Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/149 E. 2018/44 K. 16.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/149 Esas
KARAR NO : 2018/44
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/02/2017
KARAR TARİHİ : 16/01/2018 (Tefhim Tarihi) – 16/02/2018 (Yazılma Tarihi)
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait firmayla taşeron sözleşmesiyle 3. Boğaz Köprüsü ve……Projesi kapsamında iş yapıldığını, 01/11/2016 tarihli hakediş ve cari ekstre ile karşılıklı mutabakata varılan 129.989,10 TL alacaklı olduğunu, 2016 yılı 6. Ay son son kesin hesap ile yaptığı işlerin kabul gördüğünü ve 01/11/2016 tarihinde gerekli ve detaylı tutanak tutulduğunu, davalı tarafın müvekkilinin taşeron olarak yaptığı işlerle ilgili sigorta primleri işçi alacakları olmadığı hususunda tüm evrakların sunulduğunu, ana sözleşmede ihtiyaten taşerondan sürekli kesintilerin içeride tutulduğunu cari ekstreden bunların görüleceğini, müvekkilinin işi teslim ettikten sonra hesap kitabından düşülmesi gereken alacaklar düşüldüğünü içerisinde tutulması gereken para veya kabul görmemiş iş ihtilaflı bir alacak kalmadığını, 09/01/2017 tarihine kadar ödemeleri sözleşme taahhüdüne aykırı şekilde oyalayarak ödediğini, ödemelerin çoğunluğunu çekle ileri tarihlere yönelik yaptığını, 179.322,42 TL son bakiyede 50.000,00 TL çek verdiğini ve bakiye 129.000,00 TL’nin halen ödenmediğinden bahisle davalı aleyhine başlattıkları takibe haksız itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi sunduğu cevap dilekçesinde özetle; tacirler arasında kararlaştırılan yetki kurallarının, kesin yetki kuralı niteliğini taşıdığından davaların taraflar arasında belirlenen yetkili mahkemeden başka bir yer mahkemesinde açılamayacağını, taraflar arasında ticari ilişkiye dayanak imzalanan taşeron sözleşmesinde ”Taraflar arasında sözleşme ve sözleşme evraklarının hükümlerinden doğan ihtilafların çözümünde Ankara Mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili” olduğunun açıkça belirtildiğini, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davacı şirketin iddia ettiği gibi sözleşmeden kaynaklı firmadan alacaklı olduğu muaccel bedel bulunmadığından bahisle davanın esastan reddine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davaya dayanak İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün takip dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının süresi içerisinde yapılan itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı tarafça yasal süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça itirazların yersiz olduğunun iddia edildiği, davalı tarafça yetki ilk itirazında bulunulduğu görülmüştür. HMK’nın 116.maddesinde ilk itirazlar düzenlenmiş ve 138.maddesinde de “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalının yetki itirazı bakımından; HMK’nın 17.maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 09/06/2016 tarihli sözleşmenin ihtilafların çözüm şekli başlıklı 20.maddesinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığı, her iki tarafın da tacir olduğu, dolayısıyla yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olduğu ve belirlenen yetkili Mahkemenin yetkisi kesin olmamakla birlikte münhasır nitelikte olduğu ve davalı tarafça süresinde usulüne uygun yetki ilk itirazında bulunulduğu anlaşılmakla, yetki ilk itirazının kabulü ile yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına
Dair, davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 16/01/2018