Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/386 E. 2020/619 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMES
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/461 Esas
KARAR NO : 2020/573

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından davalı ile aralarındaki mal ve hizmet alım satımı nedeniyle davalı şirket adına faturalar düzenlendiğini, ancak davalı tarafından söz konusu fatura bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu —– İcra Dairesi’nin ———- Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin 06/03/2018 tarihli dilekçesi ile ödeme emrinde belirtildiği şekilde ve başkaca bir borcu bulunmadığını iddia ederek açılan icra takibine, takibe konu borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiğini ve itiraz üzerine takibin durduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkileri nedeniyle cari hesap ilişkisi olduğunu, takibe konu cari hesap ekstresine dayanak faturaların ——– sıra numaralı faturalar olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirket tarafından İstanbul Anadolu ——— İcra Müdürlüğü’nün———– Esas sayılı icra dosyasına yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir alım satım sözleşmesi, cari hesap sözleşmesi, vade farkı düzenlemesine ilişkin bir sözleşme olmadığını, bu nedenle davacının cari hesap alacağı adı ile icra takibi başlatmasının mümkün olmadığını, cari hesap sözlemesinin yazılı yapılması gerektiğini, yazılı yapılmayan sözleşmenin geçerli olmadığını ve taraflar açısından sonuç doğurmayacağını, eldeki davada da taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili aleyhine yaptığı ilamsız takipte alacağın cari hesap sözleşmesine dayandırıldığını, taraflar arasında böyle bir sözleşme olmadığından borca, takibe ve ferilerine itiraz ettiklerini, davacı tarafın icra takibine konu etmediği ama dava dilekçesinin ekinde sunduğu ———- sıra numaralı 4 adet faturayı kestiğini ve faturaların ödenmemesi nedeniyle icra takibi yaptığını belirttiğini, ancak bu faturaların taraflarına ulaşmadığını, tek taraflı düzenlenen faturanın alacağı ispata yeterli olmadığını, tüm bu nedenlerle davacının itirazın iptali talebinin reddine, davacının hukuki dayanağı olmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile fatura alacağından kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
Davaya dayanak İstanbul Anadolu —– İcra Dairesi’nin ——– Esas sayılı takip dosyası getirtilerek dosyamız içine alınmıştır. İcra takip dosyası incelendiğinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine 40.712,78 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 05/03/2018 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 06/03/2018 tarihinde borca, takibe ve faize itiraz ettiği, icra müdürlüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı, icra takibine itirazın süresinde olduğu, süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı, aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıya muhtelif tarihlerde mal ve hizmet sunulduğunu, düzenlenen faturaların davalıya gönderildiğini ancak bakiye borcun ödenmediğini iddia etmiş; davalı ise davacı ile arasında alım satım sözleşmesi, cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, takip talebinde cari hesap ekstresine dayanırken itirazın iptali dava dilekçesinde faturalara dayanamayacağını, davacının sunduğu 4 adet faturanın davalıya gönderilmediğini, davacıya borcun bulunmadığını savunmuştur.
Taraf delilleri toplanmış ve tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek alınan 26/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin ibraz edilen 2017 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K m. 215-219. hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğunu, T.T.K hükümlerine uygun tuttuklarını, davalı şirketin inceleme günü defter ve belge ibraz etmediği ve mazeret sunmadığı, davacı firmanın davalı firmaya 2017 ve 2018 yıllarında 4 adet fatura karşılığı 40.712,78 TL tutarında fatura düzenlediği, davalı firmanın herhangi bir ödeme yapmadığı, davalı şirketin BA formlarının incelenmesinde 2017 Aralık ayında davacı şirketten 2 adet belge ile 29.329,00 TL(KDV dahil 34.608,22 TL) mal aldığını beyan ettiği ve davacı kayıtları ile uyumlu olduğu, 2018 yılında düzenlenen faturaların 5.000,00 TL altında kaldığından yer almadığı, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 40.712,78 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı malların teslim edilmediğini savunduğundan davacı satışa konu mal ve hizmetin teslimini kanıtlamak zorundadır.
Davalı şirket ——- mal aldığını vergi dairesine bildirmiş olduğundan, bilirkişi raporunda belirtilen 15/12/2017 tarih —— ——— tutarlı faturalar yönünden davacının edimini yerine getirdiği anlaşılmıştır.5.000 TL nin altında kaldığı için vergi dairesine bildirimi yapılmayan ——- bedelli faturalara ilişkin olarak var ise sevk irsaliyelerini sunmak üzere davacı tarafa süre verilmiş, davacı tarafından süresinde sunulan sevk irsaliyesi suretlerindeki teslim alan imzaları yönünden davalı şirketin isticvabına karar verilmiş ve isticvap davetiyesi düzenlenerek davalı şirket adresine gönderilmiş, ancak davalı şirket adına davetiyede belirtilen gün ve saatte duruşmaya gelerek beyanda bulunulmadığından isticvaba konu hususlar davalı tarafından ikrar edilmiş sayılmış ve mahkememizce isticvap davetiyesinde belirtilen sevk irsaliyelerine konu malların davalıya teslim edildiği kabul edilerek bu hali ile davacının 40.712,78 TL alacaklı olduğu, tarafların tacir, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu, alacağın likit olması nedeniyle asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’ne —–Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden aynen devamına,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 2.781,09 TL nisbi karar harcının 686,06 TL si davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılmış olduğundan, geriye kalan 2.095,03 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 686,06 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı ile davacı tarafça yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti ile 216,20 TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 1.543,36‬ TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— göre belirlenen 6.092,66 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.