Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1378 E. 2021/719 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1378 Esas
KARAR NO: 2021/719
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/08/2015
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten—– cari hesap alacağının bulunduğunu, bu alacağa ilişkin olarak——– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, faize yapılan itirazın da yerinde olmadığını, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapıldığı iddia edilen herhangi bir sözleşme bulunmadığını, yetkili mahkemelerin ——- olduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasında konsinye satış üzerinden bir ticari ilişki kurulduğunu, henüz mallar üzerinde gerekli denetim yapılmadan davacı tarafça müvekkiline ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye konu borcun müvekkiline teslim edilmeksizin marketlerde konsinye bırakılan malların fatura edilmesi şeklinde oluştuğunu, konsinye satış noktasında anlaşılan mallar üzerinde gerekli incelemeler tamamlandıktan sonra müvekkili tarafından —— davacı yana iadeli taahhütlü mektup yolu ile gönderildiğini, ancak davacı tarafın postayı almaktan imtina ettiğini, ödemezlik definde bulunduklarını, davacının müvekkilinden alacağı bulunmadığını savunarak; davanın reddine ve %20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: taraflar arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, ticari ilişkinin konsinye satış üzerinden kurulması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, ürünlerin nitelik yönünden bozuk olduğunun doğru olmadığını, ayıp ihbarı süresinde yapılmadığını, davalı şirket takibe ödemeyi geciktirmek amaçlı itiraz ettiğini haksız ve kötü niyetli itirazların reddini, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki vakıaları tekrara ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizce, —— karar ile davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, ———– ilamı ile kararın “Davalı borçlu tarafından icra takip dosyasında icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olup, mahkemece itirazın iptali davasının yetkili icra dairesinde yapılması konusundaki dava şartını incelemesi gerekir. Bu nedenle öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı konusunda inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken mahkemenin yetkisiz olduğuna dair karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamından sonra mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, —— sayılı dosyası, ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—— sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından cari hesap bakiyesi alacağına istinaden davalı aleyhine — asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam ——alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından —— tarihinde icra takibine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğ edilmediği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporda özetle; davacı tarafça ticari defter ve kayıtların incelemeye ibraz edilmediği, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı şirketin — içinde davacıdan toplam —- tutarında — fatura karşılığı mal aldığı, karşılığında — ödemede bulunduğu, — tutarında iade fatura kesildiği, davalı yanın davacı şirketten ——– tutarında alacaklı olduğu, davacının davalıdan olan alacağını ispat edemediği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, davalı ile olan ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davacı ile konsinye satış ilişkisi kurulduğu ve bu kapsamda davacı yana mal iadesinin yapıldığı savunulmakla davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin icra müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine itirazı bakımından; taraflar arasında ticari ilişki kurulduğunun taraf beyanları ile sabit olduğu, dava konusunun para alacağına ilişkin olduğu, TBK 89/1 maddesi uyarınca davacı yanın yerleşim yerinin de yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı yanın yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda, uyuşmazlığın taraflar arasındaki konsinye satış usulüyle ticari ilişki kurulup kurulmadığı, bu kapsamda davalı tarafça davacı yana ürün iadesi yapılıp yapılmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile davalı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı tarafından düzenlenen toplam —- tutarındaki — faturanın davalı yanın ticari defterlerine kayıt edildiği, davalı tarafça toplamda —- ödemede bulunulduğu, yapılan ödemenin düşülmesi ile davacı yanın alacaklı olduğu miktarın —olduğu, ancak davalı tarafından düzenlenen toplam —- tutarlı iade faturaları ile davalı yanın davacıdan —–alacaklı hale geldiği, davalı tarafça düzenlenen iade faturalarının konsinye satış ilişkisi kapsamında ayıplı ve yetersiz ürünlere ilişkin olduğunun savunulduğu, bu beyan ile davalı yanın ispat yükünü kendi üzerine aldığı, her ne kadar bilirkişi raporunda davacı tarafından sunulduğu belirtilen satın alma formu ile taraflar arasında konsinye satış ilişkisinin kurulduğu belirtilmiş ise de, anılan formun esasen davalı tarafça sunulduğu, satın alma formunun davacı yan ile ilgisinin tespit edilemediği, konsinye satış ilişkisinin davacı tarafından da inkar edildiği, dosya kapsamında başkaca bir delile rastlanılmadığı, ancak davalı tarafça cevap dilekçesi ile yemin deliline dayanıldığı, davacı yana taraflar arasında konsinye satış ilişkisinin kurulduğu ve bu kapsamda mal iadesi yapıldığı hususunda yemin teklifi edildiği, yemin davetiyesinin davacı yana usulüne uygun olarak ——– tarihinde tebliğ edildiği, ancak davacı şirket yetkilisinin belirlenen duruşmada hazır bulunmadığı, her ne kadar davacı vekilince şirket yetkilisinin yurtdışında olduğu ve pandemi nedeniyle ülkeye dönüş yapamadığı belirtilmiş ise de, davacının yurtdışında bulunmasının teklif edilen yemininin yerine getirilmesine engel teşkil etmediği, tebliğ tarihi itibariyle ———— arasında uçuşa engel herhangi bir tedbirin bulunmadığı, yurtdışında bulunmanın kabul edilebilir bir mazeret olmadığı, davacı yanın yemini eda etmekten imtina ettiği, bu hali ile yemin konusu vakıaları ikrar ettiğinin kabulü ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça kötüniyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de, davacı yanın kötüniyeti sabit olmadığından, istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —— gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
Davacı yanın kötüniyeti sabit olmadığından davalı yanın kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 59,30 TL’nin davacı tarafça dava açılırken yatırılan ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 2.678,93 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.619,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 23.974,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde—— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 17/06/2021