Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/374 E. 2022/345 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/374 Esas
KARAR NO : 2022/345

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/03/2017
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin—- gösteren bir —— olduğunu, yan parselinde davalı şirket tarafından —- ayında bu yana inşaat çalışması sürdürüldüğünü, davalının inşaat çalışmasında gereken dikkat ve özeni göstermediğini, kusurlu şekilde hareket ettiğini, gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle müvekkilinin — inşaat parçaları düştüğünü, inşaatın çevreye hem gürültü hem de toz anlamında rahatsızlık vermesinin önüne geçilmediğini,—— kullanılmadığını, sulama yapılmadığını, davalının haksız eylemeleri nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, bu zararların ——- dosyası ile de tespit edildiğini, düşen taşlar nedeniyle hasar gören depo ve akabinde yağan yağmur nedeniyle deponun içinde yer alan malzemelerin zarara uğradığını, oluşan toz nedeniyle dış cephe boyasının renk değiştirdiğini, müvekkilince önce—— temizletildiğini, ancak yeterli gelmediğinden —- yaptırılmak zorunda kalındığını, yine oluşan toz nedeniyle özel yaptırılan —-tamamen —– olduğunu ve kullanılamaz hale geldiğini, —- patlaması nedeniyle—- yenilendiğini, —- esnasında —– gün süre ile kapalı kaldığını, bu sebeple velilere para iadesi yapıldığını, yaşanan gürültü ve kirlilik nedeniyle öğrenci sayısının hiç olmadığı kadar düştüğünü, bu nedenle zarara uğradığını, ayrıca ticari itibarlarının zedelendiğini, bu nedenle manevi zarara uğradıklarını belirterek; 82.029,78 TL maddi tazminatın haksız fiilin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve — manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu —– bitirildiğini ve —- tarihinde — yaşamın başladığını, — alınarak — ve— uzmanlarının kontrol ve denetiminde projesine uygun şekilde — edildiğini, davacının kendi yönetimsel ve idari —müvekkili firmaya mal ederek haksız kazanç elde etme çabasında olduğunu, müvekkilince etrafa zarar vermemek için gerekli tüm tedbir ve önlemlerin alındığını, gerekli koruyucu duvarları yapıp inşaat ile diğer binaları — ettiğini, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, alınan tespit raporuna süresi içinde itiraz edildiğini, davanın — hukuku hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, binanın etrafına —- muhafaza —-oluşturulduğunu, davacının arsasını çeviren ——- güçlendirildiğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, tespit dosyası, celp olunan kayıtlar, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—– tespit dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine delil tespiti isteminde bulunulduğu,—-havale tarihli bilirkişi raporunda davacının —gören —— zararının oluştuğu,——–nedeniyle yenilenmesi gerektiği, ——- ——– boyanmasını gerektiren derecede bir hasar olmadığı, yapılacak —– giderilebileceği, anılan işlerin üç iş günü içinde tamamlanabileceği, davacı şirketin—– dönem —— dönem — raporlandığı,—– dönem net zararının raporlandığı tespitlerine yer verilmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi —- tarihli raporda özetle; davalı tarafından yapılan— davacıya ait bina ve malzemelerde meydana gelen hasar bedelinin su deposu kapağı– —– olduğu, —, davacının olayın meydana geldiği tarihe kadar faaliyetlerinde zarar ettiği gibi sonraki yıllarda da zararının artarak devam ettiği, davacının 3 günlük onarım süresi için kazanç kaybının—- patlaması ile davalının doğrudan eylemi olduğunun anlaşılamadığı ve —- kurulamadığı, bu nedenle—– meydana gelen arızadan davalı yanın sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusundan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- raporda özetle; taraf itirazlarının tekrar değerlendirilmesi sonucunda kök raporda varılan kanaatte değişiklik olmadığı, davacının davalı şirketten talep edebileceği zarar miktarının—- davacının —- yenileme bedeli, dönemsel kazanç kaybı taleplerinin davalı şirketin yaptığı inşaat ile illiyet bağı kurulamadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, davalı tarafından yapılan inşaat nedeniyle işletmesinde meydana gelen maddi ve manevi zararların tazmininin talep edildiği; davalı tarafından, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Eldeki uyuşmazlığın TMK’nun 737. Ve devamı maddelerinde düzenlenen komşuluk hukuku çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. TMK’nun 737. Maddesinde; “(1) Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken,—- olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. (2) Özellikle, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel adete göre —– arasında hoş görülebilecek dereceyi ——–, toz, koku çıkartarak gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. (3) Yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 738. Maddesinde ise; ” (1) Malik, kazı ve yapı yaparken—– taşınmazlara,—- tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. (2) —- hukuku kurallarına aykırı yapılan hakkında —– ilişkin hükümler uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Anılan düzenlemelere göre; bir kimsenin kendi taşınmazında yaptığı —– nedeniyle —– taşınmazına bir zarar vermiş veya onu zarara maruz bırakmışsa, bu zararın hoşgörü sınırlarını aşıp aşmadığını aramaya gerek yoktur. Küçük bir zarar doğmuş olsa dahi gerekli önlemlerin alınmasına karar verilmelidir. Bu özellik TMK’nun 737. Maddesi ile 738. Maddesi arasındaki önemli farklardan biridir. Diğer önemli fark ise genellik TMK’nun 737 maddesine göre zarar meydana geldikten sonra dava açılır. Zararın meydana gelmesinde, taşınmazında —- veya inşaat yapan kimsenin kusurlu olup olmaması veya kasıtlı hareket edip etmemesi, bu tür davalarda etkili değildir. Zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunması yeterlidir. —- taşınmaza yönelen müdahaleden dolayı zarar gören kişinin taşımaz maliki olması zorunlu değildir. Bu kimseler taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak veya şahsi bir hakka dayanarak zilyet sıfatına sahip olabilirler.—
Somut olaya gelince; davacı tarafça, davalı tarafından — parselde yapılan inşaat nedeniyle zarara uğranıldığı belirtilerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuştur. O halde davacı yanın, öncelikle zararı ile davalı yanın eylemi arasındaki illiyet bağını ve uğradığı zararın miktarını ispat etmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile; davalı tarafından yapılan inşaat sırasında davacının kullanımında olan taşınmaza düşen taşlar nedeniyle, davacıya ait — zarara uğradığı tespit edilmiştir. İşbu malzemelerin bedeli ise bilirkişiler tarafından 245,00 TL olarak tespit edilmiştir. Yine inşaat faaliyetleri sırasında oluşan inşaat tozları nedeniyle — hasara uğradığı, zeminin değiştirilmesi için gerekli olan masrafın 3.600,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Aynı şekilde — nedeniyle —dış cephesinde küçük çaplı karartıların meydana geldiği, ancak bu zararın dış cephenin yeniden boyanmasını gerektirecek nitelikte bir hasar olmadığı, yüzey temizliği ile giderilebileceği, bunun için gerekli masrafın ise 2.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Yapılan işbu tespitler, alınan tespit raporu ile de uyumlu olup mahkememizce de benimsenmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında; meydana gelen hasarların giderilmesi için gerekli olan sürenin 3 gün olduğu tespit edilmiş ve bu süre için davacının talep edebileceği kazanç kaybının 6.300,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Ancak, davacı — işletmekte olup, ödemelerini yıllık tutarlar üzerinde peşin olarak almaktadır. Dava dilekçesinde de okulun kapalı kaldığı 3 günlük süre nedeniyle velilere para iadesi/mahsuplaşma yapıldığı beyan edilmiştir. Dosya kapsamında; davacı tarafından bu süre için velilere ücret iadesi ya da mahsuplaşma yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ya da belge ibraz edilmemiştir. Davacının ticari defterlerinde de buna ilişkin herhangi bir kayıt yer almamaktadır. Bu hali ile, davacı yanın onarım için gerekli olan 3 günlük süre için zarara uğradığından söz edilemeyecektir. Yine davacı tarafından, yapılan inşaat nedeniyle kazanç kaybına uğranıldığı iddia edilmiş ise de; davacı tarafından sunulan kayıtlara göre davacıya ait anaokulundan —-öğrencisinin bulunduğu, celp olunan —- döneminde — öğrencisinin, —- öğrencisinin bulunduğu, inşaat faaliyetlerinin devamı sürecinde davacının öğrenci sayısının artmaya devam ettiği, buna rağmen davacının — zarar ettiği anlaşılmıştır. Davacının zararı ile davalı tarafından yürütülen inşaat faaliyetleri arasında illiyet bağı kurulamadığından, davacının kazanç kaybına ilişkin isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafından, yaşanan— nedeniyle — değiştirildiği iddia edilmiş ise de; celp olunan —- kayıtlarına göre belirtilen tarihlerde davacı adresinde herhangi bir patlama gerçekleşmediği bildirilmiştir. Bilirkişiler tarafından da bu yönde herhangi bir tespit yapılamamıştır. Davacının iddia ettiği—– ile davalı inşaatı arasında illiyet bağı kurulamadığından, buna ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Bu hali ile; tespit olunan toplam 5.845,00 TL maddi tazminatın, haksız fiilin meydana geldiği tarih olan 09/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminata ilişkin istemi bakımından ise; manevi tazminatın kişilik haklarına hukuka aykırı olarak yapılan eylemlerden doğan acı, elem ve ızdırabın —- amacıyla hükmedilen bir tazminat olduğu, manevi bir zararın doğması için kişinin kişilik değerlerinin saldırıya uğraması gerektiği, mala gelen zararlardan dolayı manevi zararın oluşmayacağı, somut olayda da davacının malına gelen bir zararın mevcut olduğu, kişilik haklarına yapılan bir saldırının bulunmadığı dikkate alınarak; manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat istemine ilişkin davanın KISMEN KABULÜ İLE;
5.845,00.-TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 09/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Aşan istemin reddine,
2-Davacının Manevi tazminat istemine ilişkin davanın koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Kabul edilen maddi tazminat istemi yönünden alınması gerekli karar ve ilam harcı 399,27.-TL ile reddedilen manevi tazminat istemi yönünden alınması gerekli karar ve ilam harcı 80.70.-TL toplamı 479,97.-TL harcın, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.571,64.-TL peşin harçtan mahsubu ile, bakiye kalan 1.091,67.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı yatırılan maddi tazminat istemi yönünden yatırılan 399,27.-TL peşin harç ve 31,40.-TL başvurma harcı toplamı 430,67.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.700,00.-TL bilirkişi ücreti, 274,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 5.974,00.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %6 oranında olmak üzere 358,44.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 5,50.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %94 oranında olmak üzere 5,17.-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat istemi yönünden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan —– belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat istemi yönünden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan —- belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat istemi yönünden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan—- belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
10-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.