Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1417 E. 2021/326 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1417 Esas
KARAR NO : 2021/326
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasından, davalı dershane bünyesinde bulunan —-davacı tarafından —— —- başlamak üzere işletilmesi amacıyla sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği kantin işletmeciğinin müvekkili tarafa bırakıldığını, adres değişikliği olması halinde söz konusu hakkının davacı şirkette olduğu hususlarında belirsiz süreli anlaşma sağlandığını, sözleşme gereği müvekkilinin —- ile yürütülmeye başlanan——–, kısa süre sonra—– olarak değiştirilmesiyle söz konusu dershanenin de unvan değişikliği yaptığını, lise şeklini aldığını——- tarihten sonra– yıl daha devam ettiğini, —- sezonu sonunda davalı kurumca başka bir adrese taşındığını, müvekkiline yeni adreste kantin tahsis edilmediğini, davacı tarafından davalı yana çekilen———– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile adres değişikliği sonrasında yeni yerde açılacak kantin ya da benzeri bir yerin gösterilmesini talep ettiğini, davalı yan tarafından ihtarnameye cevap verilmediği, müvekkilinin kantinden —- gelir elde ettiğini, sözleşmeye güvenerek—– pek çok harcama yapıldığını ve bir takım maddi edimler altına girdiğini, söz konusu sözleşmenin usul ve yasaya aykırı bir şekilde haksız yere feshedildiğini ve bu hususa müvekkili tarafından uğranılan zararın tespitini, müvekkili tarafından maruz kalınan zararın tespiti halinde olmak üzere şimdilik —— belirsiz alacağın sözleşmeye aykırılığın söz konusu olduğu tarihten işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazminini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte huzurda görülen davanın belirsiz alacak davası olarak açılması hukuka aykırı olduğunu, davacının kar kaybını belgeleyecek herhangi bir delil sunmadığını, dava dilekçesinin açıklamalar bölümü ile talep sonucu bölümü arasında uyuşmazlık bulunduğunu, bozucu koşula bağlanmış sözleşme, bozucu koşulun gerçekleşmesi sebebiyle kendiliğinden sona erdirdiğini, sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zararın tazmini istenemeceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı yan kantin işletmeciliği için gerekli olan——- bulunmadığını, davacı yan tarafından mahrum kaldığı iddia edilen kar ile kantin için yaptığı masraflar belgelenemediğini, davacının aylık —— kar etmesi mümkün olmadığını, tutarın afaki olduğunu, huzurda görülen davanın reddini ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; davalıya ait—- işlettiğini, davalının —- başka bir adrese taşındığını ve müvekkiline yeni adreste kantin işletebileceği bir yer gösterilmediğini bu nedenle uğranılan kazanç kaybı zararının tahsili istemine ilişkindir.
——– davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığını bildirilmiştir.
Davacı vekili—tarihli dilekçe ile müvekkilinin davalı dershanede—- olduğunu, müvekkilinin vergi kaydının olmadığını bildirmiştir.
Davacının—- beyannamesinde —– ettiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunda özetle; davacının elde ettiği gelire ilişkin dosyada somut bir belgenin olmadığı, davacı tarafından yapılan masraflara ilişkin fatura vb. Belgenin olmadığı, davacının davalı dershane bünyesinde— çalışmadığı, davacıya ait —- üzerinde yapılan incelemede ——— yıllarında hesap hareketinin olmadığı, davacının mahrum kaldığı kar kaybının— aylık geliri olabileceği, davacının gelirine ilişkin dosyada somut bir belge olmamakla birlikte dava tarihinde yürürlükteki asgari ücret üzerinden hüküm kurulabileceği buna göre davacı alacağının dava tarihi itibari ile —– olabileceği, davacının tacir olduğu ve yaptığı işin ticari olduğu belirtilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler.
Türk Ticaret Kanunun 5.maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne aittir. Aynı yasanın 4.maddesinde ise ticari davalar düzenlenmiş olup, buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda ve yasa maddesinde sayılan yasal düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olacağı öngörülmüştür.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanun’un 11.maddesinde ticari işletme şu şekilde tanımlanmıştır. “(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. (2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararname ile belirlenir.” Yine aynı yasanın 12.maddesine göre tacir, bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişidir. 15.maddesinde ise; ” İster gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11.maddenin 2.fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’un 3/a maddesine göre; —- İster gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, —- belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler”dir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanun’un gerek 11.gerekse 15.maddesinde öngörülen sınırı belirleyen —— sayılı —– tacir ve sanayicinin ayrımı MADDE 1 – (1) 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63 üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12 nci ve 17 nci maddelerinin uygulaması bakımından;a) Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,
Ancak,—- kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı,—- sayılma hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla —- odalara kayıt için zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanların ise kayıtlarının, esnaf ve sanatkâr sicili marifetiyle ticaret siciline aktarılması,
b)—- birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları ile ticaret siciline ve dolayısıyla —– bünyesindeki odalara kaydedilmeleri, kararlaştırılmıştır.”şeklindedir.
Yukarıda belirtilen— esnaf arasındaki sınırın belirlenmesinde gözetilecek değerler yönünden —- atıfta bulunulmuş olmakla dava tarihi itibariyle bahsi geçen yasa maddesindeki düzenleme; “Aşağıda yazılı tüccarlar, I inci sınıfa dahildirler:(1)1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı — veya satışlarının tutarı—–aşanlar; 2. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı —- lirayı aşanlar; — numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde – numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı —– aşanlar…”şeklindedir.
—– tarih vb. içtihatlarında öngörüldüğü üzere;”Bir kimsenin —- yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. —- kayıtlı olmamak tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, —- olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.”
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; davacının, —- gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, — olmadığı, davacıya ait — hesabı üzerinde yapılan incelemede —- yıllarında hesap hareketinin olmadığı, davacının —– belirtilen limitleri aştığına dair belgenin dosyaya sunulmadığı, buna göre davacının esnaf faaliyet sınırında kaldığı, bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için TTK 4. madde hükümlerinde belirtildiği üzere her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerektiği, bu hali ile eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli ——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi. 11/03/2021