Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/383 E. 2018/82 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/383 Esas
KARAR NO : 2018/82
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/03/2017
KARAR TARİHİ : 25/01/2018 (Tefhim Tarihi) – 23/02/2018 (Yazılma Tarihi)
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılama sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …… ile dünyanın tüm limanları arasındaki her türlü deniz yolu taşımacılığı yapan bir firma olduğunu, davalı şirketin …..’ta bulunan müşterisine gönderdiği ürünlerin, deniz yoluyla taşınması hususunda müvekkili şirkete başvurduğunu ve taşıma için yurt dışı onayı aldığını, davalı şirkete bilgilendirme yaptığını ve eşyayı belirtilen gümrüklü sahaya getirmesinin istenildiğini, müvekkili şirketin belirtilen sahada gerekli işlemleri yaptığını ve izinleri aldığını, yükün yükleneceği konteyneri hazır bulundurduğunu, hazır edilen her konteynerin maksimum brüt ağırlık olarak yükleme istiap haddi bulunduğunu, konteynerin üzerinde belirtilen miktardan fazlasının yüklenmesinin güvenlik şartları uyarınca yasaklandığını, davalı şirketin kusurlu olarak yüklerin ağırlığını hatalı beyan ettiğini ve …….’da yapılan konteyner tartımı neticesinde davalının beyan ettiği ağırlığın üzerinde bir ağırlık saptandığını, müvekkil davacı şirket tarafından masraflar yapıldığını, bu masrafların bir kısmınnı davalı şirketten alınan 2.000,00 USD teminat bedelinden mahsup edildiğindi, davalının gerçeğe ayrıkırı beyanlarından dolayı müvekkili şirketin zararının ortaya çıktığını, TTK gereğince eşya hakkında doğru bildirimde bulunma yükümlülüğünün olduğunu, taşıtanın, taşıyana yönelik sorumluluğunun doğması için hatalı beyanın yeterli olup kusurun varlığının dahi aranmadığını, davalı şirketin emtianın ağırlığı hususunda hatalı beyanından dolayı müvekkilinin ardiye, terminal, iç boşaltma, iç dolum, liman içi aktarma, bekleme ve ekstra navlun ödemeleri kaynaklı alacaklarının, mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesiyle mahkemeye sunulan faturalar ve gerek ticari defterler ile sabit olduğundan bahisle söz konusu masrafların tahsili ilen başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin duş ve küvet kabinleri üretimi ile uğraştığını, davaya konu ürünlerin yurt dışındaki bir şirkete satıldığını ve söz konusu şirketin taşımanın davacı tarafça yapılmasını istediğini, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığını, taşıma bedelini dahi dava dışı şirketin ödediğini, davacı tarafça gümrükte yükleme dışı beyan sebebiyle teminat istendiğinin ve müvekkili şirket hissesine düşen teminat bedelinin 2000 USD olduğunu söylemesi üzerine davacıya teminat verdiklerini, davacı şirketin finans departmanı sorumlusu tarafından gönderilen mailde iade faturası düzenlenmesinin istenildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep edilmiş, yargılama sırasında cevap dilekçesini tekrar etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlekte değerlendirildiğinde; talebin, davacının yaptığı deniz yolu ile taşıması nedeniyle yaptığı masrafların ve davalının istiap haddine ilişkin yanlış beyanı nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebi olduğu, davacı tarafça, taraflar arasında deniz yolu ile taşıma hususunda anlaşıldığı ve masraflar yapıldığı, ayrıca davalının istiap haddi hususunda yanlış beyanda bulunulduğundan bahisle doğan zarardan sorumlu olduğunun iddia edildiği, davalı tarafça taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve Mahkemelerin görevi dava şartı olarak belirtilmiş, 115.maddesinde ise dava şartı eksikliği halinde davanın usulden reddedileceği hükmüne yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 5.maddesinde “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Eldeki dava bakımından, takibe dayanağı alacağın davacı tarafça yapılan deniz yolu taşıması nedeniyle doğan alacak ve zararın tazmini olduğu ve deniz taşımasına ilişkin olduğu, bu hali ile Mahkememizin görevsiz olduğu, yargılamaya Deniz İhtisas Mahkemesi Sıfatı ile İstanbul 17. ATM tarafından devam olunması gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK nın 115/2. Mad uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul 17. Asliye Tİcaret Mahkemesine (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 25/01/2018