Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/387 E. 2019/893 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/387 Esas
KARAR NO : 2019/893

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 31/03/2017
KARAR TARİHİ : 19/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından, zorunlu mali mesuliyet poliçesi ile sigorta edilen göre —– plakalı aracın 10.05.2016 tarihinde sürücü —- idaresinde iken, araçta yolcu olarak bulunan ——yaralanmasına ve sürekli sakatlığına sebebiyet verdiğini, mahallinde tutulan tutanağa göre,—- plakalı sigortalı aracın olayda %100 kusurlu olarak bu hasarı meydana getirdiğini, söz konusu hadise sebebiyle, yaptırılan ekspertiz aktüerya hesabına göre 49,790,00 TL sürekli sakatlık tazminatının sigortalı davalının kusur durumu ve teminatı dikkate alınarak karşı tarafa ödendiğini, tazminatı ödeyen müvekkili şirket, Trafik Sigorta Genel Şartlan B4-F maddesine (olay yeri terk) göre, alacağın tahsili için dava açılması zorunluluğu ortaya çıktığını beyan ederek, 49.790,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsili ile, —–plaka sayılı aracın trafik kaydı üzerine 3.şahıslara devrinin önlenmesi için H.M.K. 339 ve 392. maddelerine göre teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının yeterli inceleme ve gerekli gerekçelendirmeleri yapmaksızın huzurdaki davayı ikame ettiğini, kazayı yapan dava dışı şahsın belli olduğunu, işleten sıfatına kiralama sözleşmesi kapsamında dava dışı şahsın haiz olduğunu, kazayı yapan kişi şahıs olduğundan davaya Asliye Hukuk Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini, davacı şirketin dava konusu ettiği tazminat bedelinin, müvekkili– tarihli Ait Kiralamaya İmkan Veren Kısa Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi (EK.-1/a) kapsamında kiralamış olduğu —-plakalı araçtan kaynaklandığını, ——- plakalı aracı, —————— ile yapmış olduğu——— çerçevesinde, — tarihinde kendine ait kiralama sözleşmesiyle— kiraladığını, — yolcu koltuğunda —–bulunduğu, kendi sevk ve idaresindeki —– plakalı araç ile, 10.05.2016 Salı günü saat — civarında kaza yaptığını ve kaza sonrasında olay yerini terk ettiğini, ön yolcu koltuğunda bulunan —- kazadan dolayı yaralandığını, belgelerin tamamını toplamadan ödeme yapan davacı şirketin, yaptığı 49,790 TL ödemeyi, müvekkili şirkete gönderdiği, —- ehliyetinin bulunmadığına dair iddiasını içeren 21.12.2016 tarihli yazısı ile müvekkilinden talep ettiğini, aksi taktirde rücu davası açacağını belirttiğini, dava dışı —— plakalı aracı, —– sağlam, hasarsız, ayıpsız ve temiz bir şekilde teslim almasına rağmen, benzer şekilde teslim edemediğini, çünkü dava dışı —- kendilerine tahsis edilen aracı, kullanma gayesinin dışında, sözleşmeye aykırı bir biçimde kullandıklarını, dava dışı özel ————kiraladığı müvekkilinin aracının hem kiracısı hem de davacı şirketin tazminat ödediği mağdur kişi olduğunu, dava dışı —– 10.05.2016 tarihinde yapmış olduğu kaza sonrasında, müvekkilinin aracı hasar gördüğü hâlde dava dışı ——–, kazadan kolluk güçlerini haberdar etmediğini, yazılı veya sözlü olarak———- bilgilendirmediğini beyan ederek, fazlaya ve sair hususlara ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere, davanın usulden reddini, davanın esasına girilmesi durumunda davanın yukarıda belirtmiş olunan kişilere ihbarını ve yapılacak inceleme sonucunda davanın reddini, dava sonucunda oluşan giderler ile vekâlet ücretinin (KDV Hariç olarak) karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, olay yeri terk sebebine dayalı rücu davasıdır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının—— Soruşturma numaralı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Soruşturma dosyasında —— müşteki sıfatıyla 15/05/2016 tarihli ifadesinde ” … Daha sonra ilk önce —— araçtan indi bende kapım duvara sıkıştığı için sağ kapıdan inemedim sol ön kapıdan indim,—– parmaklarımı görünce panik yaptı ve çok korktu polis ve ambulans çağırmak için kaza mahallinden ayrıldı, kısa süre sonra olay yerine ambulans ekibi geldi beni alarak tedavi amacıyla ——– ne götürdü, burada gerekli tedavim yapıldı, daha sonra arkadaşım —- yanıma geldi, hatanede tedavim tamamlandıktan sonra — ile polis merkezine geldim, konu ile ilgili kimseden davacı ve şikayetçi değilim….” beyanında bulunmuştur.
Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı, poliçe örneği celp edilerek dosya kusur oranlarının tespiti ve aktüer hesaplama için bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, Bilirkişi heyeti 29/04/2019 tarihli raporunda özetle; dava dışı sürücü —- in %90 oranında kusurlu olduğunu, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %10 oranında kusurlu olduğunu, yolcu — ön yolcu koltuğunda yolcu konumunda bulunduğunu, kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu ancak aracın açık olan ön camından elini çıkararak pencere çerçevesini tutması ve nizamlara aykırı yolculuk yaptığı sırada elini cam ile duvar arasına sıkıştırması nedeniyle müterafik kusuru bulunduğunu, salt olay yeri terkin zararın artırdığına dair bilgi ve belge sunulmadığından davacının davalı yana rücu hakkının genel şartlar ve yargıtay uygulamasına göre tespit edilemediğini bildirmiştir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS Genel Şartlarının B.4/f maddesine göre, “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb.kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde” sigorta şirketi akidi olan sigortalıya rücu edebilir. Şüphesiz ki rücu hakkının doğduğunu ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükü sigorta şirketindedir. Soruşturma dosyasında —— müşteki sıfatıyla verdiği ifadede dava dışı araç sürücüsünün polis ve ambulans çağırmak amacıyla olay yerini terk ettiğini, kısa süre sonra ambulansın olay yerine geldiğini, akabinde de hastaneye yanına geldiğini ve tedavisi tamamlandıktan sonra beraber karakola gidip ifade verdiklerini beyan ettiği, bu hali ile dava dışı araç sürücüsünün tedavi ve yardım amacıyla olay yerini terk ettiği, olay yeri terk nedeniyle rücu koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KANITLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 850,29 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan bakiye 805,89 TL nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.826,90 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 5,80 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.