Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1349 E. 2019/818 K. 24.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/597 Esas
KARAR NO : 2019/690

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2013
KARAR TARİHİ : 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile arasında mal alım/satım sözleşmesi akdedilmiş olup, bu sözleşmeye göre davalı tarafın müvekkiline ait otel binasındaki üç bölüm için cam cama kapama sistemi yapılması hususunda anlaştıklarını, işin bedeli olarak 37.000 TL olarak anlaşıldığını, müvekkili tarafından karşı tarafa sözleşme bedeli karşılığı 53.000 TL kıymeti olan—- köyünde bulunan kooperatifte 4 hissenin devredildiğini, bedelin fazlasının davalı tarafından müvekkiline çekle taksitler halinde ödendiğini, davalı tarafından yapılan cam cama kapama sisteminin yağmur suyu ve rüzgar alaraka otele zarar verdiğini ve beklenen faydayı göstermediğini, müvekkili tarafından davalı tarafa hataların düzeltilmesi için uyarıldığını ve Üsküdar —–. Noterliğinin 25/12/2008 tarih ve —-yevmiye numarası ile hataların giderilmesine ilişkin ihtarat yapıldığını, davalı tarafın cevap vermediğini, Kadıköy —-. İcra Müdürlüğünün 2010/6840 esas sayılı dosyası ile ( İstanbul Anadolu—– İcra Müdürlüğünün 2016/9084 esas sayılı dosyası ) icra takibi yapıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini beyanla, davanın kabulü ile, davalı borçlunun yaptığı itirazın iptaline, takibine devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi uygulanmasına, kötü niyetli davalı borçlunun %40 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, reddinin gerektiğini, eser sözleşmesinden doğan alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, zamanaşımı nedeniyle reddini gerektiğini, müvekkilinin sözleşme konusu işi eksiksiz olarak yaptığını ve davacının da bu işi kabul ettiğini beyan ederek, öncelikle asliye hukuk mahkemesine açılan davanın görev itirazları nedeniyle reddine, usul ve itirazları kabul edilmezse davanın esasına girildiği taktirde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında ayıplı ifa nedeniyle cezai şartın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında taşeron sözleşmesine dayalı olarak 37.000,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, borca itiraz dilekçesinin davalıya tebliğ edilmediği, 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili her ne kadar zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de taraflar arasında sözleşmenin 16/08/2008 tarihinde imzalandığı, aynı sözleşmede garanti süresinin 2 yıl olduğu dolayısıyla zamanaşımı süresinin 16/08/2010 tarihinden itibaren başladığı, icra takibinin 17/02/2010 tarihinde yapıldığı ve zamanaşımın kesildiği, eldeki davanın ise 11/07/2014 tarihinde zamanaşımı süresi içinde açıldığı görülmekle davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 16/01/2008 tarihli sözleşme incelendiğinde, sözleşme bedelinin 37.000,00 TL olduğunun, malzeme ve işçilik hatalarına karşı mal teslim tarihinden itibaren 2 yıl garanti verildiğinin, taraflardan her biri kendilerine keşide edilecek noter ihtarnamesinin şerh tarihinden itibaren 3 gün içinde sözleşmeyi ihlala eden tarafa 37.000,00 YTL ve yasal faizi kadar cezai şartı deyeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Davacı tarafça sunulan 06/01/2009 tarihli ‘Teslim Tutanağı’ başlıklı belge incelendiğinde, dava dışı ——- ile dava dışı … tarafından düzenlenmiş olduğu,——— ait otelden arıza nedeniyle sökülen 30 m2 cam cama kapama sisteminin saklanmak üzere teslim alındığı görülmüştür.
Davacı tarafından davalıya keşide edilen Üsküdar ——. Noterliğinin 25/12/2008 tarih ve —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 37.000,00 TL cezai şartın 3 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Şile Sulh Hukuk Mahkemesinin ——-dosyasında davalı tarafından yapılan işlerin yer yer hatalı ve kusurlu olduğu, keşif tarihi itibari ile tespite konu edilen işlerin tamamının davacı tarfından değiştirlmesi halinde 44.937,80 TL değer olabileceğinin yazılı olduğu görülmüştür.
Davalı tanığı … beyanında özetle; 2007 ve 2008 yıllarında davacının binasının giriş ve teras katlarında cam balkon imalatı yaptıklarını, bu iki iş yaptıktan yaklaşık 1 yıl sonra davacının istemesi üzerine davacının giriş katının üstündeki cam balkon kısımlarını söktüğünü, şirket deposuna bıraktığını, sökümün neden yapıldığını bilmediğini, buna ilişkin davacıdan imzalı kağıt aldığını, davacının balkonlarının su alması nedeniyle 3-4 defa servise gittiğini ancak söküm için gittiğinde su olmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında özetle;dava konusu cam balkon işinin montajına gitmediğini ancak ustasıyla birlikte imalatını yaptığını, davacının cam balkonlarıının yapıldıktan bir süre sonra kullanıldığını, davacının bir süre sonra cam balkonların sökülmesini ve depoya konulmasını istediğini, daha sonra alacağını söylediğini, cam balkonun firmaları tarafından sökülerek depoya konulduğunu, davacının daha sonra bunları almadığını, cam balkonun neden söküldüğünü bilmediğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında özetle; davalının yanında çalışmadığını bazwen kendilerine yardım ettiğini, davacının cam balkonlarının imalatı sırasında her ikisinde de bulunduğunu, davacıya imalat yaparken bunun kış bahçesi niteliğinde olduğunu, ta izalasyon sağlamayacağını söylediklerini, davacının bilgisi dahilinde mıntaj yapıldığını, davacının yaklaşık 1 yıl sonra alt katta başka bir firmaya ısıcam ve plastik doğrama yaptıracağını söyleyerek cam balkonun sökülmesini istediğini, bunun üzerine firma elemanı …’ nın cam balkonu sötüğünü ve şirketin deposuna bıraktığını beyan etmiştir.
Görevsiz mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan 18/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında imzalanan 16/01/2008 tarihli sözleşmede akdin ifası ile birlikte cezai şartın istenebileceğine dair hüküm bulunmadığı ve davalı yüklenicinin sözleşmeye konu eseri işçilik ve montajlarını yer yer fen ve sanat kaidelerine uygun yapmamasına rağmen davacı iş sahibince ifadan vazgeçilerek cezai şart istenmediği ve işin gereği gibi yapılmamasına rağmen ifa kabul edildiğinden davacının davalıdan cezai şart alacağını talep edemeyeceği kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, eser sözleşmesi uyarınca işin ayıplı ifa edildiğinden bahisle 37.000,00 TL cezai şartın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptalinin talep edildiği, davalının eserin ayıplı ifa edilmediğini savunarak davanın reddini talep ettiği görülmüştür. Öncelikle dava konusu edilen cezai şartın hukuki niteliği üzerinde durulmasında zorunluluk bulunmaktadır. Taraflar sözleşmede belirlenen işlerin tamamlanmayıp eksik yerine getirilmesi halinde cezai şart ödenmesi hakkında mutabık kalmıştır. BK’nın 179. Maddesinde,bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hüküm hukuki niteliğince seçimlik cezai şartı düzenlemekte olup 16/01/2008 günlü sözleşmede de açıklanan yasa maddesine uygun bir cezai şart düzenlendiği görülmektedir. O halde davacı, ya akdin ifasını ya da cezai şartın ödetilmesini isteyebilecektir. Somut uyuşmazlıkta ise davacı tercihini cezai şartın ödenmesi yönünde kullanmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği davalının imal edip, montajını yaptığı cam cama kapama sisteminin tanık beyanları, şile Sulh Hukuk Mahkemesinin—— dosyası, 06/01/2009 tarihli ‘Teslim Tutanağı’, Üsküdar —-. Noterliğinin 25/12/2008 tarih ve—–yevmiye numaralı ihtarnamesi birlikte değerlendiirldiğinde ayıplı ifa edildiği, bu durumda davacının davalıdan cezai şart talep edebileceği, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin ise haklı görüldüğü anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.Davanın KABULÜ ile davalının İstanbul Anadolu——–. İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2.İcra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak miktarının %40’ı oranında belirlenen icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
KARAR HARCI
3.Alınması gerekli 2.527,47 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 631,90 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 1.895,57 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4.Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.420,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
5.Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 631,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.Davacı tarafından sarfedilen bilirkişi masrafı ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.736,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.Davalı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8.Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.