Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/154 E. 2019/334 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/154 Esas
KARAR NO : 2019/334

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/02/2017
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının————– sigorta acenteliği —————- vasıtası ile 2007 yılından beri müvekkili, eşi ——— ve 2012 yılından itibaren oğlu ——————— poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, bir tetkikte müvekkili …’nın kolestrolünün biraz yüksek çıkmasına ve diz ile ilgili bir röntgen filmine dayanılarak 2007 yılında yapılan ilk poliçede Hiperlidemi ve diz hastalıkları için müvekkiline sürprim uygulandığını, Acentanın müvekkiline sigortayı yaptırırken daha sonraki yıllarda ve ömür boyu yenileme alınırken bu sürprimlerin kaldırılabileceğini belirttiğini, 2008-2009 yıllarında aynı sürprimlerin alınmaya devam ettiğini, 2010 yılındaki (ömür boyu yenileme garantisi alınan yıl) yenilemede ve 2011 yılındaki yenilemelerde diz hastalıkları ile ilgili sürprim’in kaldırıldığını herhangi bir kolestrol yüksekliği veya başkaca herhangi bir yeni bir tanı olmadan hiperlipidemi sürprimi alınmaya devam edilerek müvekkiline hiçbir bilgi verilmeden Omur ve disk hastalıkları için sürprim uygulanmaya başlandığını, Bu sigorta primlerinin de müvekkilinin ilk sigorta yaptırdığında verdiği kredi kartından otomatik olarak çekildiğini, müvekkiline hiç birbilgi verilmeden, omur ve disk ile ilgili hiç bir hastalık geçirmememesine ve hiç bir şikayeti olmamasına rağmen sadece ve sadece fazla prim tahsil edilmesi ve ömür boyu yenileme alırken nasıl olsa insanlar belli yaşa geldikten sonra omur ile ilgili problemler yaşamaya başlarlar biz kendimizi garanti altına alalım mantık ve düşüncesi ile kötü niyetle hareket edilerek 2010 yılından itibaren de müvekkilinden omur ve disk hastalıkları için sürprim tahsil edildiğini beyan ederek, daha önce mahkeme kararı ile kaldırılmasına karar verilmiş olan ancak davalının açmış oldukları davadan sonraki yıllar için müvekkilinden aldığı 1.133,19 TL disk hastalıkları sürprimin ödeme tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, İstanbul Anadolu ———.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/366 E.sayılı dava tarihinden sonra hiperlidemi ile ilgili hiçbir hastalığı veya rahatsızlığı olmadığından ve hiçbir doktor ve kurumca dava tarihinden bugüne kadar bir teşhis ve tedavi müvekkiline uygulanmadığından, müvekkiline hiperlidemi ile ilgili uygulanan sürprimlerin kaldırılmasına ve fazladan alınan 1.133,19 TL hiperlidemi sürpriminin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kesin hüküm ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacı yanın “——— hastalığına yönelik taleplerinin öncelikle bu gerekçelere binaen reddi gerektiğini, davacı tarafça huzurdaki dava ikame edilmeden evvel, İstanbul Anadolu ———-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/366 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını ve bu davada, gerek hiperlidemi gerekse omur ve disk hastalıkları bakımından uygulanan sürprimlerin kaldırılmasının talep edildiğini, mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarına itibar edilerek, davacı sigortalıda hiperlidemi ———– hastalığının bulunduğu, bu suretle sigorta şirketinin hiperlidemi hastalığı bakımından sürprim uygulamasının haklı olduğuna kanaat getirilerek “hiperlidemi” hastalığına ilişkin isteminin reddine karar verilmiş ve bu kararın kesinleştiğini, hiperlidemi hastalığına ilişkin uygulanan sürprimin haklı olduğuna dair mahkemece verilen kesin karara rağmen, aynı talebe ilişkin yeniden dava açılmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, sağlık sigorta poliçesine dayalı tahsil edilen sürprim bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesi gereğince kapsamını her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları oluşturmaktadır. Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (k) bendinde Tüketici “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, (l) bendinde ise Tüketici İşlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu sigorta sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir.
Aynı Kanun’un 73. maddesinde, bu Kanun’dan kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinin görevine girdiği düzenlenmiş, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer Kanun’larda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı ile davalı … şirketi arasında sağlık sigortası poliçesi imzalanmış olup bu işlemi yaparken tüketici olarak hareket etmiş olup, 6502 sayılı TKHK’nın 3/k bendinde tanımlandığı gibi ticari veya mesleki amaçlarla hareket ettiğini kanıtlayan bir savunma veya delil de dosyada mevcut değildir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Tüketici Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup mahkemece; o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın Ticaret Mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava söz konusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır. Davacı tarafından açılan davada sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup iş bu dava ticari nitelikte bir dava olmayıp Tüketici Mahkemesinin görev alanına giren bir davadır.
Dava şartları davanın her aşamasında denetlenip, dava şartının bulunmaması halinde HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Bu doğrultuda HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki karar verilmiştir. ( Emsal için bknz: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi ——- Hukuk Dairesinin 25/05/2017 tarih ve 2017/333 E. 2017/509 K. Numaralı kararı )
H Ü K Ü M : Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açkılandığı üzere,
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.