Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/162 E. 2018/120 K. 01.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/162 Esas
KARAR NO : 2018/120
DAVA : Tazminat (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2017
KARAR TARİHİ : 01/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı Şirket ile müvekkil şirket arasında 01.02.2015 imza tarihli Acentelik Sözleşmesi gereğince…. Acente olarak faaliyet gösterdiği, Müvekkil şirket işbu sözleşme gereğince ciddi yatırımlar yaptığı, personel istihdam ettiği, çok çalışmak suretiyle belli bir müşteri çevresi oluşturduğu, davalı şirket ile sürdüreceği ticarete duyduğu güven sebebiyle bir çok yükümlülükler üstlendiği, Müvekkil şirket tüm bu çalışmalar sonucu ….. Şube olarak belli bir ciroya ve kapasiteye gelmiş ve kar etmekte iken davalı şirket vekilleri tarafından işbu sözleşmenin fesih edildiği ,şubenin ve kasanın 23.12.2016 tarihinde devir teslim işlemlerinin yapılacağı bildirimi taşıyan…… Noterliğinin …..yevmiye numaralı ….. tarihli fesih ihtarnamesini tebliğ ettiği, müvekkil şirkete tebliğ edilen ……Noterliğinin …. tarih ve …..yevmiye numaralı ihtarnamesi ile , müvekkil şirket ile taraflar arasında imzalı bulunan Acentelik Sözleşmesine hiçbir haklı ve hukuki gerekçe bulunmadan ve fesih yetkisi olmadan haksız ve hukuka aykırı şekilde fesih edildiğini, Müvekkil şirket…… şube olarak faaliyetini sürdürmekle yaptğı tüm yatırım ve üstün çalışma performansı sonunda Eylül Ekim Kasım aylarında net 51.986,82 TL kar elde ettiği, bu bedeller müvekkile ödenmediği, Müvekkil şirket bu karı yapacağını düşünerek işbu sözleşmeye imza attığı, gerekli her türlü yatırımı yaparak özveri ile gece gündüz çalıştıüını, müvekkilin sözleşmeden hedeflediği kardan da mahrum kaldığını, müvekkilin Haksız fesih nedeniyle mahrum kaldığı karın da tespitini, davalı şirket tarafından , müvekkil şirketin acentelik sözleşmesinin haksız , hukuki dayanaktan yoksun ve süresinde olmayan fesih dolayısıyla ,Uğradığı zararların tespiti, hesaplamaların ve taleplerin davalı şirket kayıtlarından tespiti mümkün olmakla bu aşamada müvekkil şirketin bu tespiti yapması mümkün olmadığından belirsiz alacak davası olarak açılan davanın kabulü ile tüm kalemler yönünden müvekkillin alacaklarının , zararlarının ve tazminatlarının hesaplanarak tespitine, fazlaya ilişkin talep hakkımız saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000.-TL nin haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davaya konu edilen-taraflar arsında imzalanmış olan 01.02.2015 tarihli Acentelik Sözleşmesi m 43/d gereği taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda “İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri”nin yetkili olacağı, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde ikame edilen huzurdaki davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz iddialara dayanılarak açılan işbu davanın usul ve esas yönünden reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin taraflar arasında imzalanan 01/02/2015 tarihli acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinden bahisle doğan zararın tazmini olduğu, davalı tarafça süresinde verilen cevap dilekçesi ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Öncelikle davalının usule ilişkin yetki itirazının incelenmesi bakımından; HMK’nın 17. Maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesine yer verildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı ve yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, bu hali ile yetkili kılınan İstanbul Mahkemelerinin münhasır yetkili olduğu anlaşılmakla, davanın yetki itirazının kabulü ile usulden reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın yetki yönünden USULDEN REDDİNE,
Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/02/2018