Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/291 E. 2018/1079 K. 23.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/291 Esas
KARAR NO : 2018/1079

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/03/2017
KARAR TARİHİ : 23/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya faturaları olarak bilgisayar satışı yaptığını, ancak davalı şirket aldığı ürünlerin bedelini ödememesi üzerine davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinde borcun sebebinin cari hesap olarak gösterildiğini, davacı şirket ile cari hesap konusunda bir sözleşme imzalanmamış ve kapatılmamış olduğunu, cari hesaba işlenen faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini ve ödeme emrinde hiçbir tarih belirtilmediği ve herhangi bir açıklamanın da yapılmadığınından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davacı tarafça defterlerin ibraz edildiği ve düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davacının 2013 yılına ait ticari defterlerinin onaylarının suresinde yaptırıldığı, bu nedenle sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, ticari defterlere göre 31/12/2013 tarihi itibariyle davalıdan 3.087,02 TL alacaklı olduğu, söz konusu alacağın 2584,87 TL’sinin davaya konu fatura bedelinden oluştuğu, davalı çalışanı olduğu anlaşılan ——–sunduğu fiyat teklifi ile faturaya konu alacağın niteliğinin ve içeriğinin aynı olduğu, faturanın teslim alan kısmında imza olmadığı, ancak teslim eden kısma imza atan —– davacı çalışanı olmadığı, davalı çalışanı olup olmadığının araştırılması gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; Mahkememizin— tarihli — Esas ve Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiği, Mahkememiz ilamının temyizi üzerine Yargıtay ——–. Hukuk Dairesi’nin 07/10/2015 tarihli 2015/821-12242 Esas ve Karar sayılı ilamı ile “…davacı, 22/03/2013 tarihli fatura kapsamındaki malın davalıya teslim edildiğini, davalının fatura bedelini ödemediğini belirterek icra takibi balatmış, itiraz üzerine bu dava açılmıştır. Satış sözleşmesinde öncelikli olarak davacının malın teslimini kanıtlaması gerekir. İrsaliyeli faturada ismi geçen —— davalı çalışanı olup olmadığı, davalı adına mal teslim almaya yetkili olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davacı defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek karar verilmesi doğru olmamış…” gerekçesi ile bozulmasına karar verilerek dosya Mahkememize iade edilmiştir.
Bozma ilamı üzerine açılan duruşmada davacı vekili alınan beyanında; davalının icra takip borcunu ödediğini beyan etmiş ve Mahkememizce, bozma ilamına karşı direnilmesine ilişkin ara karar verildikten sonra Mahkememizin 24/03/2016 tarihli —————- Esas ve —– Karar sayılı ilamı ile davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, Mahkememiz kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ————- Hukuk Dairesi’nin 21/12/2016 tarihli 2016/10439-16068 Esas ve Karar sayılı ilamı ile “…Mahkemece direnme kararı verilmesi yönünde ara karar oluşturulmuş ise de; davacı vekilinin davaya konu borcun ödendiğine yönelik beyanda bulunması karşısında, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkeme kararı Dairemizin—gün ve ———- Esas 2015/12242 Karar sayılı kararıyla bozulmuştur. Mahkeme bozmadan sonraki 24/03/2016 tarihli duruşmada tarafların bozmaya karşı diyeceklerini sorduktan sonra eski hükümde direnilmesine karar vermiştir. Ancak daha sonra aynı celse davacının alacağın tahsil edildiğini bildirmesi üzerine davanın konusuz kaldığına, karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis olunmuştur. HMK’nın 297.maddesi uyarınca direnme kararı verildikten sonra mahkemenin bu direnme kararına uygun hüküm tesis etmesi gerekir. Direnme kararından sonra mahkeme dosyadan el çekmesi gerekirken yargılamaya devam ederek farklı bir hüküm tesis etmesi isabetsizdir. Kaldı ki ödemenin de rızai bir ödeme olmadığı,ilk kararın icraya konulması suretiyle yapıldığı da anlaşıldığından yazılı şekilde karar verilmesi de kabul şekli ile doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. ” gerekçesi ile bozulmasına karar verilerek dosya Mahkememize iade edilmiştir.
Bozma ilamına binaen Mahkememizin 06/06/2017 tarihli duruşmada bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve Yargıtay ————. Hukuk Dairesi’nin 07/10/2015 tarihli 2015/821-12242 Esas ve Karar sayılı ilamı doğrultusunda araştırma yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalının takibe konu olan fatura bedelini ödemediğinden bahisle itirazın iptalini talep ettiği, davalının ise davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalı tarafça defterlerin ibraz edilmediği, davacı tarafın defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu ve takip konusu faturanın ticari defterlerde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar takip konusu fatura davacı ticari defterlerinde kayıtlı ise de, davacının öncelikle fatura konusu ürünleri teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğinden faturada imzası bulunan ——————– davalı çalışanı olup olmadığı araştırılmış, —————-‘dan gelen kayıtlara göre davalı çalışanı olmadığı anlaşılmakla davalı şirketin isticvabına karar verilmiş, usulüne uygun isticvap davetiyesine rağmen davalı şirketi temsilen kimsenin duruşmaya katılmadığı, bu hali ile davacının davasını ispat ettiği ve takibe yapılan itirazın iptali gerektiği, ancak yargılama sırasında davalı tarafça takip borcunun ödendiği, Mahkememizin —— tarihli ve ——— Esas ve —- Karar sayılı ilamında davacı lehine takdir olunan vekalet ücreti alacağının da davacı tarafça İstanbul Anadolu ————– İcra Dairesi’nin 2016/9545 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu ve söz konusu takip bedelinin de ödendiği anlaşılmakla davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Mahkememizce hükmedilen vekalet ücretinin de takibe konulması nedeniyle davacı lehine yeniden vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya dayanak icra takip bedelinin ödendiği ve icra takip dosyasının kapatıldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2- Her ne kadar davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de, davacı lehine karar tarihi itibariyle hükmedilebilecek vekalet ücreti 2180,00 TL olması gerekirken Mahkememizin 25/09/2014 tarihli———– Esas ve Karar sayılı ilamı ile hükmedilen 1.500,00 TL vekalet ücreti ile yine Mahkememizin 24/03/2016 tarihli ve ——— Esas ve —- Karar sayılı ilamı ile hükmedilen 1800,00 TL olmak üzere toplam 3.300,00 TL vekalet ücreti ödendiği anlaşılmakla yeniden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
3- Davacı tarafça iş bu dava için Mahkememizin 25/09/2014 tarihli —— Esas ve Karar sayılı ilamı ile hükmedilen yargılama giderinin davacı tarafa ödendiği anlaşılmakla, Mahkememizin 25/09/2014 tarihli ———- Esas ve Karar sayılı ilamından sonra yapıldığı anlaşılan 35,00 TL tebligat ve posta gideri, (123,60 TL+143,50 TL) 267,10 TL temyiz yoluna başvurma harcı ve (44,50 TL + 129,00 TL) 173,50 TL’den ibaret toplam 475,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4 – Alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL olduğundan peşin ödenen 44,15 TL’den mahsubu ile arta kalan 8,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.