Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/501 Esas
KARAR NO : 2021/1372
DAVA: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2017
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının—– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine—- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibine müvekkili tarafından imza itirazında bulunulduğunu ve —–ile yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin haklılığının ispatlandığını ve imzaların müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, kararın davalı tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, müvekkiline karşı başlatılan kambiyo takibine konu olan çek bedeli —- davalıya ödendiğini, imza itirazı neticesinde takibin iptaline karar verilince ödenen —- davalı tarafından müvekkiline iade edilmediğini, bu bedelin geri alınabilmesi için davalı tarafa karşı ilamsız takip başlatıldığını, ancak haksız itirazlar neticesinde takibin durduğunu, davalının itirazında borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, borca itiraz etmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takibe konu edilen çekin müvekkiline ait olmadığını, müvekkili şirketin ülkedeki sayılı turizm firmalarından ve yaz sezonu oldukça yoğun çalışan bir firma olduğunu, davalı vekili tarafından takibe başlanmadan önce müvekkilinin arandığını ve çekin takibe konulacağı, takibe geçilmeden ödenmesinin talep edildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin —- tarafından aranınca borçlu olduğu başka bir çek ile karıştırdığını ve muhasebeye ödeyin talimatı verdiğini, bu nedenle davalı alacaklıya —– çek bedelinin ödendiğini, bu çek bedeli ile ilgili ödeme emri kendisine tebliğ edilince ekinde bulunan çek fotokopisini inceleyen müvekkilinin aynı çek olmadığını, çekteki imzasının kendisine ait olmadığını ve sehven ödendiğini fark ettiğini, bu nedenle her ne kadar ödeme yapılmış ise de müvekkiline ait olmayan bir borcun ödendiğini, bu nedenle davalı tarafından yapılan icra takibine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu ve yargılama neticesinde imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, tüm bu nedenlerle davalının —— dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin adresinin———-olduğunu, bu nedenle davanın — açılması gerektiğini, ayrıca dava konusu çeke ilişkin — işleminin müvekkili şirketin —- yapıldığını ve şubenin bulunduğu —- yetkili olduğunu, bu nedenle öncelikle yetki itirazında bulunduklarını ve davanın usul yönünden reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin —– tarafından ciro edilen —-bedelli keşidecisi davalı şirket olan çeki temlik faturasının ödeme aracı olarak temlik aldığını, söz konusu çekin vade tarihi olan — tarihinde karşılıksız kaldığını ve akabinde müvekkili şirketin alacağını tahsil amacıyla —– tarihinde kambiyo takibi başlattığını, davacı şirket tarafından takibe geçildiğinin öğrenilmesinden sonra derhal ödeme yapıldığını, söz konusu çek ile ilgili çalıntı olduğuna dair hiçbir bildirim ve itiraz söz konusu olmadığını, davacı şirketin çek miktarı dışında faiz masraf ve vekalet ücreti ödememek için ödeme emrini tebliğ ile birlikte imza inkarında bulunduğunu, —- dosyası ile imza itirazına ilişkin olarak yapılan yargılamada davacı lehine karar çıktığını ve davacı yönünden takibin durdurulduğunu, davacı vekili tarafından—– sayılı dosyası ile başlatılan takibin haksız olduğunu, söz konusu kararda paranın iadesine ilişkin herhangi bir hususun hükme bağlanmadığını, icra mahkemesinde davacı şirketin borçlu olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme yapılmadığını, icra mahkemesinin vermiş olduğu kararın takip hukuku açısından her ne kadar kesin hüküm teşkil etse de davacının borçlu olmadığı yönünde kesin hüküm teşkil etmediğini, davacı tarafından yapılan ödeme dekontlarından da görüleceği üzere çekin lehtarı ve tarihi belirtilmiş numarasına istinaden ödemelerin yapıldığını, basiretli bir tacirin çekleri çaldırması fark etmemesi çalıntı çeke ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı şirket tarafından imza incelemesi yapılan dosyada davacı şirketin çalındığını iddia ettiği bir takım çeklerin savcılığa bildirdiği suç duyurusu dilekçesinde —- çekin kaybolduğunun beyan edildiğini, dava konusu çekin ise —-seri numaralı çek olduğunu, söz konusu çek numarasına ilişkin herhangi bir çalıntı kaydı yahut savcılık başvurusu olmadığını, müvekkili şirketin —-işleminin yapılması usulüne ilişkin düzenlemeler gereği—–işlemine konu edilen her çek için banka ve keşideciden teyit almak zorunda olduğunu, ayrıca bu teyit görüşmelerinin kayıt altına alınmasının da zorunlu olduğunu — denetimine tabi olduğunu, her —— işleminde olduğu üzere çalıntı olduğu iddia edilen dava konusu ödemenin yapıldığı çek ile —- saatinde davacının ön muhasebesinden teyit alındığını, davacı şirketin borca batık bir şirket olduğunu, ödeme yaptığı tarihte çekleri yazıldığını ve daha sonrasında ekonomik olarak daha da kötüye gittiğini, basiretli bir tacir gibi davranmayıp çekini piyasaya süren, sürülmesine müsaade eden , aylarca buna ses çıkarmayan , takibe geçildikten sonra ödeme yapıp sonra da çek çalıntıdır diye suç duyurusunda bulunan ve daha sonra da ödediği parayı sanki haksız ödemiş gibi göstererek iade talebinde bulunan davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, çekin lehtarı ——- davanın ihbarını talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve kötü niyetli davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,—— mahkememizce alınan adli tıp raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine— tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, takibin dava konusu çek nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin dekontlara dayandığı, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından— tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının takip dayanağı çekteki imzanın kendisine ait olmadığı ve davalıya borçlu bulunmadığının tespiti için davacıya ait medarı tatbik imza örnekleri toplanmış —- rapor alınmıştır. — tarihli raporda özetle; inceleme konusu —-numaralı davaya konu çekteki keşideci imzası ile keşideci davacı şirket yetkilisi—- mukayese imzaları arasında; ters biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla —– eli ürünü olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacının davaya konu çek dolayısıyla yapılan ödemenin iadesi için başlattığı takibe itiraz üzerine, duran takibin devamını sağlamak amaçlı eldeki itirazın iptali talepli davayı derdest ettiği, davaya ve takibe konu çekin — şubesine ait keşidecisi —– hamiline yazılı olduğu, mahkememizce davacının tatbike medar imza örnekleri ve talimat mahkemesinde aldırılan istiktab —– incelemesi için gönderildiği, yapılan incelemede inceleme konusu çekteki keşideci imzasının davacı-keşideci şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, imzanın hukuken sahibinin iradesi olup , kambiyo hukukunda imzaya itirazın herkese karşı ileri sürülebileceği ve mutlak defi niteliğinde olduğu, bu sebeple davaya konu çek dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığı ve ödemiş olduğu bedeli de davalıdan talep edebileceği mahkememizce kabul edilmekle davanın kabulüne karar verilmiş , alacak likit olup itiraz sebebiyle davacı alacağına geç kavuşmuş olmakla icra inkar tazminatına da hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ ile,
—- davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında hesap edilen — icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- KARAR HARCI;
Alınması gerekli 3.415,50-TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 853,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 853,88 TL peşin harç, 4,60 TL vekaletname harcı ve 31,40-TL başvurma harcı toplamı 889,88-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 333,00-TL posta ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalı tarafça herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde————-nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/12/2021