Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/481 E. 2020/781 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/306 Esas
KARAR NO : 2020/815
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2017
KARAR TARİHİ : 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ————- firmadan —- tarihinde satın aldığı —-güvenlik kapısı emtiasının nakliye işini davalı —- üstlenildiğini, emtianın —- tarihinde davalı aracına yüklenildiğini, emtianın——- tarihinde ——- tahliyesi sırasında düzenlenen hasar tutanağı düzenlenerek malların hasarlı olarak antrepoya alındığının belirtildiğini, hasar nedeniyle sigortalıya ——- tarihinde ————-ödeme yapıldığını, TTK md. 1472 uyarınca sigortalının haklarına halef olunduğunu, diğer davalı —- davalı taşıyıcı arasında ———— yapıldığını, bu nedenle meydana gelen hasardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, rücuen tahsil amacıyla davalılar aleyhine ————- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı——–Vekili cevap dilekçesinde özetle; hasarın ambalajlama hatasından kaynaklandığını, bu nedenle meydana gelen hasarın teminat dışı olduğunu, müvekkilin sorumlu tutulması halinde sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanması gerektiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———cevap dilekçesinde özetle; alacağın temliki şartlarının oluşmadığını, hasarın istifleme ve ambalajlama kifayetsizliğinden kaynaklandığını, müvekkilinin hasarın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, taşıma senedinde aracın yüklemedeki istifleme ve ambalajlamada meydana gelebilecek hasarlardan müvekkilinin sorumlu olmadığının çekince olarak konulduğunu, talebin fahiş olduğunu, ekspertiz raporunda sovtaj değerinin olduğundan daha az gösterildiğini, ekspertiz raporunda hasar bedeline ——bedel adı altında ne olduğu belirli olmayan bir miktar eklendiğini, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak; davanın reddine ve davacı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası, ——— dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
——- dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —- asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam — takip tarihinden itibaren işleyecek avans birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı —- tarafından — tarihinde, ——— tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal —- yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ——- tarihli raporda özetle; davacının sigortalısına ait emtiada hasarın oluşmasında davalı taşıyıcıya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, hasarın gerekli istifleme ve ambalajlamanın yapılmamasından kaynaklandığı, bu nedenle rücu şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı yanın itirazları doğrultusunda ve istifleme ile ambalajlamanın davalı taşıyıcının gözetiminde yapılıp yapılmadığı hususunda önceki bilirkişi ile teknik bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş ise de; davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından inceleme yapılamamıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalılar tarafından, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Dava, özü itibariyle, nakliyat emtia sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Davacı nezdinde sigortalı emtia, davalı taşıyıcı tarafından İtalya/İstanbul arası taşınmış olup, bu taşıma CMR hükümlerine tabidir. CMR hükümlerine tabi olan taşımalarda, taşıyıcının taşıdığı malları alıcısına tam ve sağlam olarak teslim etmek zorunluluğu mevcut olup, meydana gelen eksilmeler ve hasarlardan sorumluluğu esastır. Ancak anılan konvansiyonun 17/4-c maddesinde, yükün gönderici, alıcı veya bunların adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, istiflenmesi veya boşaltılması özel risk durumu olarak kabul edilmiş, hasar veya kaybın anılan nedenlerden kaynaklanması halinde taşıyıcının sorumlu olmayacağı hükme bağlanmıştır. Fakat, yükleme gönderene veya başkasına ait olsa bile taşıyıcının, malın sağlam ve tam olarak teslimi zorunluluğu çerçevesinde gerek istiflenmesi gerekse ambalaj itibariyle taşımaya uygunluğu noktasında denetleme görevi mevcuttur. İstiflenme ile emtianın veya ambalaj içinde bulunan emtianın araç içine taşımaya uygun doğru yerleştirilmesi itibariyle bu sorumluluk, ileri bir noktadır. Ancak, ambalaj açısından denetim ve gözetim görevi daha sınırlıdır. Ambalaj itibariyle taşımaya uygunluk genel görünüş itibariyle yapılacaktır. Şayet hasar, salt emtianın ambalaj içine doğru ve sağlam yerleştirilmemesinden kaynaklanmış ise ambalaja müdahale imkanı olmayan hallerde taşıyıcının bir sorumluluğunun olmayacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, hasarın istifleme ve ambalajlama eksikliğinden kaynaklandığı, davalı taşıyıcının yükleme ve istifleme sırasında denetleme imkanının bulunup bulunmadığı hususunun belirlenemediği, CMR belgesi üzerinde davalı taşıyıcı firma tarafından “aracın yüklemedeki istifleme ve ambalajlamadan meydana gelebilecek hasarlardan———– şeklinde çekince konulduğu, bu nedenle davalı yanın hasardan sorumlu olmadığı, davacı tarafça ispat yükünün yerine getirilemediği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı ——— kötü niyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de, davacı yanın kötü niyeti sabit olmadığından bu istemi yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ———– gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
Davacı yanın kötü niyeti sabit olmadığından davalı … vekilinin kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
2.Alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 69,99.-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 15,59.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6.Talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı Davalıların yokluğunda miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 08/12/2020