Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1397 E. 2023/281 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2017/1397 Esas
KARAR NO:2023/281
DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/12/2017
KARAR TARİHİ: 30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı taraf vekili 21.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen 04.04.2016 tarihli sözleşme gereği yüklenici firma olan davacı şirketin, davalı firmaya ait depo binasında; ——- işlerini üstlendiğini, bahse konu işlerin taahhüt edilen zamanda yapılarak iş teslim tutanakları ile teslim edildiğini, işin yerine getirilmesinden sonra keşide edilen —– bedelli faturanın davalı tarafça ticari defter ve kayıtlara alınmasına rağmen ödenmediğini, ——– bedelli faturanın ise davalıya tebliğ edilmeden davacı firmaya iade edildiğini bildirmektedir. Davacı şirketin akdedilen sözleşme uyarınca ifa edilen edim ve düzenlenen faturalar gereği toplam 253.920,00.-TL alacağının olduğunu, alacağın tahsili için ——— yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı firmanın ise —— yevmiye nolu cevabi ihtarname ile borcun 122.945,60.-TL olarak kabul edildiğini ve kalan kısma itiraz edildiğini, —— yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı tarafa tebliğ olunan —– bedelli faturaya, ihtarnamenin tebliğ tarihinden 35 gün sonra ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini ve faturanın davacı firmaya iade edildiğini, davalı şirket ile cari olarak çalışıldığını, davacı şirketlere çeşitli tarihlerde ödemeler yapılmış ise de kalan borcun ödenmemesi sebebi ile ——— dosyası ile kanuni icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın itiraz etmesiyle takibin durdurulduğunu, icra takibine 13.03.2017 tarihli dilekçe ile itiraz edildiğini ancak aynı tarihte şirket hesabına 122.945,60.-TL ödeme yapıldığını ancak davalı tarafça kabul edilen ve ödenen kısma ilişkin vekalet ücreti ve icra takip masrafları ile faiz ve fer’ilerinin ödenmediğini, buna ilişkin talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, davalı şirketin hukuki dayanağı olmadığı halde davacı şirket tarafından gönderilen faturaları ödemediği gibi ———– bedelli faturaya da TTK hükümleri gereğince 8 gün içerisinde itiraz etmeyerek ve icra takibine de itiraz ederek haksız yere takibin durmasına yol açtığını, davalı tarafın itirazlarının kısmi kabul miktarı dışında kalan asıl alacak ve asıl alacağın tamamına işleyecek faiz ve fer’ileri ile takip masrafları ve vekalet ücreti yönünden iptali ile takibin devamına, davalı tarafın temerrüde düştüğü —–yevmiye numaralı ihtarnamenin tebliğ tarihi olan —— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği bir takım işleri tamamlayarak, iş ve masrafları doğrultusunda birden çok fatura keşide ederek taraflarına gönderdiğini, Davacı tarafça —– yevmiye numaralı ihtarnamesine karşı gönderilen —- yevmiye numaralı cevabi ihtarnamede; ——- bedelli fatura ve — numaralı 144.266,90.-TL bedelli faturanın kabul edildiği, toplamda 239.,445,60.-TL cari hesap borcu bulunduğu, o tarihe kadar 116.500,00.-TL ödeme yapıldığı, 122.945,60.-TL bakiye borç kaldığı, bu borcun ihtarnameye ek çekler ile sözleşmenin 9.maddesinde yer alan çekle ödeme imkanına binaen ödeneceği ve çeklerin alınabileceğinin ihtaren bildirildiğini, bu ihtarname akabinde 05.04.2017 tarihinde davacı şirket tarafından icra takibi başlatıldığını, süresi içinde itiraz edildiğini, davacıya 13.04.2017 tarhinde 122.945,60.-TL tutarında banka kanalıyla ödeme yapıldığını ancak 07.02.2016 tarihli —-bedelli faturaya ———– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturanın iade edilerek itiraz edildiğini, Davacı tarafın talep ettiği miktarın sözleşmenin 10.maddesinde kararlaştırılan ve davacı tarafından yerinde yapılan keşif sonucu taraflarına bildirilerek karşılıklı anlaşma sonucu konan miktardan fazla olduğunu, sözleşmenin 10.maddesinde toplamda kaç —– kullanılacağı, kaç kg ———uygulaması yapılacağı ve kaç metrekare ———-uygulaması yapılacağının açıkça belirtildiğini, mt birim fiyatı 290,00.-TL olan çelik fuga’nın 99 mt kullanılacağı ve bedelin 28.710,00.-TL olacağı, kg birim fiyatı 11,00.-TL olan ———-uygulamasının 11.000 kg olmak üzere bedelin 121.000,00.-TL olacağı, m2’si 30,00.-TL olan —–uygulamasının 400 m2 olmak üzere bedelin 12.000,00.-TL olacağı ve toplamda kararlaştırılan bedelin KDV dahil 190.817,80.-TL olduğunu, yapılan ödeme toplamının 239.445,60.-TL olduğu gözönüne alındığında sözleşmede belirlenen bedel olan 190.817,80.-TL’nin çok üzerinde olduğunu ve davacı tarafın bedel talebinin kötü niyetli olduğunu, faturaya konu mal ve hizmetin davalı tarafça alınmaması nedeniyle faturanın iade edildiğini, davacı tarafın mal ve hizmeti teslim etmiş olduğunu kanıtlaması gerektiğini, ticari defterlerinde de davacıya borçlu olunmadığının görüleceğini, takibe konu talep edilen toplam bedelden 122.945,60.-TL tutarındaki bedellin davacı şirkete ödendiğini, yapılan ödeme dışındaki bedelin ise taraflarınca kabul edilmediğini, davanın reddine, davacı tarafın 420’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye dayalı düzenlenen bakiye fatura alacağı iddiasıyla başlatılan ve davalının itirazı ile duran takipte, takibin devamını amacıyla açılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.
Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir———- Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.
Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.
İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. Yüksek mahkemenin yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir ——— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 253.920,00-TL asıl alacak, 5.356,79.-TL faiz olmak üzere toplam 259.726,79.-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 06/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 13/04/2017 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf özetle taraflar arasındaki 4/4/2016 tarihli eser sözleşmesi nedeniyle karşı yana fatura ettiği bedellerin tahsilini talep etmiş, davalı ise takip tutarının bir kısmını kabul etmiş ancak bu kabul ettiği borcu da ödediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
“(…) Davacının yanlar arasında kurulduğunu ileri sürdüğü akdî ilişki, TBK’nın 470. maddesi hükmü gereğince, bir “Eser” sözleşmesi niteliğindedir. Kural olarak ve HMK’nın 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca yanlar arasındaki akdî ilişkinin kurulmuş olduğunu davacı, yasal ve yazılı delillerle kanıtlamakla ödevlidir. Karşı tarafın açık onayı bulunmadıkça ve aynı Kanun’un 202. maddesi gereğince “yazılı delil başlangıcı” niteliğinde bir belgeye dayanılmış olmadıkça akdî ilişkinin kurulmuş olduğunu tanık delili ile kanıtlayamaz. O halde; mahkemece, yanlar arasında akdî ilişki kurulup kurulmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Davalı ——– akdî ilişkiyi reddettiği alacağın miktarı itibariyle, akdî ilişkinin varlığının yazılı delillerle kanıtlanması gerekmektedir (HMK 200 md.). Taraflar yazılı delil bulunmadığı gibi, yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından, inşa edilen binada keşif raporunda yazılı malzemelerin kullanılmış olması akdî ilişkinin varlığının ispatına yeterli değildir.
Davalı —-bu işleri taşeron olarak diğer davalı —– yaptırdığını savunmuş olup, buna ilişkin taşeron sözleşmesini de ibraz etmiştir. Davacının, davalı ——- arasındaki harici ortaklık iddiası kabul edilmemiş olmasına rağmen, davacı tarafça mahkemenin bu kararına karşı da gerekçeden dolayı temyiz yoluna başvurulmadığından, ortaklık ilişkisi kanıtlanamamış olup; davacı, davalı —– ile akdî ilişkisini ispat edememiştir. Ancak 30.04.2015 tarihli delil listesinin onuncu maddesinde açıkça yemin deliline de dayanmıştır. Bu durumda mahkemece akdî ilişkinin varlığı ile ilgili olarak davacının davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılıp (HMK 225 vd.) kullanılması halinde sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken” ————
Anılı yüksek mahkeme kararı ve istinaf mahkemelerinin istikrar kazanmış içtihatlarına göre, bir uyuşmazlıkta, sözleşme ilişkisi davalı tarafça inkar edilmiş ise davacının bunui sözleşmenin geçerlilik şartı olarak yazılı yahut resmi olarak tanzimi gerekiyorsa o şekilde, değilse sözleşme tarihi itibariyle senetle ispat sınırının üstünde kalması halinde kesin delillerle, senetle ispat sınırının altında kalması halinde ise delil sınırlaması olmaksızın herhangi bir ile ispat etmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafça sözleşme ilişkisi reddedilmediğinden ve eser sözleşmesinin geçerlilik şartı olarak özel bir şart öngörülmediğinden taraflar arasında sözleşme ilişkisinin var olup olmadığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, bu ilişki doğrultusunda davacı tarafından davalıya fatura edilen tutarlar doğrultusunda davacı yanın alacaklı olup olmadığıdır.
Öte yandan fatura, sözleşmenin ifa aşaması ile ilgili olduğundan bir faturanın tanzim edilip muhatabına gönderilmesi yahut gönderilen faturanın yasal süresi içince itiraz görmemesi, tek başına faturayı tanzim eden tarafın sözleşme ile yükümlendiği edimini ifa ettiği anlamına gelmez; yani faturayı düzenleyip gönderen taraf, fatura konusu borcunu ifa ettiğini (malın teslim ettiğini, işin yaptığını vs.) de ispatlayacaktır.
Mahkememizce taraflar arasındaki (ihtilaf görmeyen) sözleşme, ticari kayıtlar, malzeme teslim tutanakları ve sair evrak temin edilerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce ——– asliye ticaret mahkemesi istinabe edilmiş, keşif icra edilerek düzenlenen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır. 9/11/2021 tarihli raporda,
“(…) Yukarıda bahsedildiği gibi yerimde yapılan tespitlerde;
Eski 2836 parsel, 170 ada 1 parseldeki ————–depo binasının zemin katında iki betonarme: kolon arasında 20 m lik aks aralığında, 20m çelik dilatasyon fugası yapıldığı tespit edilmiştir. Bu işimn sözleşmedeki birim fiyatlara göre ederi: 20 m x 290,00 TL/m2 = 5.800,00 TL dir.
Eski —- parsel (— ada – parset) de bulunan ——— Depo binasında yaklaşık 400 m2 alanda yapılması kararlaştırılan Bozuk Zemin zemin yüzeyine yapılacak ———–kaplama tespit edilememiştir.
Eski — parsel, — ada — parselde “———-” Depoda yaklaşık 11.000 kg olarak olarak uygulanması kararlaştırılan ve 23.500 Kg olarak uygulandığı iddia edilen —— toplarn alanda parça parça bir çok alanda yama ve çatlak tamiri olarak yapıldığı tespit edilmesine rağmen ne kadar ağırlıkta uygulama yapıldığının tespiti yapılamamıştır” belirlemelerine yer verilmiştir.
Mahkememizce temin edilen raporların hüküm tesisine elverişli olmadığı değerlendirilmekle, 7/4/2022 tarihli celse ara kararı gereği, dosya yeni seçilecek bir mali müşavir, inşaat mühendisi ve mimar bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları ve taraf vekillerince sunulan belgeler birlikte değerlendirilerek davacı tarafından icra takibine konu edilen faturalarda belirtilen işlerin teslim edilip edilmediği, söz konusu işler dışında taraflar arasında işler yapılıp yapılmadığı, takip konusu edilmeyen faturalardaki hususlarda birlikte değerlendirilerek davacının varsa alacak miktarının tespitine ilişkin rapor alınmasına karar verilmiştir.
Temin edilen ve hükme esas alınan 25/6/2022 tarihli heyet raporunda,
“(…) Taraflar arasında düzenlenmiş olan 04.04.2016 tarihli Sözleşmede özetle; İşverene ait 2 ayrı parselde bulunan Depo binasının ——- işlerinin işverenin onayı dahilinde 30 günde yapılması, yükleniciye 100.000.-TL avans çeki verilmesi, bakiyenin iş bitiminde kesin hesapla ödenmesi, çelik fuga konmasının 290.-TL/mt, ———-uygulamanın 11.-TL/kg, ———–zemin düzeltmenin 30.-TL/m2 birim fiyatla yapılması belirtilmiştir.
Sözleşmede belirtilen uygulama miktarları yaklaşıktır.
Davalı tarafından davacılara gönderilen 24.03.2017 tarihli ihtarnamede özetle; toplam keşif bedelinin 161.710.-TL olduğu, adlarına 239.445,60.-TL tutarında 2 fatura kesildiği, 116.500.- TL ödemede yapıldığı, 122.945.60 TL cari borç bulunduğu, yapılan işin teslim edilmediği, 07.02.2017 tarihli fatura konusu imalatın tamamlanmadığı için iade edildiği belirtilmiştir.
Davacı tarafından davalı adına düzenlenen 07.02.2017 tarihli faturada özetle; 10.000 kg ————malzeme ve işçiliğinin 11.-TL/kg birim fiyat üzerinden toplam 110.000.-TL KDV = 129.800.- TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya muhtevasında sözleşmede belirtilen; “..———-ve dilatasyon fugası işlerinin işverenin onayı dahilinde yapılması..” hükmüne uygun olarak düzenlenmiş geçerli nitelikte bir belgeye rastlanmamıştır.
Sözleşmeye göre işin 30 günde teslimi (en geç 04.05.2016 tarihinde) gerekmekle birlikte dosya muhtevasında işin teslimine ilişkin herhangi belge görülmemiştir. Bununla birlikte şantiyeye gelen son malzeme teslim tutanağının tarihi 15.06.2016, son iş teslim tutanağının tarihi ise 13.06.2016 dır.
Sözleşmede yaklaşık ————–11.000 kg + 400 m2 olarak belirtilmiş olmasına rağmen teslim tutanaklarına göre şantiyeye 23.500 kg ————malzeme geldiği görülmüştür. İş yeri teslim tutanaklarında ise 25.100 kg + 800 m2 ————uygulaması yapıldığı belirtilmiştir.
Dosya muhtevasında taraflar arasında mutabık kalınmış herhangi bir hakediş veya kesin hesap bulunmamaktadır.
Dosya muhtevasında dava konusu işin bedelinin belirlenmesine, eksik veya ayıplı yapıldığına dair herhangi bir tespit veya geçerli nitelikte hesap veya tutanak bulunmamaktadır.
04.02.2019 Tarihli Bilirkişi Raporunun teknik bölümünde, iş artışının davalının bilgisi dâhilinde olduğu kanaatine varılarak, işin toplam bedeli 386.510.-TL+KDV olarak hesaplanmış olup, davacının KDV dahil 216.636,20.-TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak söz konusu rapor mahallinde keşif yapılarak hazırlanmamıştır.
——– Sayılı dosyasında 25.10.2021 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucu hazırlanan Bilirkişi Raporunun teknik bölümünde özetle; işin yapımından itibaren yaklaşık 5 yıl geçmiş olması, zeminin bir kısmının üstünün örtülü bulunması, kırılan bölgelerin başkaları tarafından tamir edilmesi, ———-kalınlığının tespit edilememesi vb fiili imkânsızlıklar nedenleriyle yapılan işin kesin bedelinin hesaplanamadığı belirtilmiştir.
—- Sayılı dosyasında —— tarihlerinde mahallinde yapılan keşif sonucu hazırlanan Bilirkişi Raporunun teknik bölümünde özetle; depo zeminlerindeki —– derzlerinde kırılma ve bozulmalar olduğu, betonda çökmeler ve yoğun çatlaklar olduğu, zemin betonu yüzeyinde soyulmalar bulunduğu, hasarların giderilmesi için zemin betonunun kırılarak atılması, zemine çelik saplama yapılarak ———doldurulması, derzlerin kesilerek dolgusunun yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıdaki bilgi ve belgeler ışığında aşağıdaki tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır;
* Taraflar arasındaki sözleşmeye göre birim fiyatlar sabit kalmak kaydıyla yapılan işin metrajına göre bedelinin belirlenmesi gerekmektedir. Sözleşmedeki miktarlar ise yaklaşık olup, yapılan işin toplam bedelini bu miktarlar üzerinden belirlemek uygun ve geçerli görülmemiştir.
* Malzeme Teslim Tutanakları ve İş Teslim Tutanaklarına göre iş miktarında artış olduğu ve işin sözleşmede belirtilen sürede tamamlanmadığı anlaşılmış olup, davalı tarafından davacılara gönderilen 24.03.2017 tarihli ihtarname de göz önüne alınarak iş artışı ve süre uzatımın işverenin bilgisi ve kabulü olmadan yapılmasının mümkün olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
—— Sayılı dosyasında 25.10.2021 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonucu hazırlanan Bilirkişi Raporda özetle fiili imkânsızlıklar nedenleriyle yapılan işin kesin bedelinin hesaplanamadığı belirtilmiştir.
——-Sayılı Bilirkişi Raporunda tespit edilen ayıplar genel olarak zemin betonundaki yapısal sorunlarla ilgili olup, bu rapora dayanarak mevcut zemin betonu üzerine yapılan ———-kaplama ve sözleşme konusu diğer işlerin ayıplı olduğu sonucuna varılamayacağı ve bu rapora göre ayıplı iş tespiti yapılamayacağı görüş ve kanaatine varılmıştır.
* İş Teslim Tutanaklarında her iki tarafın da imzası olduğu göz önüne alınarak iş bu tutanaklardaki miktarlara göre yapılan işin bedeli aşağıda hesaplanmıştır.
13.04.2016 Tarihli ikta uygulanan ———-miktarı 800 m2 olup, m2’ye ortalama 1 kg malzeme gideceği göz önüne alınarak 800 kg malzeme gerekeceği hesaplamamıştır. Buna göre toplam uygulanan ——–miktarı: ——- zemin düzeltme miktarı ise sözleşmeden alınmıştır (…)
Davalı tarafından davacıya ödenen bedel 239.445,60.-TL olup, buna göre davacının davalıdan talep edeceği bedel KDV dahil: 456.082,00.-TL – 239.445,60.-TL – 216.636,40.-TL olarak hesaplanmıştır.
SONUC ve KANAAT:
Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde, dosyadaki bilgiler ve deliller ışığında, takdirin Sayın Mahkemenizin görev alanına ait olmak üzere;
Yapılan Teknik inceleme neticesinde,
Yapılan işler karşılığında davacının davalıdan 216.636,40.-TL talep edebileceği,
Davacının talebinin ise icra takibi sonrası davalı tarafından ödenen bedel düştükten sonra 130.974,40.-TL olduğu, taleple bağlılık ilkesi doğrultusunda takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu,
Yapılan Mali inceleme neticesinde,
* Davacı —- ticari defterlerini sunmadığı,
* Davacı —– yılı ticari defterlerinden sadece yevmiye defterini sunduğu, kebir ve envanter defterleri ile—– yılı ticari defterlerini sunmadığı,
* Davacı şirketin ticari defterlerini sunmamış olmasından dolayı belgelerinin delil vasfına haiz olmadığı,
* Davacı şirketlerin, davalı şirket aleyhine 253.920.- TL tutarında icra takibi yaptıklarını, davalının takip sonrası 122.945.60 TL ödemede bulunduğu,
* Davalı şirketin ticari defterlerinin kendi adına delil vasfına haiz olduğu,
* Davalı şirketin kayıtlarında 20.03.20(1)7 icra takip tarihinde davacı şirketlere 122.945.60 TL borçlu görüldüğü, davalının takip sonrası 13.04.2017 tarihinde söz konusu bedeli ödediği ve kayıtlarında 21.12.2017 dava tarihi itibariyle bir borcunun bulunmadığı,
* Yapılan mali inceleme sonrası davacı şirketlerin iddialarının takdiri Sayın Mahkemenizin olmak üzere ispata muhtaç olduğu” belirlemelerine yer verilmiştir.
Bu bilgiler ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacı şirketin, alacağın ispatı bakımından ticari defter ve ilgili kayıtları, cari hesap ekstresi, teslim belgeleri, bilirkişi incelemesi ve yemin deliline dayandığı; bu iddianın ispatı bakımından tarafların ticari kayıtlarının tetkik edilmesi ve ayrıca sözleşme konusu eserin (hizmetin) yapılıp yapılmadığının da keşfi müteakip bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiği, işin yapımından itibaren yaklaşık 5 yıl geçmiş olması, zeminin bir kısmının üstünün örtülü bulunması, kırılan bölgelerin başkaları tarafından tamir edilmesi, ——————-kalınlığının tespit edilememesi gibi fiili imkânsızlıklar nedenleriyle yapılan işin kesin bedelinin hesaplanamadığı,
keşfin ve teknik raporun temin edildiği, malzeme teslim tutanaklarına göre nihai raporda tarafların mutabık kaldıkları iş üzerinden bakiye alacağa dair hesaplama yapılmışsa da davalı şirketin kabulünde olan tutarın ödendiğine dair savunması/itirazı ve ayrıca iş teslim tutanaklarında adı geçenlerin —- kayıtlarından davalı şirket bünyesinde çalışmadıklarının anlaşılması ve davalı şirketin bu yönde de itirazlarının bulunması karşısında tek geçerli delilin tarafların ticari defter ve kayıtları olabileceği; ancak davacı şirketin bunları eksiksiz olarak sunmadığı, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre ise borcunun bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkememizce davacının bakiye alacak iddiasını ispat edemediği kabul edilmiştir.
Davacı tarafça yemin deliline dayanıldığından yargılamanın (13) üncü celsesinde ilgili hatırlatma ve ihtar yapılmış, iki haftalık kesin süresi içinde yemin metni düzenlenerek karşı yana tebliğ edilmediğinden, davacının, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan edimini zamanında, tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini ve davalıdan sözleşme nedeniyle bakiye alacağı olduğunu usulüne uygun delillerle ispat edemediği anlaşılmış, bu nedenle sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Sübut bulunmayan davanın REDDİNE;
2.-Alınması gerekli 179,90.-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 940,42.-TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 760,52‬.-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.-Davalı tarafından sarf edilen 2.100,00.-TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 39.298,75.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6.-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki (2) hafta süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.30/03/2023