Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1404 E. 2022/437 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1404 Esas
KARAR NO : 2022/437

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında —- imzalandığını, sözleşmeye göre alıcı konumundaki davalının müvekkilinden —- almayı kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, satış bedeli olan — bedelli çekin müvekkiline verildiğini, bakiye bedelin fatura tarihini takip eden 15 gün içinde nakit olarak vermeyi taahhüt ettiğini, sözleşme konusu malların alcı tarafından en geç 15 gün içinde satıcının adresinden teslim alınması, bu süre zarfında teslim alınmaması ya da teslimde gecikilmesi ve temerrüde düşülmesi durumunda dahi alıcının tüm satış bedelinden sorumlu olacağının ve teslimde temerrüde düşülmesi durumunda satıcının alıcıdan tüm satış bedelinin %10’u oranında cezai tazminatı ayrıca talep etme hakkı olduğunun kararlaştırıldığını, ancak davalının malları teslim almadığını ve teslim almada temerrüde düştüğünü, müvekkilince malların davalı yanın sözleşmede yer alan ——- gönderildiğini, ancak davalının malları ve faturayı teslim almayarak iade ettiğimi, —— malların teslim alınması ve bakiye bedelin ödenmesi hususlarının ihtar edildiğini, buna rağmen malların alınmadığını, ödeme yapılmadığını, davalının satıştan kaynaklı olarak müvekkiline 119.804,00 TL borçlu olduğunu, sözleşmede belirlenen —— tutarında cezai tazminatı da tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek; —- bakiye satış bedeli ve —- cezai şart alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın dayanağını oluşturan sözleşmenin müvekkili adına sahte imza atılarak oluşturulduğunu, müvekkilinin davacı ile herhangi bir sözleşme imzalamadığını, mal sipariş etmediğini, dava dilekçesinde belirtilen çekin müvekkilinin—– tarihi itibariyle bakiye borcu olan ——– sayılı dosyasına konu borca istinaden verildiğini, sözleşme ile ilgisinin bulunmadığını, çek bedelinin icra dosya borcundan düşülmemesi nedeniyle— dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye karşılık müvekkilince — numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, gönderilen malları müvekkilinin hiç görmediğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak ve cezai şart istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu tüm dilekçeler, ibraz edilen tüm deliller, sözleşme, ihtarnameler, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Dosyaya sunulan——sözleşmenin incelenmesinde; sözleşmede davalının Alıcı olarak, davacı şirketin Satıcı olarak yer aldığı, sözleşmenin 1. Maddesinde alıcının satıcıdan toplam —– almayı kabul, beyan ve taahhüt ettiğinin belirtildiği, 2. Maddesinde ürünlerin satış bedeli toplamının — satış bedelinin bir kısmına mahsuben alıcı tarafından satıcıya —– teslim edildiği, bakiye ödemenin fatura tarihini takip eden ———– olarak tahsil edileceğinin belirtildiği, 3. Maddesinde malların alıcı tarafından en geç 15 gün içinde satıcının adresinde teslim alınacağının, bu süre içinde teslim alınmaması ya da teslimde gecikilmesi ve temerrüde düşülmesi durumunda dahi alıcının tüm satış bedelinden sorumlu olacağının kabul ve taahhüt edildiği, teslimde temerrüde düşülmesi durumunda satının tüm satış bedelinin %10’u oranında cezai tazminatı alıcıdan talep etme hakkının saklı olduğu, sözleşme gideri adı altında doğacak masrafların ve nakliye masraflarının alıcıya ait olduğunun belirtildiği, 4. Maddesinde ürünlerin alıcının özel istek ve talepleri uyarınca üretilen ya da üzerinde değişiklik ya da ilaveler yapılarak kişiye özel hale getirilen ya da niteliği itibariyle iade edilemeyecek ve başka birine satılamayacak nitelikte olduğundan alıcının sözleşmeden cayma hakkının bulunmadığının belirtildiği, 5. Maddesinde sözleşmede belirtilen adreslerin yasal tebligat adresi olarak belirlendiği, 6. Maddesinde işbu sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıkların çözümünde —— belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı yanın—– bakımından imza örnekleri toplanarak bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 31/01/2020 tarihli raporda özetle; dava konusu sözleşme altındaki imzanın davalı —– olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı yanın itirazları üzerinde imza incelemesi için —tarihli raporda özetle; dava konusu sözleşme altındaki imzanın daval—- olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların —- dava konusu —– ile dosya üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- raporda özetle; davacının 2017 yılına ait ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafından ticari defter kayıtlarının ibraz edilmediği, davacı kayıtlarına göre davacının dava tarihi itibariyle davalıdan—- alacaklı olduğu, sözleşme konusu —– davalı firmanın —— uygun olarak imal edildiği, üzerinde davalı firmanın —- basıldığı için başka —— olarak satılma imkanının olmadığı,————–piyasasının olmadığı, başka bir müşteriye satılma imkanının olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi —- tarafından düzenlenen —-tarihli ek raporda özetle; ——-firmanın siparişine uygun olarak imal edildiği, —— olarak ürettirilen —- piyasasının olmadığı, başka bir müşteriye satılma imkanının olmadığı, davalı şirketin kullandığı ——— nedeni ile başka bir müşteriye satılmasının mümkün olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalı tarafından malların teslim alınmadığı ve sözleşme bedelinin ödenmediği belirtilerek bakiye satış bedelinin ve cezai şartın tahsilinin talep edildiği; davalı tarafça, sözleşme altındaki imza ve sözleşme ilişkisi inkar edilerek davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; sözleşme altındaki imzanın davalı yana ait olup olmadığı, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığı, davalı yanın temerrüde düşüp düşmediği, davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı ve cezai şart alacağının koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, taraflarca imzalandığı belirtilen 16/08/2017 tarihli sözleşme dosyaya ibraz edilmiş, davalı tarafından ise sözleşme altındaki imza inkar edilmiştir. Bu kapsamda mahkememizce, davalı yana ait——toplanarak, sözleşmenin altında davalı adına atılı imzanın davalıya ait olup olmadığı yönünde —–sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olduğu tespit edilmiştir. Bu hali ile, taraflar arasında—- tarihli sözleşmeye istinaden ticari ilişki kurulduğu sabit hale gelmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile davacı taraf, sözleşmede özellikleri belirtilen şekilde—– etmeyi, davalının da buna karşılık sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödemeyi üstlendiği anlaşılmaktadır. Bu hali ile, taraflar arasındaki sözleşme iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, eser sözleşmesi niteliğindedir.
Türk Borçlar Kanunu’nun —–” başlıklı 125/1. Maddesinde; “Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkında sahiptir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun “Alacaklının temerrüdü” başlıklı 106/1. Maddesinde ise; “Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borucunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken—– yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre, sözleşmede özellikleri belirtilen—– davacı tarafından —- işbu mallar davalı tarafından, davacının adresinden en geç 15 gün içerisinde teslim alınacaktır. Malların belirlenen süre içerisinde davalı tarafından teslim alınmaması nedeniyle davacı tarafından —- davalı yana ihtarname gönderilmiş ve 3 gün içerisinde malların teslim alınması ve bakiye bedelin ödenmesi ihtar edilmiştir. İşbu ihtarname davalı yana — tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak davalı tarafından sözleşme konusu mallar teslim alınmadığından, davalı——- temerrüde düşmüştür. Davacı taraf da, TBK’nun 125. Maddesi ile tanınan seçimlik hakkını sözleşmenin aynen ifası yönünde kullanarak eldeki davayı açmıştır. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile, davacı tarafından —- —- şekilde ve davalı— doğrultusunda üretildiği, dava dışı üçüncü kişilere satılmasının mümkün olmadığı tespit edilmiştir. Yapılan tespit, teknik olarak denetime elverişli olup, mahkememizce de benimsenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 3. Maddesinde davalının, temerrüt halinde dahi tüm satış bedelinden sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Bu hali ile davacı, sözleşme ile kararlaştırılan —— bedele hak kazanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede, satış bedelinin bir kısmına karşılık olarak davalı tarafından —–bedelli çekin verildiği belirtilmiştir. Anılan çekin tahsil edildiği davacı tarafından beyan edilmiştir. Bu hali ile davacı yanın sözleşme bedelinden bakiye alacağı—- olmaktadır. Her ne kadar davalı tarafça, anılan çekin davacıya olan başka bir borç için verildiği savunulmuş ise de, imzası davalıya ait olduğu tespit olunan sözleşmede açıkça anılan çekin banka, seri numarası, tarih, bedel ve keşideci bilgileri yer aldığından, davalı yanın işbu savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacının cezai şart istemi bakımından ise; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3. Maddesinde, temerrüt halinde davacı satıcının tüm satış bedelinin %10’u oranında cezai şart alacağını ayrıca davalı alıcıdan talep etme hakkının bulunduğunun belirtildiği, anılan hükmün ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olduğu, davalı yanın sözleşme konusu malları teslim almada temerrüde düştüğü, bu hali ile davacı yanın cezai şart alacağını talep hakkının doğduğu anlaşılmakla, sözleşme tutarının %10’una tekabül eden 15.080,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasındaki işin ticari nitelikte olduğu, davalı yanın dava açılmadan önce 29/09/2017 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla, kabul edilen tutara temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmiştir.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
119.804,00.-TL sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacak,—– cezai şart alacağı olmak üzere toplam 134.884,00.-TL alacağın temerrüt tarihi olan 29/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 9.213,93.-TL’den dava açılırken yatırılan 2.303,49.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye—– davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça yatırılan toplam 2.303,49.-TL peşin harç, 31,40.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.334,89‬‬‬‬.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 299,00.-TL posta gideri ve 2.050,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.349,00.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan—– ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.