Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/323 E. 2018/628 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/323 Esas
KARAR NO : 2018/628

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/09/2014
KARAR TARİHİ : 31/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde kasko sigortası bulunan………..adına kayıtlı……. (sigortalıya ait) plaka sayılı araca 29/10/2013 tarihinde davalılardan ………….şirketi adına kayıtlı olan ve diğer şahıs davalı…………. tarafından sevk ve idare edilen ……. plaka sayılı aracın çarpması sonucu, müvekkili şirket sigortalısına ait aracın hasara maruz kaldığını, kaza sonrasında kazaya karışan araç sürücüleri tarafından tutulan kaza tespit tutanağına göre davalı sürücünün tamamen ve asli kusurlu olduğu, kaza sebebiyle müvekkili şirketin sigortalısına araç hasarını 25/12/2013 tarihinde ödendiği, davalılara hasarın rücu edilerek ödenmesinin istenilmesine rağmen ödenmediğinden bahisle 49.327,00 TL tazminat alacağının ödeme tarihi olan 25/12/2013 tarihinden itibaren hesap edilecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiş,
Mahkememize sunduğu bila tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödemenin sehven düşülmediğinden bahisle davalı sigorta şirketi hakkında açtıkları davadan feragat ettiklerini, yapılan ödeme miktarı düşüldükten sonra kalan 24.327,00 TL bakımından davaya diğer davalılar aleyhine devam ettiklerini ve düzelttikleri dava değerinin davalı sürücü ve malikten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …………………… vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazalarında kolluk tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağının, kesin delil teşkil etmediğini, bu sebeple, izafe edilen kusur oranını kabul etmedikleri, ayrıca davacı tarafın talebi üzerine hazırlanan dosyadaki ekspertiz raporunun bağlayıcı olmadığı, gerçek zararın tespiti gerektiği, diğer davalı sigortacı tarafından araç sürücüsünün kusuruna karşılık gelen ve teminat limitinin tamamı olan 40.612,65 TL zarar bedelinin davacı tarafa ödendiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan ………….. plakalı aracın sigortalı olduğunu,davacı tarafça kazaya ilişkin rücuen tazminat talebinde bulunulduğu ve sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuruna karşılık gelen ve teminat limitinin tamamı olan 25.000.-TL zarar bedelinin davacı şirkete ödendiği ve sigorta poliçesinden kaynaklanan tüm sorumluluklarını yerine getirdiklerinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi tarafından düzenlenen 02/05/2018 tarihli raporda özetle; kazaya karışan araçlardan davacıya kasko sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığı, dosyamız davalısı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tamamen ve asli olarak kusurlu olduğu, 29/10/2013 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle oluşan hasarın şekli, niteliği, tutan, işçilik skalasındaki kalemlerinin niteliği ve 10.12.2017 tarihli Kasko Kesin Ekspertiz Raporundaki tespitler dikkate alındığında, aracın toplam hasar tutarının (KDV dahil) 47.922.92 TL olabileceği kanaatine vardığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan ve ödenen zararın davalılardan rücuen tahsili talebi olduğu, davacı tarafça davalıların sürücüsü, maliki ve sigortacısı olduğu bildirilen aracın kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğundan bahisle tazmin edilen zararın ödenmesinin talep edildiği,, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Meydana gelen kaza nedeniyle sunulan bilirkişi raporu dikkate alındığında davalıların kaza nedeniyle tamamen kusurlu ve doğan zarardan sorumlu oldukları, bununla birlikte davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde olduğu ve poliçe limitinin davadan evvel ödendiği, bu nedenle davacı tarafça sunulan tarihsiz dilekçe ile davalı sigorta aleyhine açılan davadan feragat edildiğinin ve dava değerini 24.327,00 olarak düzelttiklerinin bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı sigorta şirketi bakımından davadan feragat edildiği, feragatin ifade edildiği anda sonuç doğurduğu, karşı tarafın ve Mahkememizin kabulüne bağlı olmadığı dikkate alınarak sigorta aleyhine açılan davanın reddine, sigorta şirketi lehine dava dilekçesinde sigorta şirketi bakımından teminat limiti ile sınırlı olmak üzere şeklinde beyanda bulunulması nedeniyle teminat limiti 25.000,00 TL üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar bakımından ise; dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunun hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu görülmekle bilirkişi raporunda belirlenen hasar miktarından davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme neticesinde bakiye kalan 22922,92 TL yönünden davanın kısmen kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça sunulan tarihsiz dilekçe ile her ne kadar dava değerinin 24327,00 TL olarak düzeltildiği ve bu bedel üzerinden davanın kabulü talebinde bulunulmuş ise de; dava değerindeki azaltmanın maddi hatanın düzeltilmesi olarak değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla düşürülen 25.000,00 TL bakımından talebin davadan tüm davalılar yönünden feragat olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı şirketin de kendisini vekil ile temsil ettirdiği, bu hali ile feragat edilen 25.000,00 TL’ye ilişkin olarak feragat nedeniyle, geriye kalan ve reddedilen kısma ilişkin olarak ise davanın ispatlanamaması nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalı ……………sigorta aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Davacının zararına binaen 22.922,92 TL’nin 25/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılar ……… ve ………… müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
3- Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.565,86 TL olduğundan peşin alınan 842,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 723,46 TL harcın davalılar davalılar …………….. ve ……….müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4 – Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan ………….’ye göre belirlenen 2750,75 TL vekalet ücretinin davalılar …………..müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden feragat edilen 25.000,00 TL bakımından ….’nin 6.maddesine göre takdir edilen 1500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara,
Davalılar ………………….. aleyhine açılan ve subut bulmadığından reddedilen miktar üzerinden …’nin 13/2.maddesine göre belirlenen 1404,08 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile ……………………ödenmesine,
6- Davacı tarafa ödenen 842,40 TL peşin harcın davalılar …………….. ve ……………. müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7- Davacı tarafça iş bu dava için ve davalılar……………… için yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 220,70 TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 920,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 427,86 TL’sinin davalılar …………………müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, arta kalan ve davalı sigorta şirketi için yapılan masrafın davacı yan üzerinde bırakılmasına,
8- Davalı …………………… tarafından iş bu dava için temyiz yoluna başvurma harç ve giderleri olarak yapılan 202,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 108,50 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, arta kalan kısmının davalı yan üzerinde bırakılmasına,
9- Davacı tarafça iş bu dava için yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.