Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/47 E. 2018/1073 K. 23.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/47 Esas
KARAR NO : 2018/1073
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/01/2017
KARAR TARİHİ : 23/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın cari borcunu ödememesi nedeniyle hakkında İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün ——–Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, taraflar arasında uzun yıllardır ticari ilişki bulunduğunu ve düzenlenen bir kısım fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediğinden bahisle takibe yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, taraf teşkili sağlanmış, ancak davalı tarafça süresi içerisinde herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamakla birlikte davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirmiş, davalı vekili bilirkişi raporu alındıktan sonra Mahkememize sunduğu beyan dilekçesi ile; faturada yazan malların müvekkiline teslim edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığını, bu nedenle malların teslim edildiğinin kabulünün mümkün olmadığından ve ispat yükünün davacıda olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davayı dayanak İstanbul Anadolu 13. İcra Dairesi’nin ———- Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine —— tarihinde cari hesap borcu nedeniyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının usulüne uygun itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı tarafça yasal süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesine karar verilmesine rağmen davalı taraf defterlerini sunmamış ve davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde, ——– tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin onaylarının süresi içerisinde yapıldığını, ticari defter kaydına göre davacı tarafın davalı taraftan 2016 yılı sonunda 65.998,91 TL alacaklı olduğunu, davacının alacağının faturalardan kaynaklı olduğunu, ——tarihinden itibaren herhangi bir tahsilat yapılmadığını, —- ila —– tarihleri arasında yapılan tahsilatların 29/09/2015 tarihinden evvel doğan borçlara ilişkin olduğunu, faturaların irsaliyeli olarak düzenlendiğini, irsaliyelerin çoğunluğunda teslim alanın isim ve imzasının bulunduğu, ancak bir kısmında isim ve imzanın bulunmadığını bildirdiği anlaşılmakla isim ve imza olmayan faturalara ilişkin olarak Mahkememizce alınan —— tarihli ek rapor ile isim ve/veya imza bulunmayan faturaların bir kısmının ödendiği, ancak ödenmeyen —– tarihli ——- numaralı ve ——-tarihli ——numaralı faturalarda imza bulunmasına rağmen ismin olmadığı, —–tarihli ———sayılı faturalarda ise imza ve isim bulunmadığı bildirilmiştir.
Davalı tarafın defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ancak davalı tarafça defterler yeni süreye rağmen sunulmamış ve Mahkememizce bir önceki bilirkişinin yeni bilirkişi listesinde bulunmaması nedeniyle yeni bir bilirkişiden alınan 21/09/2018 tarihli raporda özetle; davacı ticari defterlerine göre 2017 yılına 65.998,91 TL borç devredildiğinin bildirildiği, davalının vergi dairesinden BA formlarının celbi halinde beyan sınırını geçen 2016 yılı 8.aya ait dönem faturalarından 29/08/2016 tarihli 340361 numaralı fatura üzerinde davalı tarafa 66.127,67 TL borç bakiyesinin bildirildiğinin görülebileceği ve söz konusu irsaliyeli faturanın ——– tarafından tebliğ alındığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce bir önceki bilirkişinin raporunda bahsi geçen, ödenmeyen ve üzerinde imza olmasına rağmen isim olmayan ——— tarihli ———- numaralı ve ——–tarihli 100138 numaralı faturalara ilişkin olarak davalı şirket adına isticvap davetiyesi çıkartıldığı ve davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı şirketi temsilen kimsenin duruşmaya katılmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalının ticari ilişki kapsamında bir kısım faturaları ödemediğinden bahisle takip başlattığı ve davalının haksız olarak itiraz ettiğini beyan ettiği, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, ancak davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın defterlerinin onaylarının usulünce yapıldığı, bu nedenle sahibi lehine delil teşkil ettiği, bununla birlikte alınan bilirkişi raporuna göre davacının 2017 yılına devrinin 65.998,91 TL olduğu, bilirkişi tarafından isim ve imza olmadığı tespit edilen 14/12/2016 tarihli ——— Esas sayılı 161,90 TL bedelli fatura yönünden davacının teslimi ispatlayamadığı ve yemin delilinin de bulunmadığı, ticari defterlerdeki leh ve aleyhe kanıtların birbirlerinden ayrılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacı tarafça her ne kadar 69.385,31 TL üzerinden takip başlatılmış ise de kendi defter kayıtlarını göre alacak miktarının 65.998,91 TL alacaklı olduğu ve bu alacak miktarından da 161,90 TL’nin tesliminin ispatlanamadığından davacının takip tarihi itibariyle alacak miktarının 65.837,01 TL olduğu ve davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
Davalının İstanbul Anadolu 13. İcra dairesinin———– Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 65.837,01 TL asıl alacak üzerinden devamına,asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile kabul edilen asıl alacak miktarının %20’si oranında belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- Alınması gereken karar ve ilam harcı 4497,33 TL olduğundan peşin alınan 838,00 TL ile takip dosyası için alınan 346,93 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 3312,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafça yatırılan 838,00 TL peşin harç ile takip için yatırılan 346,93 TL olmak üzere toplam 1184,93 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 1650,00 TL bilirkişi ücreti ve 133,00 TL yargılama giderinden ibaret toplam 1783,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1691,82 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, geriye kalan kısmının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 7592,07 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısımının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.23/10/2018