Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1435 E. 2020/464 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1435 Esas
KARAR NO: 2020/464
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında———– tarihinde belirsiz süreli olarak —————- imzalandığını, sözleşmenin ilk aylarında tarafların edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkilinin işlerin daha da yoğunlaşacağını düşündüğü bir anda davalının sözleşmeyi feshettiğini ve fesih dilekçesini müvekkiline imzalattığını,————– tarihli fesih protokolü ile sözleşmenin feshedildiğini, uzun süre ile işbirliği yapılacağı izlenimi veren davalının hiç bir neden yokken sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, olağan fesih hakkının kötüye kullanıldığını, sözleşme haksız olarak feshedildiğinden müvekkilinin zararlarının oluştuğunu, sözleşmenin 13.4 maddesine göre taraflardan birinin sözleşmeyi haklı sebep olmaksızın veya usule aykırı olarak feshedilmesi halinde diğer tarafın karşılaştığı doğrudan ve dolaylı zararlar ile ayrıca her bir ihlal için — ceza bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını belirterek; şimdilik —————– maddi zarar ve —- cezai şart alacağının davalıdan fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında tarihinde belirsiz süreli olarak ———— imzalandığını, sözleşmenin tarafların serbest iradesi ile hazırlandığını, davacı tarafa işin uzun süreceğine yönelik herhangi bir garanti verilmediğini, sözleşmenin ———– tarihi itibari ile karşılıklı anlaşma yolu ile feshedildiğini, ihtirazi kayıt konulmaksızın protokolün imzalandığını, bu nedenle haksız fesih iddiasının yerinde olmadığını, davacının protokole rağmen maddi zarar ve cezai şart isteminde bulunmasının kötü niyetli olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, davacının talep ettiği iş yeri kuruluş masraflarının müvekkilinden talep edilemeyeceğini, cezai şart ödenmesini gerektirecek herhangi bir ihlal bulunmadığını savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; ——— tarihli fesih protokolünün davalının fesih bildiriminden ibaret olduğunu, protokolün müvekkilince imzalanmasının feshin haklı olduğunu kabul ettiği anlamına gelmediğini, feshin sözleşmenin 13.1 maddesine göre uygun yapılmasının feshi haklı kılmadığını, olağan fesih hakkının kötüye kullanıldığını belirterek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin ——— tarihli fesih protokolü ile karşılıklı olarak feshedildiğini, protokolün davacı tarafça imzalandığını, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
Dava, bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan maddi tazminat ve cezai şart istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, ———– mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce, tarafların iddiaları ve savunmaları doğrultusunda, bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —tarihli raporda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafında —– gider yapıldığı, — satış yapıldığı, ——— zarar edildiği, davacının maddi- zarar talebini destekleyen somut bir delilin dosyada bulunmadığı, davalı yanın davacı yana borcu bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan ——— tarihli fesih protokolü ile sözleşmenin sona erdirildiği, davacının taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, ———- haksız feshedilmesinden dolayı menfi ve müspet zararları ile birlikte cezai şartın davalı taraftan tahsilinin talep edildiği; davalı tarafça, sözleşmenin karşılıklı olarak imzalanan protokol ile sona erdirildiği belirtilerek davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; bayilik sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedilip edilmediği, davacı tarafça talep olunan maddi tazminat ve cezai şart taleplerinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle taraflar arasında imzalanan fesih protokolünün davalı tarafça yapılan bir fesih bildirimi mi olduğu, yoksa karşılıklı olarak yapılan bir fesih anlaşması mı olduğu yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir.—- tarihli “Fesih Protokolü” başlıklı belgenin “Taraflar” başlıklı 1. Maddesinde, davalı ———— davacı ——– tarihinde imzalanan sözleşmenin belirtilen usul ve esaslarla karşılıklı olarak feshini düzenlemek üzere hazırlandığını belirtildiği,—- başlıklı 2. Maddenin 1. Fıkrasında; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ——— tarihi itibari ile karşılık anlaşma yolu ile feshedildiğinin ifade edildiği, davacı bayinin fesih tarihi itibari ile acentelik yetkisinin kaldırıldığı, protokolün ———– tarihinde imza tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere taraflarca imzalandığı anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere; fesih protokolünde açıkça sözleşmenin karşılık olarak feshedildiği belirtilmiştir. Buradan anlaşıldığı üzere; taraflar arasında imzalan sözleşme, anılan protokol ile tarafların anlaşması ile sona erdirilmiştir. Anılan fesih protokolü hukuki niteliği itibari ile sözleşmeyi sona erdirmeye yönelik tarafların iradelerini içeren bir ikale anlaşmasıdır. Davacı tarafça protokol altındaki imza inkar edilmediği gibi, fesih protokolünün baskı veya tehdit altında imzalandığına ilişkin olarak da herhangi iddia bulunmamaktadır. Bu hali ile davalı yanın, sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddialarının kabulü mümkün değildir. Sözleşme karşılıklı olarak anlaşma yolu ile feshedildiğinden; davacının maddi zarar ve cezai şarta ilişkin talepleri de yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve ——— gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 939,27.-TL harçtan tahsili ile bakiye 884,87.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan 15,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’nin 13/4 maddesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.22/09/2020