ise de davalı tarafın temerrüde düşürülmediği, dosyaya temerrüde ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmak bilirkişi raporuna iştirak edilmeyerek asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, ayrıca bilirkişi raporunda faiz türü bildirilmediğinden yasal faiz uygulanması yönünde hesap yapılmış ise de bilirkişi raporuna iştirak edilmeyerek tarafların tacir oldukları gözetilerek ve davacı tarafın istediği faiz oranı avans faiz oranına isabet ettiğinden avans faizine hükmedilmiştir. Davacının alacağının likid olduğu, yargılamayla belirlenmediği gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Davalı tarafça takipten sonra ve davadan önce ödenen 9.111,00 TL bakımından ise Yargıtay ——- Hukuk Dairesi’nin 16/01/2017 tarihli 2016/796 Esas ve 2017/135 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere takipten sonra ancak davadan önce ödenen miktar yönünden davacı alacaklının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile
1.İstanbul Anadolu——. İcra Müdürlüğünün 2016/23749 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 29.629,32 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
Aşan istemin reddine,
2.Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak miktarını %20′ si oranında belirlenen icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3.Alınması gerekli 2.023,98 TL peşin harçtan, dava açılırken yatırılan 661,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.362,24 TL harcın davalıdan tahsiline,
4.Davacı tarafından yapılan 697,74 TL harç gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı, 86,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.583,74 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı da gözetilerek 1.210,93 TL’ sinin davalıdan tahsiline, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan 22,00 TL posta masrafının davanın kabul ve ret oranı da gözetilerek 5,18 TL’ sinin davacıdan tahsiline, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6.Karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— gereğince davanın kabul oranı üzerinden hesaplanan 3.555,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.Karar tarihinde yürürlükte bulunan ———- gereğince davanın ret oranı üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.