Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1284 E. 2018/1213 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1284 Esas
KARAR NO : 2018/1213

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 27/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından sigortalı ——— aracın müvekkiline rehinli ——— plakalı araca 07/04/2016 tarihinde %100 kusurlu olarak çaptığını ve hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, meydana gelen hasar nedeniyle araçta değer kaybı meydana geldiğini ve müvekkilinin zarara uğradığından bahisle zararlarının tazmini için başlattıkları İstanbul Anadolu ———–. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5769 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ——– plaka sayılı araçta oluşan değer kaybı için şimdilik 200 TL ve değer kaybının tespiti için yapılan 177 TL eksper ücreti olmak üzere şimdilik toplam 377 TL değer kaybı bedeline poliçe limitleri dahilinde kaza tarihinden itibaren yasal faizin işletilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadığını, dava şartının gerçekleşmediğini, bu nedenle davanın usulden reddini, davacının bakiye değer kaybı ile ilgili maddi tazminat talebi bakımından kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin dava konusu talep ile sorumluluğunun düşünülse bile davalı şirketin bu sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu nedenle sebepsiz zenginleşmeye mahal vermemek amacıyla öncelikle kazaya karışan sigortalı aracın sürücüsünün kusur oranının tespitini kusur oranının belirlenmesinden sonra araçta meydana gelen değer kaybının tespiti edilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan değer kaybı zararının tazmini talebi olduğu, davacı tarafça kazaya karışan davalıya sigortalı araç üzerinde rehin hakkı bulunduğundan bahisle zararın tazminin talep edildiği, davalı tarafça değer kaybı zararını araç malikinin isteyebileceğinden bahisle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 1451.madde ve fıkrasında “Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder. ” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay ———— Hukuk Dairesi’nin 29/09/2016 tarihli ———— Esas ve Karar sayılı, 23/05/2016 tarihli ———- Esas ve Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “…malik üzerinde rehin hakkı bulunan eşyasını kendi adına ve lehine sigortalatması durumunda rehin hakkı sahibinin, borçlu malikten alacağı rehinli eşyada riziko gerçekleşmesi durumunda  ödenecek sigorta tazminatı üzerinde de devam edecektir…Rehin hakkı sahibine tanınan bu özel hak hangi sigorta tazminatlarında tanınacağı hususu da 1456. Maddesinde açıkça gösterilmiştir. Mal üzerinde ki malike ait menfaatin sigortalanması sonucuna dayalı tazminatlar üzerinde rehin hakkı sahibinin önceliği bulunmaktadır….Somut olayda, araç maliki trafik kazasına karışan kusurlu bulunduğunu iddia ettiği araç zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı araç değer kaybını talep etmektedir. Yukarıda ki bilgiler ışığında malikin kendi menfaatini sigortalattığı bir durum olmaması tamamen karşı araç malikinin menfaatini sigorta eden sigortacıya karşı araç değer kaybı talep edilmesi karşısında TTK 1456. Maddesinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla TTK 1456. Maddesinde sınırlı ayni hak sahibine tanınan özel hak malikin kendi menfaati için yaptırdığı sigortadan doğan tazminatlar için geçerlidir. Bu özel hak karşı araç malikinin menfaati için yapılan zorunlu sigortanın üstlendiği tazminatları kapsamamaktadır.” Eldeki dava bakımından da; davacı tarafça kazaya karıştığı iddia edilen karşı araç sigortacısı aleyhine dava açıldığı dikkate alındığında, söz konusu hakkın araç malikine ait olduğu, dolayısıyla davacının aktif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL olduğundan peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ————-‘nin 7/2.maddesine göre belirlenen 22,62 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.