Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/478 E. 2018/433 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/478 Esas
KARAR NO : 2018/433
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 24/04/2017
KARAR TARİHİ : 10/04/2018
İstanbul Anadolu 1. Tüketici Mahkemesinin 09/02/2017 tarih,………. E ……K sayılı görevsizlik kararı ile mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davalı kooperatif tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün …………. E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ilgili takibin dayanağı olarak 13/02/2013 tarihli, 62.000,00 TL bedelli kooperatif kredi kefalet alacağının gösterildiğini, müvekkilinin takipten çalıştığı kurum olan ……………. Havaalanı Yer Hizmetleri A.Ş.’deki maaşı üzerine konulan 73.553,15 TL bedelli maaş haczi ile haberdar olduğunu, haciz nedeniyle 06/02/2015 tarihinde maaşından 280,00 TL kesilerek icra dosyasına ödendiğini, takibin dayanağı olan kredi sözleşmesi takip dosyasına eklenmediği gibi müvekkiline tebliğ de edilmediğini, müvekkilinin kefil sıfatıyla sorumlu tutulduğu kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, müvekkil boçlu olmadığı halde hakkındaki takibin kesinleştiğini ve maaşından kesintilerin yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkil tarafından ödenmiş olan 280,00 TL ile bundan sonra müvekkilinin maaşından kesinti yapılarak icra dosyasına ödenecek paranın işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdadına, ödenmeyen kısım olan 73.273,15 TL için müvekkilinin borcu olmadığının tespitine, İİK md 75/5 uyarınca davalının %20’den az olmamak üzere icra tazminatı ödemesine, müvekkil aleyhine ikame edilen haksız takip nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ………. San. Sit. Ve Tic. Araç İşletmeleri ………e dava dilekçesi tebliğ edilmiş, ancak davalı davaya cevap vermemiştir.
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin………. E sayılı dosyasının dosyamız ile birleştirilmesine karar verildiği, teatinin tamamlandığı anlaşılmış, birleşen dosya tefrik edilerek mahkememizin ……… Esas sayısına kaydedilmiştir.
Dava icra takibi nedeniyle ödenmiş ve ödenecek meblağın istirdadı ile ödenmeyen kısım hakkında menfi tespit istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşlmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
TTK nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalar tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK nun 4(1)-a ve devamı bentlerinde yazılı uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar mutlak ticari davalardır.
Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 06/10/2016 tarih 2016/8196 Esas ve 2016/8560 Karar sayılı ilamında kooperatif üyesi esnaf tarafından kullanılan krediye ilişkin davacı banka tarafından davalı esnaf hakkında açılan menfi tespit davasında davalının esnaf olması nedeniyle ticari dava niteliğinde olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının tacir olmayıp esnaf kredisine kefil olduğu olduğu tüm dosya kapsamı ile açıktır. Bunun yanında davaya konu kredi alacağının varlığını oluşturan sözleşme kredi borçlusunun esnaf olması nedeniyle esnaf ve sanatkarlara kooperatif kefaleti ile kullandırılan hazine destekli kredi kullandırım talebine bağlı olarak gerçekleştirilmiştir. Buna göre davacının tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın yukarıda tanımlanan mutlak ticari davaya konu olabilecek ticari iş niteliğinde olmamasının yanında nispi ticari davaya konu olabilecek bir ticari ilişki de yoktur.
Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4 ve 5. maddelerindeki düzenleme nedeniyle davacı tarafın tacir olmadığı gibi davaya konu anlaşmazlığın ticari iş niteliğinde bulunmadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşılmakla somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup, uyuşmazlığın mahkememizde çözümünün mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK’nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/04/2018