Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1398 E. 2019/786 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/499 Esas
KARAR NO : 2019/747
DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Sözleşmeye Dayalı)
DAVA TARİHİ: 26/04/2018
KARAR TARİHİ: 02/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi (sözleşmeye dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava konusu ———- parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde malik ile ——– tarihli ve – kira şerhinin tapuya tescil tarihinden başlamak üzere – -yıl süresli kira sözleşmesini akdettiğini, işbu kira sözleşmesinin ——– tarih ve ————-yevmiye sayılı işlemle tapuya şerh edildiğini, müvekkili şirketin kiralamış olduğu taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunu——– markası altında işletmek üzere davalı ile ——- tarihinde – yıl süreli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, bayilik sözleşmesinin davalı tarafından —— Noterliğinin ——–yevmiye numarası ile feshedildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından —- Noterliğinin ——– yevmiye sayılı ihtarname ile davaya konu istasyonun kullanım hakkının taşınmaz maliki ile akdedilmiş ve tapuya şerh edilmiş kira sözleşmesi ile münhasıran ———-ait olduğunun, bayilik sözleşmesinin feshi ile halihazırda davalının işgalci konumunda olduğunun, taraflar arasında akdedilen çerçeve protokolde de bayilik sözleşmesinin süresinden önce feshedilmesi halinde istasyonu ve müştemilatını tahliye etmeyi ve anılan istasyona ilişkin adına tanzim olunan işyeri açma ve çalışma ruhsatının müvekkili şirkete devretmeyi taahhüt etiğinin, bu nedenle istasyona ait ——— ruhsatı ile birlikte istasyonun ve tüm demirbaşların müvekkil——–‘e tesliminin ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen dava konusu taşınmazın teslim edilmediğini, müvekkili şirketin malik ile akdettiği kira sözleşmesi ile dava konusu istasyonu malikten sınırlı bir süreliğine kiraladığını, bu istasyonda müvekkil şirket ürünlerinin satılması ve müvekkil şirket markası altında faaliyet gösterilmesi konusunda bayilik sözleşmesinin yapıldığını, dava konusu istasyonda müvekkili şirkete ait olan anacak davalıya ariyet olarak verilmiş malzemeler ve kurumsal kimlik bulunduğunu, bayilik sözleşmesinin feshi ile davalının istasyonda işgalci konumuna düştüğünü, davalının başka bir dağıtıcı firmanın ürünlerini satarak haksız kazanç elde ettiğini, açıklanan nedenlerle davalı şirketin dava konusu istasyona yapmış olduğu haksız müdahalenin önlenmesi, akaryakıt istasyonunun dava sonuna kadar tedbiren işletilmek işlettirmek üzere kendilerine ———yed-i emin olarak teslimi yönünde İhtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davasını görevsiz mahkemede açtığını, müvekkili ile davacı şirket arasında ——- tarihli kira sözleşmesi akdedildiğini, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığını dolayısıyla Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkili firmanın müdahalenin önlenmesi istenilen taşınmazda kiracı sıfatıyla ticari faaliyet sürdürdüğünü, işgalci olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde mahkemeyi yanıltıp tedbir kararı almak amacıyla sadece taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinden bahsettiğini, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinden bahsetmediğini, müvekkilinin —— tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazı kiraladığını ve kira parasının her ay ödendiğini, müvekkilinin davaya konu edilen taşınmazı kullanımı tarafların ortak iradeleri ile akdedilen ———– tarihli kira sözleşmesine dayandığından müvekkilin bu taşınmazda işgalci olduğunu iddia etmenin kötü niyetli olduğunu ve yalan beyan olduğunu, davacının taşınmazın kendilerine yediemin olarak teslimi hususunda mahkemeden ihtiyati tedbir talep etmesinin yasal dayanağının olmadığını, davaya konu taşınmazın müvekkili tarafından kira sözleşmesine dayanılarak kullanıldığından ve hükümle elde edilmesi gereken bir uyuşmazlıkla ilgili olarak uyuşmazlığı çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesi hukuken mümkün olmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında 3 adet bayilik sözleşmesi, 2 adet kira sözleşmesi bulunduğunu, davaya konu edilen taşınmazda müvekkili tarafından ——- USD civarında faydalı ve zorunlu gider yapıldığını, bayiilik sözleşmesinin haklı nedenlerle fesih edildiğini, davaya konu istasyonun müvekkili tarafından kiralanmadan önce köy istasyonlarından farkı olmayan bir istasyon olduğunu ve davacı şirket tarafından işletildiğini, davacı şirket yetkililerinin müvekkilin bu istasyonu işletmesini istediklerini, aşırı karlı bir istasyon olacağını bildirdiklerini, müvekkilini bayilik sözleşmesi yapmaya ikna ettiklerini, müvekkilin sözleşmeyi imzaladıktan sonra harabe şeklinde olan istasyonu iyileşmesi ve faaliyete geçmesi için tespit edebildikleri kadarıyla ———-USD masraf yaptığını, davacı şirketin, müvekkilini istasyonu alıp işletmesi için aşırı kar ettiğini ve edeceğini beyan ederek kandırdığını, faaliyete geçtikten sonra ise söylenenlerin aksine müvekkilinin zarar etmeye başladığını, yine davacı şirketin kendilerinin iyi bayisi olduğunu beyan ederek ———– adresinde bulunan ve kendilerinin işlettiği bayiyi alması için müvekkilini ikna ettiğini, diğer istasyonda olduğu gibi bu istasyonda da aşırı derecede kar ettiğini beyan ederek bu istasyonun da müvekkile kiralandığını, müvekkilinin her iki istasyonda da zara etmeye başladığını, bu durumun davacı firmaya bildirildiğini, davacının ise kendilerine prim desteği sağlanacağını, ——– satışını ruhsata işletip gaz satımının sağlanacağını, yakıtı müvekkile daha ucuz temin edeceğini beyan ederek müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde 3 istasyon nedeniyle yaklaşık olarak ——- TL zarar ettiklerini, bu zararın tazmini için İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin ———– E. Sayılı dosyası ile alacak davası açtıklarını ve davanın derdest olduğunu, davacı yanın davaya konu taşınmaza yapılan masrafları ve sözleşmeden kaynaklı zararı karşılamadan huzurdaki davayı açmasının yasal dayanağı olmadığını belirtmek suretiyle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki bayilik ve kira sözleşmesi nedeniyle davalının kullanımında olan istasyondan, davalının baylik sözleşmesini feshi sonucunda sözleşme ilişkisi kalmadığı nedeniyle haksız müdahalesinin önlemesine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş davalı vekilinin Sulh Hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna dair itirazı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bayilik sözleşmesinden kaynaklandığı ve iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiği değerlendirilerek TTK 4. gereğince görev itirazı haklı görülmemiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen ——–tarihli çerçeve protokol sözleşmesi 1 maddesinde ———–münhasıran hukuksal tasarruf hakkına haiz bulunduğu gayrimenkul üzerinde kurulu akaryakıt ve otogaz satış istasyonun işleticiliğini, işbu sözleşme hükümleri çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere , malikle hiçbir şekilde bağlantısı bulunmayan Bayi’ye tevdi etiğinin imza altına alındığı görülmüştür.
Taraflar arasında—— Noterliğince düzenlenen ——— yevmiye numaralı alt kira sözleşmesinin 6. maddesinde ‘Kiracı ile kiralayan arasında akdedilen bayilik anlaşması ve eklerinin her ne sebeple olursa olsun sona ermesi halinde kiracı; işbu mecuru herhangi bir ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın derhal tahliye etmek suretiyle kiralayana tüm ekipmanlar ve teferruatlarıyla birlikte teslim etmeyi, aksi halde teslimde gecikilen beher gün için —- USD (onbinamerikandolar) Cezai şart ödemeyi kabul ve taakkut etmiştir’ hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememizce aldırılan ——- tarihli bilirkişi raporunda özetle; —- günü———— adresine bilirkişi heyeti olarak keşife gidilip gerekli tespitler yapılmıştır. —— tarihinde kira şerhinin tarihinde başlamak üzere ———— yıllık süreyle geçerli olmak üzere sözleşme yapıldığı dosyada ki verilerden tespit edilmiştir. Keşif sırasında ki tespitlerde ————adına kiralı akaryakıt istasyonunun yerine ———— adında başka bir firmanın işletme halinde olduğu görülmüş ve tespit edilip görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce aldırılan ——- tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu ——— istasyonunda yapmış olduğumuz keşif ve dosya incelemesi sonucunda; Davacı …’in, dava dışı Malik … ile akdetmiş olduğu tapuya da şerh edilen kira sözleşmesi kapsamında istasyonun ———- yıl süre ile kiracısı olduğu, Taraflar arasında akdedilen ——— yıl süreli ve tekrar eden alt kira sözleşmesinin amacının ise, taraflar arasında akdedilen anlaşmalar çerçevesinde; İlgili akaryakıt istasyonunda, davacının marka ve amblemi altında davalı ile akdedilen bayilik anlaşması süresi kapsamında, davacının akaryakıt ve diğer ürünlerinin satılmasına yönelik olduğu,—- Yıllık işletme kira bedelinin dava tarihi itibari ile ———TL olduğu, Davalının, taraflar arasındaki sözleşmeleri feshi sonrası, bayilik ilişkisinden kaynaklı alt kira anlaşmasının da son bulması gerektiği kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu ile dava konusu akaryakıt istasyonun —- yıllık kira bedelinin ——- TL olarak tespit edildiği görülmüş olup, eksik harç tamamlattırılmıştır.
Dava konusu istasyonun kurulu bulunduğu taşınmaz maliki …’un davacının davayı kazanmasında hukuki yararı bulunduğu değerlendirilerek davacı yanında feri müdahale talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili bilirkişilerin inceleme günü kendisi hazır olmadan ve inceleme tutanağı düzenlenmeden dava konusu istasyona gidildiğini, mahkemece bilirkişilerin inceleme yapılmaksızın kaleme gelmesi yönünde uyarılması üzerine bilirkişilerin kaleme geri gelip ikinci kez dava konusu yere gitmek zorunda kalmaları nedeniyle kendisine duyulan kişisel husumet nedeniyle taraflı rapor düzenlendiğini, bayilik, kira ve alt kira sözleşmeleri ile ilgili haddi ve hakkı olmayan yorumlar yaptığını, bilirkişileri reddettiğini, bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu açıklanan nedenlerle yeni bir heyetten rapor alınmasını talep etmiştir. ———-tarihli celsede davalı vekili taşınmazın değerinin ———– TL’ nin üzerinde olduğunu, dosyanın heyete tevdii edilmesi gerektiğini, buna ilişkin belediyeden aldığı yazıyı dosyaya sunduğunu beyan etmiştir. Davalı vekilinin bilirkişilere ve rapora yönelik itirazlarının soyut nitelikte olması ayrıca meni müdahale talebinin taşınmaz mülkiyetinden kaynaklanmayıp bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanması nedeniyle yeni bir heyetten rapor alınması talebi reddedilmiştir.
Davalı şirket yetkilisi —————-tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kasıtlı ihtiyati tedbir kararı nedeniyle mahkeme hakimini ———şikayet ettiğini, arsanın değerinin yüksek olmasına rağmen ve dosyaya heyetçe bakılması talep edilmesine rağmen mahkeme hakiminin ısrarla davaya bakmaya devam ettiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmediğini, ———–şikayet etmemiz nedeniyle hakimin taraflı davrandığını taleplerinin sürekli reddedildiğini, tarafsız davranmayan ve aramızda husumet bulunan hakimi reddettiğini beyan etmiştir.
Davacı ve feri müdahil vekili reddi hakim talebinin geri çevrilmesini talep etmiştir.
Ret usulünü açıklayan HMK MADDE 38- (1) Hâkimin reddi sebebini bilen tarafın, ret talebini en geç ilk duruşmada ileri sürmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada öğrenmiş ise en geç öğrenmeden sonraki ilk duruşmada, yeni bir işlem yapılmadan önce bu talebini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen sürede yapılmayan ret talebi dinlenmez.
(2) Hâkimin reddi, dilekçeyle talep edilir. Bu dilekçede, ret talebinin dayandığı sebepler ile delil veya emarelerin açıkça gösterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir.
(3) Hâkimin reddi dilekçesi, reddi istenen hâkimin mensup olduğu mahkemeye verilir.
(4) Ret talebi geri alınamaz.
(5) Hâkimi reddeden taraf, dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirir. Karşı taraf bir hafta içinde cevap verebilir. Bu süre geçtikten sonra yazı işleri müdürü tarafından ret dilekçesi, varsa karşı tarafın cevabı ve ekleri, dosya ile birlikte reddi istenen hâkime verilir. Hâkim bir hafta içinde dosyayı inceler ve ret sebeplerinin kanuna uygun olup olmadığı hakkındaki düşüncesini yazı ile bildirerek, dosyayı hemen merciine gönderilmek üzere yazı işleri müdürüne verir.
(6) Ret sebebi sabit olmasa bile, merci bunu muhtemel görürse, ret talebini kabul edebilir.
(7) Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamaz.
(8) Hâkimi çekilmeye davet, hâkimin reddi hükmündedir.
(9) Bu kararlar aleyhine ancak hükümle birlikte kanun yollarına başvurulabilir.
Ret talebinin geri çevrilmesi ise HMK 141. maddede düzenlenmiştir.
MADDE 41- (1) Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir:
a) Ret talebi süresinde yapılmamışsa.
b) Ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse.
c) Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa.
(2) Bu hâllerde ret talebi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla; tek hâkimli mahkemelerde ise reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir.
(3) İlk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte başvurulabilir.
6100 sayılı HMK’ nın 38. ve 41 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde davacı şirket yetkilisinin reddi hakim talebine dayanak şikayet dilekçesini 05.07.2018 tarihli posta alındısı ile postaya verildiği anlaşılmaktadır. Hâkimin reddi sebebini bilen tarafın, ret talebini en geç ilk duruşmada ileri sürmesi gerekir ancak posta alındı belgesine göre —— tarihinde verilen şikayet dilekçesinden sonra ilk duruşmanın ——–tarihinde yapıldığı, reddi hakim talebinin ise ———– tarihli dilekçe ile yapıldığı ve süresinde olmadığı anlaşılmakla HMK 41. Maddesi gereğince reddi hakim talebinin geri çevrilmesine karar verilmiştir. Diğer yandan davalı tarafın rapora karşı itirazları —— tarihli celsede reddedilmiş olup duruşma ——— tarihine ertelenmiştir. Davalı taraf ise reddi hakim dilekçesini ——- tarihinde karar duruşmasından 8 gün önce vermiştir. Davalı tarafın, reddi hakim talebini karar duruşmasından 8 gün önce vermesi nedeniyle mahkememizce red talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı değerlendirilmiş olup bu yönüyle de reddi hakim talebinin geri çevrilmesi gerekmiştir.
Davalı vekili tahkikatın bittiği bildirildikten sonra sözlü yargılama için süre talep ettiğini, Yargıtay -. Hukuk Dairesinin ———— K. Numaralı kararında hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın sözlü yargılama için süre istenmesi halinde mahkemenin süre vermesi gerektiğini açıklanan nedenlerle sözlü yargılama için süre verilmesini talep etmiştir.
Basit yargılama usulünde tahkikat tamamlandıktan sonra, yazılı yargılama usulünde olduğu gibi sözlü yargılama için ayrı bir kesit öngörülmemiştir; bunun için ayrıca süre verilmez. Hakim tahkikatın tamamlandığı duruşmada, tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini belirterek hükmünü tefhim eder (hmk m. 321/1). HMK 321. Maddede sözlü yargılama için süre verilmesi yönünde bir düzenleme olmadığı için davalı vekilinin sözlü yargılama için süre talebi reddedilmiştir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ———– Karar sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davanın, taraflar arasındaki bayilik ve kira sözleşmesi nedeniyle davalının kullanımında olan istasyondan, davalının bayilik sözleşmesini feshi sonucunda sözleşme ilişkisi kalmadığı nedeniyle haksız müdahalesinin önlemesine ilişkin olduğu, davalı tarafın dava konusu akaryakıt istasyonunda alt kira sözleşmesine dayandığını beyan ederek davanın reddini talep ettiği görülmüştür. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin fesih edildiği her iki tarafında kabulündedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bayilik sözleşmesinin fesih edilmesi nedeniyle davalının akaryakıt istasyonunu alt kira sözleşmesine dayanarak kullanmaya devam edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. ——- Noterliğince düzenlenen ——–tarih ve ———–yevmiye numaralı alt kira sözleşmesinin 6.maddesi ile ‘Kiracı ile kiralayan arasında akdedilen bayilik anlaşması ve eklerinin her ne sebeple olursa olsun sona ermesi halinde kiracı; işbu mecuru herhangi bir ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın derhal tahliye etmek suretiyle kiralayana tüm ekipmanlar ve teferruatlarıyla birlikte teslim etmeyi, aksi halde teslimde gecikilen beher gün için ———USD ——— cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir’ hükmüne yer verilmiştir. Davalı vekili her ne kadar alt kira sözleşmesine dayanarak dava konusu akaryakıt istasyonunu kullanmaya hakları olduğunu iddia etmiş ise de alt kira sözleşmesinin 6. maddesinde bayilik sözleşmesinin her ne sebeple olursa olsun fesih edilmesi halinde dava konusu yerin tahliye edileceğinin taahhüt edildiği görülmekle, dava konusu akaryakıt istasyonunun davacıya tahliye ve tesliminin gerektiği kanaatine varılarak davalının müdahalesinin men’ine dair aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.Davanın kabulü ile; davalının, davacı şirketin kiralayan sıfatına sahip olduğu ———–Parsel sayılı taşınmaza ve üzerinde bulunan akaryakıt istasyonuna vaki müdahalesinin önlenmesine,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 16.681,31 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 2.462,58 TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.510,98 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 20.602,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından harç olarak yatırılan toplam 4.211,43 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 215,00 TL posta ücreti toplamda 3.215,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin, feri müdahil vekilinin, davalı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.02/07/2019